Amca oluyoruuuum!

1.6K 59 3
                                    

Nazlı;
Sözümüzden geçen uzun zaman sonra hala aynıydım. Aşkım hiç eksilmiyor aksine böylesi karaktersiz birine karşı artıyordu. Ama nefretim de bu yüzden katlandıkça katlanıyordu. Bu uzun zamandan kastım da iki hafta oluyor. Rabia geleli, biz sözleneli, erdemle mehtap sevgili olalı iki hafta oluyor.
Mine birazdan gelecekti bize. Haberleşmiştik. Lise arkadaşımı buldum yıllar sonra hemde nasıl buldum. Bulmakla kalmadım elti olduk oluyoruz.
Mine lisede de tatlı bir kızdı. Ancak tam bir feministdi. Kısaca erkek düşmanıydı da diyebilirim. Merak ediyorum doğrusu ekrem abimle nasıl oldu da evlenebildi. Sonuçta mal aynı engin de ekrem abimde kardeş. Benzer bir yanları var elbet mesela ikiside düşüncesiz.! Yaratıklarr.
Çalan zil ile toparlanıp kapıya koştum. Açtım.
"Hoşgeldin minecim"
"Hoşbuldum canım"
"Gel hadi geç içeriye"
Gülümseyip girdi ardından kapıyı kapatıp üstünden çıkartıp uzattığı kabanını astım. Beraber salona geçtik.
"Ee nasıl gidiyor bakalım ilk adımlar nazlı hanım?"
Sinsice sormuştu ama içimde ufacık bile kıpırtı oluşmadı benim istemediğim bir evlilikten ne bekleniyordu? Engine aşık olabilirim ama o bana değil! Üstelik o bana aşık bile olsaydı sırf öpüşmekten ileri gittiğinizi düşünüyoruz dedikleri için yine istemezdim evlenmeyi. Evlilik tehtitle olacak şey değildi ki aşık ol veya olma evliliği gönülden bizzat istemen gerekliydi.
"Normal gidiyor"
Şaşırıp dibime iyice sokuldu.
"Canım sen iyimisin? Normalde heyecanla dolu olman lazım?"
"Ama değilim"
"Neden?"
"Bilmem? Belkide direttikleri bana hak tanımadıkları içindir."
Gözlerini pörtletti. Ellerimi avucuna aldı.
"Güzel arkadaşım benim. Sen koca kızsın reşitsin kendi kararlarını verebilirsin. Evleneceğin kişi engin dahi olsa sen istemedikten sonra olmaz ki zaten. Neden bu yolda adım attın?"
Söylememeliydim, yoksa yayılırdı vee erdem ile ali bunu duyarsa beni kurtarmak adına o para yardımlarını direk kendileri red ederlerdi. Ki benim yüzümden biri hayatını biri annesini kaybedebilirdi. Kahretsin ki bununla sınanıyorum ve nolursa olsun onlar için değerdi.
"Bilmiyorum. Zaten direk baskı kurmadılar sadece biraz ısrarcı davranılar. Ki hayat çokta umurumda değil evlilikte öyle."
Anlamışcasına başını salladı.
"Anlıyorum. Canını sıkan başka bir mevzu var ama sen zaten istediğin an konuşursun. Peki seviyormusun engini?"
Bu soru can evimden vursa da, ne doğruyu ne yalanı söyleyecektim.
"Bir eşe duyulacak saygı sevgi neyse o kadar onun da bana olan saygısı sevgisi bu."
"Öyle olsun göreceğiz zamanla."
..
Uzun eğlenceli sohbetimizin ardından kahvelerimizi yudumluyor mutfak masasında oturuyorduk şimdi de.
"Ee anlatmadın? Hep beni konuşturdun. Evli kadın sensin nasıl gidiyor.?"
Kahkaha atmaya başladı evet biraz saçma bir soruydu çünki kız beş yıldır evliydi.
"Valla benim beş yıldır aynı. Bu genelde ilk aylarda sorulur sen yılında sordun."
Bende gülüp ona katıldım. Sonuçta anormal bir reçelden bahsediyoruz. Bak yine engin geliyor beyin ve kalp hücrelerime, ya bi siktirin gidin!
"Yine de cevaplayım iyiyiz kavgamız gürültümüz hiç eksik olmaz ama barışı yine evimizde birbirimizde buluruz. Bu güzel olanı sana da tavsiyem uzatmak işe yaramıyor canım"
"Ya peki birşey soracağım ama dalga geçerden vallahi ekrem abimi arar olmadık şeyler söylerim."
"Ne diyecekmişsin?"
"Çocuk istediğini ancak ekrem abimin bi halt yapamadığını söylerim."
Kızarmamıştı adeta renk değiştirmişti.
"Allahın cezası ya of sor ne soracaksan"
"Şey.. İlk gece çok mu acıdı ya?"
Bu soruyla cidden gülüyordu. Ama ben uyarmıştım.
"Peki arayayım ben ekrem abimi."
"Yahu tamam dur. Beklemiyordum bu soruyu sadece."
"Uff birşey söyleyecekmisin?"
"Bak korkunu ablayabiliyorum. Ki ende daha da fazlası vardı. Hatta grce gece kaçmak için canım döner çekti bile demiştim ve gidip döner alıp gelmişti ekrem abin. Ancak erkek şefkatli olduktan sonra sen kendini ona bırak güzelim. Ekrem baskı kurmadı bana isteyip istemediğimi sordu. Oan gözlerinde düşünceyi şefkati görünce ölüme bile hazır oluyosun zaten. "
"Öyle diyosun yani"
"Aynen öyle"
..
Kahkahalara tutulmuş konuşuyorduk. Lise anılarımız kabardıkça kabarıyordu.
"Karnım ağrıdı yahu. Bir gideyim elimi yüzümü yıkıyım."
"Tamam tamam"
O  banyoya yönelirken bende bulaşıkları makineye dizip tezgahı temizlemeye koyuldum.
..
Allah allah ben işimiz bitirdim bu kız hala mı yıkamadı elini yüzünü ya?
Hızla banyoya yöneldim. Kapıyı açmamla şoktum.
Mine boylu boyunca yere uzanmış yatıyordu.
"Mineee"
Yere oturup başını kucağıma çektim.ne yapacaktım şimdi. Ne oldu şimdi birden bire allahım yardım et.!
Nabzını elimle ölçtüğümde normal gibiydi.
"Mine dayan canım benim hastaneye gideceğiz"
Ambulansı aramaktan başka çarem yoktu ekrem abimi gidince arardım şimdi telaş yaparsa ona da bişey olur sonra allah korusun.
Telefonumu arka cebimden çıkarıp  ambulansın numarasını tuşladım.
..
Sedyeye yatırılan mine acile hızla götürülürken elim ayağıma dolaşmış şekilde bende arkasından koştum.
"Hanımefendi siz giremezsiniz biz gerekeni yapacağız"
Bir cümleyle suratıma kapatılan acikin kapısında gözlerim dolmuş bekliyordum. Ne olmuştu acaba neden bu haldeydi güzelim kızcağız, ekrem abşm aklıma gelince aradım.
"Efendim abicim"
"Abi nerdesin"
"Enginle  beraberiz işimiz vardı ne oldu abicim sesin çok kötü geliyor."
"Abi.."
"Nazlı konuş artık delirtme beni!! Ne oldu??"
"Abi hastanedeyiz mine bayıldı hemen gel buraya"
"Ne!! T-tamam "
Suratıma kapatılan telefonla daha da batmış gibiydim içimi kavuran üzüntü ve merak boğuyordu beni.
Acil kapısının karşısındaki oturaklardan birine oturum başımı dizlerime yasladım.
..
"Nazlııı"
İsmimi gür ve sinirli sesten duymuştum. Kafamı kaldırıp ekrem abime baktım. Çok sinirliydi eli ayağına dolanmış belli. Karısı sonuçta.
"Nerde nazlı o nerde!!?"
Sesi öyle yüksekti ki bir adım geriledim şuan iyi değildi ve normaldi hayatının anlamına ne olmuş bilmiyor endişeyle kavruluyordu.
"A-abi içeride yarım saat önce aldılar içeri"
Elini yumruk yapıp sıktı gözlerini yumup sakinleşmek istedi. Bu sırada yanımızda duran engin derin nefesler alıyor bana bakıyordu.
"Ne. Oldu ona heh söyle ne oldu?"
Bu kadar sert olması gerekmiyordu ki!
"B-bilmiyorum bize geldi oturduk konuştuk banyoya gitti bir süre sonra geri gelmeyince endişelenip bende gittim yerde yatıyordu anlayamadım abi?"
İleri geri gidiyordu beni dinledi mi ondan bile emin değildim. Elini karşıdaki duvara vurup bağırmua başladı
"Geri gelmeyince öyle mi!! Ulan ben karımı emnart edemeyecekmiyim!! Ya birşey olursa ona?"
Ben mi suçluydum. Banyoya gidne bir insanın durup dururken bayılacağımı nerden bileyim. Ne bekliyordu benden. İçi acıyor anlıyorum ama benim içimi de acıtmaya hakkı yok! Engin yanıma gelip omzuma elini koyup sıvazladı.
"Abi bak sakin ol yengem iyidir eminim. Belki başı dönmüştür sadece.tansiyonu düşmüştür. Nazlı ne yapsın ki?"
Beni korumak için yapsa da şuan ilgilenemiyordum.
"Kes lan kes!! Karım içerde benim iyimi değilmi bilmiyorum. Ki eğer kötüyse kimin suçu söylesene!! Nazlı farkemedi mi halini de onu yanlız bırakıyor!"
Bunları ekrem abim diyor olamaz. Üzüntüsü çok da olsa ben birşey yapmadım. Ekrem abim bana değil bağırmak kızmak sesini bile yükseltmezdi. Hemen bir üzüntüde bir kederde böyle parçalayabiliyordu demek ki. Suçum olsa o değil ben kendimi parçalarım ancak neydi suçum müneccim olmamak mı?!
"Abi bilemedim diyor kız kendi gitmiş banyoya bayılmış ya dışarda olsaydı nazlıya teşekkür bile etmelisin."
Ekrem abi kan çanağı gibi gözleriyle baktı. Sinirli hınç dolu ve acıyla bakıyordu. Canının en içiydi mine biliyorum.
"Gözüme gözükme nazlı!! Dua et birşey olmasın. Halini fark edemeyecek kadar aciz bile olsan en azından hızlı davranıp çabuk getirtirdin onu hiç değilse beni arardın sen ne yaptın umurunda dahi olmadı dimi? Kafana göre getirdin iki de üzülmüş numarası. Herşeyi kabul etsem fevri davrandım desem bile beni arayacaktın. Ulan benii!!"
"Abi yeter!! Ağzından çıkana dikkat et ilerde pişman olacağın sözler söyleme acizlik bunu söyleyendedir. Üzüntünü anlıyorum ama kimseye saldırma! Hele nazlıya sakın!"
Onları dinleyemeyecek kadar yine ve yine ezilmiştim. Yine birilerini düşündüğüm ve yardım etmek istediğim anlaşılmamıştı.
Gözümden akan çifte çifte yaşlar ekrem abimin dediği gibi acizliğimdendi. Hastane kapısının dışına çıkıp derin bir nefes aldım.
"Allahım ne olur ona birşey olmasın lütfen."
..
"Nazlı gel hadi uyandı yengem"
Enginin sesiyle kendime geldim dışardaki bankta saatlerce karşımdaki ağacı izlemiş ve dünyaya şu ağaç kadar bile yararım olmadığını farketmiştim. Yararımdan çok zararım vardı zaten.
"O iyi mi?"
"Evet seni görürse daha iyi olur. Gel hadi sıkma canını"
Kafamı sallayıp yanına gittim. Yan yana ilerlerken elimi tuttu sıkıca güven vermek istiyordu belkide. bugün birşey demeyecektim. Normal odaya alındığı için odasının kapısına doğru gittiğimizde semra teyze seyfettin amca oturup konuşuyorlardı. Benim geldiğimi görünce tebessüm ettiler.
"Sen nerdeydin kızım şimdi mi geldin?"
"Yok semra teyze bahçede hava alıyordum"
Teyze dememe bozulmuş birşekilde kafa salladı. Umurmda değil beni yıkan sizlersiniz içimde size dair birçoğu sevgiyi güveni sildim ben o gün de dediğim gibi!
Engin elimden tutarak minenin odasına soktu beni. İçerde ekrem abim minenin saçlarını okşuyor ona gülümsüyordu. Dolan gözlerimle enginin elini bırakıp mineye ilerledim. Sessizce sadece sarıldım. Oda güçsüzce karşılık verdi.
Ayrılıp gülümsedim.
"Çok korktum senin için, ama iyi görünüyorsun. "
O da tebessüm edip kafa salladı
"Korkmana gerek yok canım benim.biraz yorgun hissetsemde iyiyim şuan. Herhalde tansiyonum düştü birkaç gündür birşey yiyesim gelmiyordu."
"Anladım canım. İyileşeceğine inanıyorum doktorun ilaçlarını verir sende dikkat edersen birşeyin kalmaz umarım. Hem ekrem abim yanında her zaman. O sana yeter. Senin için çok endişelendi biliyormusun?"
Minenin gözleri ışıldadı.güzeldi bu parıltı.
"Öylemi?"
"Evet. Öyle ki gözü hiçbirşeyi görmedi. Zaten gelip seni aldı hastaneye getirdi bir an olsun ayrılamadı yanından ben salağı da şoktaydım hala. Sorumsuz nazlıyım işte bilirsin."
Kıkırdayıp ekrem abime sırıttı. Engin ise gözlerinden öfke saçıyordu resmen.
"Engin nazlıyı eve bırak. Yoruldu o da biz bir süre daha buradayız."
Ekrem abim sakinleşmiş sesiyle ismimi söylemişti. Ne güzel es gürle sonra kendine gel! Ama brn yüzüne vurmayacağım o yaptığını bilsin yeter. Hala abim olarak saygımı koruyacağım.
"Ekrem abi doktor gelsin bende duyayım giderim sonra"
"Gidin dedim size ben buradayım"
Ne sanıyoru ki kendini bir o mu vardı minenin hayatında.! Ona uymayıp odanın duvarına yaslandım. Engin de yanıma yaslandı.
Bir süre sonra mine ekrem abimin sevinçle anlattığı şeylere gülmeye başlamıştı.
Açılan kapıyla doktoru gördük. Hemen toparlandık ardından da semra teyze ve seyfettin amca girdi.
Mineyi kontrol edip bizlere döndü.
"Hastamız gayet iyi, ama beyefendi pek iyi görünmüyor çok sinirlenmiş anlaşılan."
"Karım o benim sinirleneceğim tabi"
Doltor gülümseyip elindeki dosyayı koltuk altına koydu.
"Kesinlikle beyefendi. Karınızda bebeğiniz de gayet sağlıkı tebrik ediyorum."
Bebek mi?!! Ne!! Hamilemiydi mine??!bu yüzden mi başı dönmüştü. Mutlulukla bukulan yüreğim gülümsememi sağladı.
"Hamile mi? Benim karım mı? Bizim bebeğimiz mi?"
Şaşıran ekrem abim soruları nefessiz sıralamıştı.
"Evet habersiz oldu sanırım. Herşey yolunda ancak bulantı yüzünden ve baş ağrısı yüzünden daha dikkatli olun. Yemeklerinizi aksatmayın lütfen düzenli az az da olsa yiyin. Yoksa sürekli soluğu burada alırısınız."
"Teşekkürler doktor bey"
Doktorun çıkmasıyla sevinç nidaları minenin mutluluk gözyaşlaı doldurmuştu kalplerimizi. Engin daha da şoktu!
"Nazlı doğru mu duydum amcamı oluyom lan ben?"
Her ne kadar ona soğuk da olsam şuan çok şapşik duruyordu. O bana destek olmuştu az evvel abisine karşı. Belkide benim de yapmam gereken budur.
Ona küçük bir tebessüm edip omzunu sıvazladım tıpkı bana yaptığı gibi.
"Evet sen amca ve ben sorumsuz yenge."
Belime sarılan güçlü kollar ile şaşırmadım desem yalan olur. Başı şimdi boynumda ve sıkıca sarılıyordu.sevincini paylaşıyor evet de ben ölmezsem daha iyi olabilir.
"Amca oluyoruuum"
Şimdi kahkaha atanlar salak enginin sevincine ve beni öldürecekmiş gibi sıkmasına bakıyorlardı.mutluydu, bu bile ılıtsa da kalbimi beynim hatırlatıyordu bir aralar kırdığı kalbimi..
..
"Nazlı ben özür dilerim abim adına"
Evin kapısından içeri girecekken engin kolumu tutmuş ve nedense özür diliyordu.
"Gerek yok. Üzgün ve endişeliydi o. Üstelik ben alıştım."
Kolumu daha da sıkmaya başlamıştı. Kolum acıyordu öküz herif ya.!
"Saçmalıyorsun.! Evet üzgündü ama haksızdı. Konuşacağım ben onunla uygun bir zaman. Sen alışmadın alışmayacaksın. Kimse sana öyle davranmak istemez. Sen artık bizim ailemizin bir parçasısın."
İsterik bir gülüş sundum. Ben kimsenin birşeyi değildim. Kendi ailemin bile parçası olamamıştım.! Evet belki ezelden beri sevgiyle yaklaşan semra teyzem,seyfettin amcam ve ekrem abim vardı ancak kısa zamanda gösterdiler yaklaşımları sadece kendi çıkarlarına uyduğu zaman sevgi dolu oluyordu.beni namusu kirlenmiş olarak görmek, zorla evlendirmek,insanların ekmek paralarıyla tehtit etmek, başlarına gelenlerden lanet edercesine beni suçlamak, bunlarn başka açıklaması olamaz.
"Engin ben kimseye hiçbiryere ait olmadım. Olmayacağım. Ne senin ailen beni ben olduğum için sevecek ne de bir başkası. Sende dahilsin. Beni ben olduğum için sevemeyeceksin. Beni mecburen evlendiğin karın olarak göreceksin. Dedin ya alışıyorum diye. Benim bir mecburiyet olduğuma alışıyorsun seni buna vicdanın alıştırıyor kalbin değil. Ben sizin gözünüzde buyum beni teselli etme! Savunma! Koruma!"
Onun cevabına ihtiyacım yoktu hemde hiç!! Eve hışımla girip kapıyı kapattım.
Kolaydı dimi yıkmak yakmak! Bir kadını ezmek kolaydı. Nasıl olsa güçlüdür kadınlar toparlanır birşekilde. Ez kır dök çokta etkilemez dimi? Nefret ediyorum beni birşey yerine koymayanlardan.!

Beğendiniz umarım.❤️ aslında bu bölüm herşeye bir adım olan bölüm. Yarın ki bölüm daha güzel olabilir. İthaf  isteyene yapabilirim özelden msj atın yorumda olabilir.
Görüşlerinizi bildirin iyi veya kötü lütfen.
Oy ve vote please😊

BÖĞÜRTLEN REÇELİ ~ aşkın sıfatı~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin