Ela'nın İntikamı...

En başından başla
                                    

Yüzünde endişeli olduğu belli bir halde, "Ben iş arkadaşı Buket... Yirmi dakikadır ona ulaşmaya çalışıyorum ama telefonu kapalı. Eski nişanlımızın ona zarar vermiş olmasından korkuyorum," diyerek sözü noktaladı.

Alev tüm konuşmadan sadece, 'nişanlımız' kısmına takılmıştı... Neyin içine dâhil olmuştu, "Nişanlısı demek istedin herhalde," dedi anlamadığını belli eder gibi. Buket kafasını hayır anlamında sallayıp, "doğru duydun nişanlımız, Ela nerede aklım onda iyi mi?" diyerek sorularını sıraladı.

"İyi ve şu anda benim evimde. İstersen sen de gel ve şu denklemi bana anlatın," diyerek Buket'i de davet etti.

Ela'nın eşyalarını banyoya bırakıp alçak sesle, "Arkadaşın Buket içerde," dedi.

"Teşekkür ederim, hemen geliyorum," diyen Ela'ya "20 dakika daha keyif yap... O arada makarnada hazır olur," diyerek banyodan çıktı Alev...

Bir kupaya annesinin özel tarifi bitki çayını hazırlayıp Buket'e ikram edip, "Bizimle yemeğe kalır mısın?" diye sordu. Buket, "Rahatsız etmeseydim," dediğinde "matematikçi olarak bu denklemi çözmem lazım," dedi gülerek.

Televizyondan Jazz kanalını açıp mutfağa devam ettiğinde Buket'te arkasından yürüyordu. Elinde kupa ile kapıda dikilen Buket'e sandalyeyi işaret edip ısıtıcının düğmesine bastı.

Kulağındaki ezgiler ile beyninde dönen şarkı çok farklıydı. Bu arada annesinin yolladığı soslardan en sevdiği olan fesleğenliden iki paket çıkardı. Ve Büyük bir paket penne makarna. Tavuklu, fesleğen soslu penne makarna ve dedesinin yolladığı 20 yıllık şarap bu gece tamda olması gereken diye düşündü... Kendini yemek yapmaya kaptırmış olan Alev evde misafirleri olduğunu unutmuştur, "Yardım lazım mı?" Sorusu ile yerinde sıçrayıp "ah dalmışım özür dilerim," der tebessümle... Kızlara, "biriniz peynir tabağı birinizde meyve tabağı hazırlar mı?" diye sorar. Kızlardan evet cevabını alınca önce servislerin sonra da peynir ve meyvelerin yerini söyler.

Sofra hazırlamıştır önce makarnalar yenilir ardından şişeler açılarak her şey anlatılır... Buket ve Ela'nın anlattıklarını ağzı açık dinleyen Alev, "Keşke ç*künü kesip ağzına verseydim," dediğinde Buket'in cep telefonuna mesaj gelir. Kahkaha krizine giren kız kendine gelince, "ona yakın bir şey yapmışsın... Attığın tekmeden sonra bir ay kan işeyecek," dediğinde Alev ve Ela bir birlerine baktılar ve bir ağızdan "Nasıl yani" derler.

Buket gülerek, "kuzenim Cenk ve arkadaşları Çağrıyı almaya geldiklerinde o s*kini tutarak kapıdan çıkmış. Önce iki kolunu, iki bacağını ve burnunu kırıp, çenesini dağıtıyorlar... Sonrada yolda bulduk diyerek insanlık namına" dedikten sonra kahkaha atıp, "hastaneye götürüyorlar. Hastane nöbetçi komiseri de şansa bakın amcam..." diyerek gülmeye devam etti. "Allah'tan Cenk teyzemin oğlu ve babası İngiliz..." diyerek şarabını bir dikişte bitirdi.

Bir süre sessizce müzik dinleyip şarap içtiler. Alev aklına yeni gelmiş gibi, "Ela sen ne yaptın da bu adam çıldırdı?" diye sordu merakla...

Dolu kadehi bir nefeste içen Ela, "Anlatıyorum hazır mısınız?" dedi...

"Annesini otele bıraktıktan sonra önce bankamatiğe gidip şifre denedim ve bingo ilk atışta tuttu. Ne kadar nakit çekebileceğime baktığımda günlük para çekme limiti on bin liraydı. Altı bin lira üç aylık maaşımı ve iki bin lirada spa ve otel konaklamasını aldı. Oradan büyük bir alışveriş merkezine gittim önce marketten 2 adet 5 litre hakiki zeytinyağı aldım. Bir sürüde kuru gıda, kahvaltılık ve kasap alışverişi... Manav ve bir evde olması gereken gıda namına her şey..." deyip derin bir nefes aldı, "Sonra hırdavatçı kısmına gittim keser, balta, yağlı boya, sprey boya, çiçek sulama spreyleri aldım... Tabii ödemeyi sevgili kayınvalidemin banka kartı ile yaptım. Taksiye binip önce market alışverişini mahallede maddi durumu kötü bir aileye zarfa koyduğum spa parası iki bin lira ile verdim," dedikten sonra biraz durdu "Taksiyi bekletip eve çilingir çağırdım tüm kilitleri değiştirip bir zincir daha taktırdım. Çilingiri alıp beraber Çağrı'nın eve gittik. Kapıyı açıp kilidi değiştirdikten sonra oldukça yüklü bir meblağ ödeyip yolladım," dedikten sonra gülmeye başladı.

Bir süre sonra, "Çağrının beyaz takıntısı vardır, koltukları dolapları camları boya ile kapladım. Renk renk... Beyaz eşyaları çekiç ve balta yardımı ile kullanılamaz hale getirdim. Yeni aldığı koltukları, jakuziye yağlı boya döküp çalıştırdım..." derken kahkaha atıyordu.

"Ama en güzeli tüm evin duvarlarına spreylerle zeytinyağı sıktım, kıyafetleri hep markadır ve hiç biri giyilemez artık... Neden? Çünkü onlarda zeytinyağlı... Giyerse soğuklardan Zeytinyağlı Çağrı olur," dediğinde kahkaha atıyordu. O arada salondaki diz üstü bilgisayarını açık görünce üye olduğu tüm hesaplara dünyanın en büyük orospu çocuğu benim yazdım ve şifrelerini değiştirdim... Sonra da diz üstü bilgisayarı sizlere ömür yeni almıştı on bin liraya," derken kahkaha atıyordu.

Bir süre susan grubun sessizliğini Ela bozdu, "Ha birde ana caddeye bakan balkonuna orospu çocuğu Çağrı Göral yazdım" dediğinde şok olan Alev kadeh kaldırıp "Kadın gücü," dediğinde Buket ve Ela'da ona eşlik etti, "Kadın gücü..."

Sevgiler, 

Çilek Kız... 

www.askiariyorum.comHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin