Sınav Telaşı|3.Bölüm🌹

Start from the beginning
                                    

***
Medrese|

Medresede bugün herkes pek hareketli davranıp duruyordu. Gülümsemeleri yok eden bir şey vardı. O da neydi? Ah, şu sınavlar yok mu işte ondan.

Ömer İsmail ile fısır fısır konuşurken gözlerinin önünden hızla geçen Muhammed'e kaşlarını çatarak bakıyordu. Birini sevmek suç sayılır mıydı ki?

"İsmail neyse muhabbeti bırakalım da benim bu sınavda derece yapmam şart."

İsmail gülen yüzünde gizlenen hüznü yok sayarak arkadaşına karşılık verdi.

"Hayrola hacı kendini yarış atı falan mı sandın?"

"Sinirimi tepeme çıkarmadan en iyisi gideyim ben. "

Diyerek adımlarını bir çırpıda atıp sınıfa geçen Ömer, Temel Dini Bilgiler sınavına çalışacağı kitabı ellerine aldı, altını renkli kalemlerle çizdiği satırları defalarca okumaya başladı.

Bu esnada kaloriferin en uç noktasında ağlayan bir kızın sesini duyuyordu. Kısık sesle mırıltı halinde ağlayan bu kız Ümmü Gülsüm'den başkası değildi.Ömer elindeki kitabı sıranın üzerine koyup çaktırmadan ona bakıp neyi olduğunu anlamaya çalışıyordu. Sevdiği kızı böyle üzgün bir halde görmek onu her ne kadar perişan etse de nefsine karşı koymayı seçip tekrardan gözlerini kitaba doğru yönlendirdi.
Sınıf iyiden iyiye dolmaya başlıyordu. Sınava son beş dakika kalmıştı.
Hira, Tuğçe, Nalin, Zümrüt de hız kesmeden masalarında yerlerini almaya başladı.

Hira Ümmü Gülsüm'ün döktüğü yaşları görür görmez yanında soluğu aldı.Arkadaşının böyle üzülmesine kıyamayan güzel dostu ona teselli olmaya çalışıyordu.

"Ağlama, âyet bakışlım benim. Elbet baban iyi olacak ve tekrardan ailenin yanına gidecek onlarla mutlu mutlu yaşayacaksın."

Ümmü Gülsüm ağlamaktan kızaran gözlerini Hira'nın deniz gözlerine doğru götürüp derinden bir iç çekti, acıların ilerleyip birikinti haline dönüşünü gözler önüne seren güçlü kızdı O.

"Babam... Dün benimle konuşurken sesi öyle kötüydü ki. Bırak sınava çalışmayı adam akıllı uyku gözlerime girmedi desem doğrudur. Annem babamın durumunun kötü olduğunu söyledi, tabiî Allah'tan ümit kesilmez."

"Öyle ya canım Allah'tan hiçbir zaman ümit kesilmez. Sen dua et, hiç canını da üzme. Hadi göz yaşlarını sil de biraz ders çalış Gülsüm."

Ümmü Gülsüm lavaboya gidip elini yüzünü yıkamak istediğini söyleyip sınıftan çıktı. Bir nebze olsun kendini iyi hissetmişti. Bunu fırsat bilerek Hira sınıfa seslenmeyi düşündü.

"Arkadaşlar, Ümmü Gülsüm'ün babası Akciğer Kanseri. Ve durumu gerçekten kötü. Hepimiz babasına dua edelim ve Yasin Sûresi okuyalım olur mu? "

Bu esnada sınıfa Muhammed girdi.

"Allah Şafii isminin hürmetine şifa versin."

"Amiiiiiiiin."

Hep bir ağızdan dualar edilmeye başlanmıştı.
Ortamdaki muhabbeti Berke'nin sınıfa girişi bozmuştu.

"Bugün günlerden ney?"

"Elinin körü!"

Ömer bozuk morali yüzünden ters cevap verdiğinin farkında bile değildi.
İsmail havaya renk katmak istediğini belli etmek için söze girdi.

"Üff sana ne be salak."

"Ay burada konuşan bir gmail görüyorum tövbest..."

"Tövbe estağfurullah olacak."

Medreseli Geliyor Where stories live. Discover now