You're My Last Chance [HunHan] (√)

15. Episode -Rain

15.episode - rain

Adada artık sık sık yağmur yağmaya başlamıştı. Mağarada ki ortam ise şu anlık iyiydi. Eh, en azından mağarayı su basmıyordu.

Günler geçiyor, sabırlar tükendikçe tükeniyordu. Yixing bile artık kerpiç duvara çeltik atmayı bırakmıştı.

Mutluydular ama yine de evlerini özlüyorlardı. Umut fakirin ekmeği derlermiş, onlarında umuttan başka tutunacakları sağlam bir dalları yoktu.

Sehun yağan yağmurun altında oturuyordu. Mağaraya gitmek istemiyordu. Yağmurun berrak damlacıklarıyla arınmak azda olsa rahatlamak istiyordu.

Omzuna dokunan el ile başını yan tarafa çevirdi. Luhan uçurumun kenarında oturan sevgilisine baktı.

"Neden mağaraya gelmiyorsun, çok kötü ıslanmışsın hasta olacaksın." dedi Luhan. Sehun eliyle taşa vurup, Luhan'a yanına oturmasını işaret etti. Luhan bekletmeyip oturdu.

"Sence buradan ne zaman kurtulacağız?" dedi Sehun. Başını hâlâ çiseleyen yağmura aldırmadan yukarı kaldırdı.

"Bilmiyorum." Luhan belli belirsiz başını olumsuzca salladı.

"Ölür müyüz burada?" Sehun tekrardan bir soru daha sorduğunda Luhan surat astı.

"Ölmeyiz...yani ölmeyiz değil mi?" diye soruyla karşılık verdi Luhan. Sehun kolunu Luhan'ın omzuna atıp göğsüne çekti.

"Kalk ayağa." dedi Sehun Luhan'ın kolundan tutarak. Ayağa kalktıklarında Sehun Luhan'ın ellerini tuttu.

"Şimdi aklımızdan ne geçiyorsa bağırarak söyleyeceğiz." dedi Sehun gülümseyerek. Luhan gülümseyerek başını salladı.

"Sayıyorum," Deyip gülümsedi Sehun. "1,2,3..."

"SENİ SEVİYORUM LUHAN!"

"SENİ SEVİYORUM SEHUN!"

Okyanusa karşı dağları titretecek kadar güçlü sesleriyle derin bir yankı uyandırmışlardı. Yağmur hızını arttırdığında ise Luhan Sehun'un kolundan tutup çekiştirmeye başladı.

"Off ya sırılsıklam olduk," deyip Sehun'a kızarken Sehun gülerek mırıldanıyordu. "Sehun değişik değişik bakma bana." dedi Luhan Sehun'la çamurlu yolda ilerlerken.

"Ayıkken de bayık bakar gözlerim güzelim." dedi Sehun kıkırdayarak.

"Orman hayatı sana yaramamış Sehun, burası Seul'ün ara sokakları değil serserice (kekoca) konuşma," Dedi Luhan hızlanan yağmurun altında.

"Sana göre serseri (keko)  olabilirim ama tanrıya göre gökyüzüne tekme atan bir martıyım, gülüm." Dedi Sehun Luhan'ı kendine çekerek.

"Sus Sehun sus!" Dedi Luhan mağaraya giden yolda.

-

Y/N: Ulağğn serseri (keko)  Sehun'u da size okuttum ya başka bişii istmyrm.ss