İstenemeyen Kız

Start from the beginning
                                    

"Yani Bora'dan korktuğunu itiraf ediyorsun."

"Şebnem."

"Efendim, aşkım."

"Uzatma."

"Peki, aşkım."

Bir asker edasıyla onu onaylamama önce okey verdi ama sonra şok olmuş bir ifadeyle kutuyu bagaja bırakıp bana döndü.

"'Efendim, aşkım.', 'Peki, aşkım.' Şebnem... Kafana bir şey mi düştü?"

Bunu söyledikten sonra bagajdaki kutuya baktı.

"Kopuk kafa, sende kafa mı yaptı? Ne oldu da 'Beyim ne derse kabulümdür', durumuna atladın?"

"Aşkım-"

"Aşkım?? Şebnem... Sen iyi misin, yoksa benimle kafa mı buluyorsun?"

"Kafa muhabbetini daha ne kadar uzatabilirsin, diye ibretle izliyorum şu an. Kutudakine saygın olsun az, terbiyesiz."

"Hah! İşte bu benim aşık olduğum kadın, ne oldu sana da kitlendin bir an."

"Ben Bora'ya bizi açıklarken, sana soru yönelttiğim zaman vereceğin cevapların örneklerini vermeye çalışıyordum, sadece."

"Ha, ataerkil bir evlilik durumuna geçtiğimiz falan yok yani, beyim ne derse kabulümdür de yok."

"Üstüme iyilik sağlık! Tabii ki de yok. Kılıbık koca istiyorum ben."

"Kılıbık koca?? Ben kılıbık mıyım, Şebnem?!"

"Değil misin?"

Sinirli bir halde üstüme yürüyünce ciddi anlamda korktum.

"Ne yapıyorsun, be?"

"Kafanı kopartıp, kutudakine arkadaş yaparım senin."

Yüzüme değen sıcak nefesi kafamı karıştırınca cevap vermekte zorlandım ve onu kendimden uzaklaştırdım.

"Aman, Selim ya. Sende amma kafa açtın yani. Çekil şurdan."

Gülümsedi ve yanağımdan makas alıp arabaya binmem için kapımı açtı.

"Buna kibarlık denir, tatlım. Senin kılıbıklıkla karıştırdığın şey yani."

"İkisinin ayrımını gayet iyi biliyorum, hayatım. Sen kendini avutmaya devam et."

O gıcık bir şekilde gülüp kapıyı kapatınca bende daha fazla uzatmadım. Ama kafaydı, yani. Kafa. Bize kafa göndermişlerdi...

SELİM

Bora bize kapıyı her zamankinden daha geç açtı.

"Nerde kaldınız, siz? Eylül saçma sapan, ıgk mıgk bir şeyler geveledi ama hiçbir şey anlamadım."

Hala durumu çakmamış bir halde elimde tuttuğum kutuya uzandı.

"Yoksa, bize de mi yemek getirdiniz?"

"Bora-"

Şebnem'in uyarmasına kalmadan kutuyu aldığı gibi içeri fırlamıştı bile. Bizde tabii ki peşinden... Gerçekten üzerimizdeki kıyafetlerden hiç mi bir şey çakmamıştı yada sadece kutuya mı odaklanmıştı yoksa Eylül bizim sıradan bir yemeğe çıktığımızı falan mı söylemişti, kafamda deli sorular... Şu kafa konusunu bir an önce kapatabilsek keşke.

Bora'nın peşinden içeri girince artık çok geç olduğunu sanmıştık ama kutu açılmamıştı, sadece açılmak üzere öylece duruyordu. Bora tam kutuyu açmak üzereyken son anda bize döndü ve Şebnem'e uzun uzun baktı.

Tehlikeli Güzel (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now