Şeytan'ın Tohumu

2.8K 177 13
                                    

ŞEBNEM

"Ben Gürsoy'um."

Adam gülümsedi ve ben derin bir nefes aldım. Ama adamın gülüşü kısa sürdü ve elini yumruk yapıp hızla yanıma, duvara vurdu. Bende korkuyla geri çekip duvara yapıştım. Sinirli nefesini hissedebiliyordum.

"Yalanı severim, Pinokyo. Ama ikna edici olanını. Beceriksiz yalancılara tahammülüm yok."

"Yalan söylemiyorum."

Duvara tekrar vurdu. Eli kırılmıyor mu bu adamın? Demir adam falan mı bu herif?

"Hatırladığım kadarıyla Eylül Gürsoy sana hiç benzemiyor, tatlım ve benim hafızam mükemmeldir."

"Ondan şüpheliyim işte."

"Anlamadım?"

"Sana Gürsoy olduğumu söyledim, Eylül Gürsoy olduğumu hiç söylemedim ki."

Hafifçe geri çekildi. Sesimdeki titremeyi fark etmemesi için dua ediyordum.

"Bak bu güzeldi işte. Devam et."

"Eylül benim ablam."

Yumruğunu duvardan çekti ve aramızdaki mesafeyi açtı.

"Seni dinliyorum."

"Ablamla aramız bozuk, çok hemde ve onunla konuşmam gerekiyordu ama beni görmezden geldi. Açıkçası bu konuda ustadır."

Ellerini açıp beklentili bir şekilde baktı

"Ve sende?"

"Onu takip ettim."

"Ablan bugün buraya gelmedi, henüz saati gelmedi çünkü."

"Bugün takip ettiğimi söylemedim zaten."

Adam, gülümsedi. Ve devamını anlatmam için eliyle işaret verdi.

"Bir kaç gün boyunca buraya geldiğini gördüm ve onu yine burda bulacağımı düşünerek geldim."

"Adamlarım seni içeri almış olamaz, o yüzden-"

"Onların burda olduğumdan haberleri yok."

Şaşırdı.

"Buraya nasıl girdin sen?"

"Kedi gibiyimdir, kendime bir aralık buldum diyelim."

Odadan biri daha çıktı. Kafamı çevirdiğimde içimde yükselen neşeye hakim olmakta zorlandım. Çocukluk arkadaşımla üç yıl sonra yüzyüze gelmek benim için inanılmaz bir histi ama tepki bile veremiyordum. Koşup boynuna atlamak istiyordum ama yapamazdım.

"Ah, Kübra! Annem iyi mi?"
Annem...

"İlaçlarını verdim, efendim."

"Çok güzel. Peki bu arkadaşın buraya nasıl gelmiş olduğuna dair bir fikrin var mı?"

"Bilmiyorum, ben annenizle ilgileniyordum."
Adam derin bir iç çekti.

"Etkileyici, tam bir hayaletsin demek... Neyse, zaten Eylül buraya gelip hikayeni doğrulamadan bir yere gidemeyeceksin."

"Ama-"

"Bunun tartışmaya açık bir teklif olduğunu sanmıyorum, Pinokyo."

Eliyle bana yolu gösterdi.

"İlerle lütfen."

SELİM
Eylül'ü oyalayabildiğim kadar oyaladım. O gittikten sonra bende Can'ın yanına kameralara döndüm. Can birine bağırıyordu ve stresliydi.

Tehlikeli Güzel (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now