Plan

2K 159 18
                                    

SELİM

"Hayır, hayır, hayır. Bu- Bu imkansız, bu- Eğer bu doğruysa..."

Alevhan'ın geç düşen jetonu bana kaymıştı.

"Bir dakika öz babam derken ne demek istedin?

"Eğer Çakıroğlu babamsa... Bunca zamandır koca bir yalanı yaşıyormuşum demektir. Ben- Ben bunu kaldıramam."

"Biri bana neden babama baba dediğini açıklayabilir mi acaba?!"

"Çünkü biz kardeşiz!"

Sabrım tükenince Alevhan'a bağırdım ama onun kafası hala soru işaretleriyle doluydu, tıpkı benim gibi.

"Ne? Bu çok saçma."

"Anneni kimim kaçırdığını mı merak ediyordun? Ben kaçırdım. Çocukluğumdan beri annemi arıyordum ben! Ve onu alıkoyanın Çakıroğlu olduğunu öğrenince yardım alarak onu kaçırdım! Çünkü o benim yıllardır görmediğim ve hasretini çektiğim annemdi. Ama bana ne dedi biliyor musun? "Alevhan nerde? Tek oğlum, nerde?" dedi! Annemle babamdan başka birisinin birlikteliği ve o kişinin Çakıroğlu olması midemin bulanmasını sağlıyordu ama şimdi babam dediğim Harun İnan'ın Çakıroğlu olduğu gerçeği beni kusturacak!"

Suratına bakıp şaşkınlığını gördüm, cevap vermeyince yüzüne eğildim.

"Kafan karışmış görünüyorsun. Dur tahmin edeyim, tek bir halt bile anlamadın, öyle değil mi..? Kulübe hoşgeldin."

Kapıyı çarpıp dışarı çıktım. Temiz havaya ihtiyacım vardı, asllında temiz olması umrumda bile değildi hava olsun yeterdi. Kendi hayatımım beni boğuyordu. Babamın hep meşgul ve benden sakladığ bir yanı olduğunu biliyordum ama bu kadar kötü bir şey olduğunu tahmin bile etmemiştim. bunca zamandır ne kadar körmüşüm. Babam dediğim adam hem annemi elimden aldı hemde bu derdimi paylaşabilmem için bana destek olacak bir kardeşle büyüme şansımı... Benden her şeyimi almış! Sadece benden de değil, Tüm o insanlar... Allah'ım ben... Ben bununla nasıl başa çıkacağım? Şebnem elini omzuma koydu, yüzümü ona dönünce bana hiçbir şey söylemeden baktığını gördüm. Teselli için fazla acı bir gerçek olduğunu düşünüyordu ki haklıydı da.Bende bir şey söyleme gereği duymadım çünkü gözlerimin benim yerine söylediğini düşünüyordum. Kızarık gözlerimindeki damlalar tek bir sözün tesirini bekliyorlardı şimdi. Ama beni ağlatan kötü bir söz olmadı.

"Gel buraya."

Şebnem elini enseme koydu ve bende kafamı onun omzuna gömdüm, ilk kez bir kadının yanında ağlıyordum ve hiçte sessiz değildi. Şebnem'in "Sorun yok" dercesine sırtımı sıvazlaması içimi rahatlatsada bana yapılanı unutturmuyordu. İçimde babama karşı oluşacağını hiç düşünmediğim bir nefret dalgalanıyordu.

"Selim... Ne desem boş biliyorum. Ama söyleyeceğim şey... Baban olsun ya da olmasın, sana bu acıyı yaşatan kişinin kıçını tekmelemelisin."

"Ne demek istiyorsun?"

"Kendi oğulları dair herkese meydan mı okuyor? O zaman hodri meydan. Sen artık annesi için ağlayan o küçük çocuk değilsin, kendi gerçeklerinin peşinde olan bir yetişkinsin. Ve öyle gibi davran. Madem kimsenin onu tanımadını düşünüyor ve ona yanıldığını göster. Alevhan yapamadı çünkü annenizle tehtid ediliyordu ama şimdi bizi durduracak hiçbir şey yok."

"Ne demek istiyorsun?"

"Kendi babanın saltanatını devirecek kadar güçlü müsün merak ediyorum?"

"Şüphen mi var? Madem bunca yıl bana yaptığı babalık koca bir yalanmış, o zaman bir oğul olarak yalan nasıl söylenirmiş ona bizzat öğreteeceğim."

Tehlikeli Güzel (TAMAMLANDI)Onde as histórias ganham vida. Descobre agora