Gergin

3.5K 192 20
                                    

SELİM

Şebnem merdivenlerden indi ve gelip kahvaltı masasına oturdu. Suratı beş karıştı.

"Selim."

"Pekala. Bu hiç ama hiç iyiye alamet değil."

"Sana söylemem gereken bir şey var."

"Vee tekrar. By gerçekten iyiye alamet değilmiş."

"Lütfen benden nefret etme."

"Benden ne kadar saçma bir şey isteğinin farkında mısın?"

"Dalga geçmeyi kes lütfen. Benden nefret edip etmeyeceğini bilmem gerek aksi taktirde sana söyleyecek cesareti bulamam."

Beni de korkutmuştu. Ciddi olmama ihtiyacı varmış gibiydi, bende ciddi oldum.

"Peki. Eğer duymak istediğin buysa, senden asla nefret edemem. Oldu mu?"

"Eğer içten söylediysen evet."

"Ne geveliyorsun?"

"Bir kaç ay önce ablam yanıma gelip bana bir teklifinden bahsetmiş ve fikrimi istemişti."

"Nasıl bir teklif?"

"Bana iyi para ve koruma karşılığı tek yapması gerekenin bir eve kimsenin girip çıkmadığından emin olmak ve adamları düzene sokmak olduğunu söylemişti. Bir nevi yöneticilik gibi. Kendisiyle birlikte beni de kabul edeceklerini söyledi."

"Sen kabul etmemiş gibisin. Neden?"

"Kimse kimseye durup dururken böyle bir iş vermez o yüzden adamla tanışmak istedim, neyin nesi olduğunu bilmek istedim. Yasa dışı olup olmadığını bilemezdim ayrıca Çakıroğlu'nu aramakla çok meşgulduk. O yüzden naz yaptım ve ısrarla adamla tanışmak istedim. O izin vermeyincede şüphelendim ve O gün çok ama çok berbat bir gün geçirmiştim ve birden karşıma çıkması yetmiyormuş gibi üstüme gelip beni ikna etmeye çalışmasına dayanamadım."

"İyi bir şey gelmiyor sanki."

"Onu kaltaklıkla suçladım ve o inkar edince başka nasıl böyle bir işte başarılı olabilirsin ki diyerek çıkıştım. Sonuç olarak kavga uzadı ve bana başarılı olunca karşıma çıkıp ilk benden hesap soracağını söyledi."

"Ve sanırım sordu da. Bu işin Çakıroğlu'ndan geldiğini mi düşünüyorsun?"

"Öyle olduğunu biliyorum. Selim onu bu işe ikna eden benim. Bana geldiğinde çok kararsızdı ama ben onu başımdan savdım. Benim yüzümden o adam için çalışmaya başladı. Bana ablalık yapmaması o kadar zoruma gitmişti ki yeri geldiğinde büyüklük gösteremedim ve bende ona kardeşlik yapmayı reddettim."

"Şebnem. Saçmalık bu. Eğer bunun senin hatan olduğunu düşünüyorsan ruh hastası olman ge-"

"Selim ablam annenin bulunduğu evi yönetmekle görevliymiş."

S...r. Kelimelerin kafiyesiz kaldığı yerdeydim.

"Bu-Bunu Demir mi söylemiş?"

"Direk kendisinden geldi. Selim çok ama çok özür dilerim. Ben düşüneme-"

Gülmeye başlamıştım. Sonunda anneme yaklaşmamın verdiği mutluluk her şeye değerdi. Bunun nasıl olduğu umurumda değildi. Şebnem gülen suratıma çok şaşırmıştı.

Yanına gidip ona sıkıca sarıldım.

"Selim bu yüzüme bakmamak için bir taktikse çok berbat."

Kollarımı geri çektim ve ellerimle yanaklarını tuttum.

"Şebnem, kendini suçlu hissetmek için hiçbir nedenin yok. Eğer ablan olmasaydı, başka biri olurdu. Mutlaka başına birini dikerlerdi. Ve iyi tarafından bak. Ablan bunu basit bir iş sanıyorsa bunca zaman kime hizmet ettiğini bilmiyo demektir. Kardeşinin katiline çalıştığını öğrenirse bizim tarafımıza geçebilir. Belki bize yardım bile eder."

Tehlikeli Güzel (TAMAMLANDI)Unde poveștirile trăiesc. Descoperă acum