60-"Takvim yaprakları"

3.5K 236 30
                                    

İyi okumalar...

EsmahilalKoyuncu  bölüm senin için inşAllah beğenirsin...

7 yıl sonra...

Sena

Ne çok şey değişmişti böyle hayatımda.Arabanın camına yaslanıp dışarıyı izlerken aniden gelmişti aklıma.Onca zaman ne çabuk gelmişti öyle.
Önemli olan geçen zaman değil.Önemli olan nasıl geçmesiydi.Hayırlı işlerle,Rabb'imin rızasını kazanacak işler yapmışmıydım ya da yapmışmıydık...İşte önemli olan,önemsememiz gereken bu...

Yoksa bu dünyanın rüzgarına kapılıb gitmek...Bir rotan olmadan,bir pusulan olmadan...
Nereye ve ne için gittiğini bilmemek.Ne kadar acı...En kötüsü de bunun farkında olamayışımız.Ya da farkında olup ta göz ardı etmek...
Ve her şeye göz yumar olduk.Bir kabulleniş halindeyiz nedense.
Ne için? Neden? Soruyorum sizlere,bir cevap söyleyin.
Ah...ah herkes gibi susuyorsunuz,susuyoruz...

Fe eyne tezhebûn.
(Bu gidiş nereye?)

Sorun kendi kendinize.Soralım kendi kedimize.Uyanalım artık gaflet uykusundan.Sizce de çok uyumadık mı insanlık olarak?
Hadi aşalı epeyce zaman oldu be kardeşim.Maalesef gerçek böyle ve gün yüzünde.Gerisi sizlere,bizlere kalmış.Gerçekleri görüp ve farkına varmak.Evet evet görmek ve farkına varmak.Çünkü görmek tek işe yaramıyor,farkına varmak gerekiyor.
Zaman geçiyor...Ömür sona yetiyor yavaş yavaş.Saniyeler,dakikalar,aylar,yıllar geçiyor.Bak ömür takviminden bir yaprak daha eksiliyor...

Camı yarıya kadar açıp soğuk havanın içeriye dolmasına izin verdim.İlk önce titresem de,sonra iyi gelmişti soğuk hava.Sonbahar kendini iyice hissetirmeye başlamışdı bile.Elimi camdan dışarıya çıkardım yağmur damlalarını hissetmek istiyordum.Sonbahar...Tüm hüzünlerime ortak olan
mevsim...

"Hastalanacaksın Sena."
Melih'in sakin çıkan sesine rağmen boş bulduğum anıma gelmiş olmalı ki korkmuştum.
Yüzümü ona çevirip "Bir şey olmaz."dedim.

"Hastalanırsan sana bakmam haberin olsun."dedi gülerek.

Bu hallerine şahit olmak öyle garipti ki.Bir zaman kalbimi kırıp dökmekten çekinmeyen adam şimdi benim için endişeleniyordu.
Endişelendiğini beli etme şekli işte böyleydi Melih'in.
Tıpkı anneannem gibi.

Evet anneannem...Bir anneannem olduğunu Ankara'ya gittiğimden 1 ay sonra öğrenmiştim.O zamanlar İstanbul'a geri dönme kararı almıştım.Ama kader işte tam 5 senem o şehirde geçti.Gittiğim gün aklıma hiç gelmemişti 5 senem bu şehirle bağlı olacağı.

İşte bir gün kapım çaldı,açtım.Karşımda dedem ve onunla aynı yaşlarda bir teyze.Teyze birkaç adım attıp bana sımsıkı sarıldıktan sonra "Torunum...Ben seni bilmiyorumdum.Eğer bir torunum olduğunu bilseydim asla seni bırakmazdım." dedi.
...Ve o zaman karar vermiştim,çünki bazı şeyleri geçiktirmemek gerekiyor.Affetmek için geç kalmadan affetmiştim.Pişman olmadım hiçzaman elhamdülillah.Onların varlıklarını bilmek o kadar farklı bir his ki.

Şimdi aynı şeyleri hatırlamak buruk bir gülümseme oluşturmuştu yüzümde.Aradan geçen onca zamanda çok şey değişmişti.Dedemi affetmiştim,gerçek dede torun gibi olmuştuk hatta.Şimdi de öyleyiz zaten.Yüzünde her seferinde gördüğüm pişmanlık yetiyor bana onu affetmem için.Böyle mutluyum, dedem de mutlu.
Dedem pişman ya annem olacak kadın?Pişmanlığın zeresi yok o kadında.
Uzun zaman oluyor görmüyorum onu.Bu yüzden seviniyorum.
Ciddi anlamda söylüyorum.
Şimdiye kadar ne dedem ne de anneannemle aramızda onunla ilgili bir konuşma geçmedi.Görüşüyorlarmı,
konuşuyorlarmı bilmiyorum.Sormuyorum,soramıyorum.Bazen belki diyorum,belki bana doğru bir addım atarsa...
Ama tamamlamıyorum gerisin işte.Tamamlayamadığımız cümlelerimiz vardır ya,hep öksüz kalmış,boynu bükük.

Bir Şans Daha/[TAMAMLANDI]/Karanlıktan Aydınlığa-1Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin