15. Bölüm

3.7K 276 18
                                    

Keyifli okumalar :)

Elimdeki kalemi kitabın arasına bırakarak başımı geriye doğru atıp çalan şarkıyı dinlemeye devam ettim. Sözler ve müzik kulaklarıma doldukça kendimi bir dağın zirvesinde ciğerlerime bol oksijen çekiyormuş gibi hissediyordum. Garip bir dinginlik ve baş dönmesi veriyordu. Söylemek istediğim şeyleri anlamayan, beni tanımayan insanlar sözlerimin abartı olduğunu düşünürdü çoğu zaman ancak hislerim abartı değildi. Bu bendim ancak bana etki edip beni sakinleştiren müzik Gece'de aynı etkiyi bırakmıyordu belli ki. Son bir saattir hiç konuşmadan yanımda yatıyor ve arada kaşlarını çatıp kendi kendine homurdanıyordu. Bir derdi olduğunu anladığım an okula gitmeyi boş verip evde onunla kalmıştım ama elbette konuşup sıkıntısını anlatmıyordu. Klasik Gece'ydi işte. Birlikte geçirdiğimiz yirmi yılda onu tanımayacaktım da ne yapacaktım?

"Bence yeterince süre verdim," dedim gözlerimi hafifçe aralarken. Kitabı ve çalışma kâğıtlarımı yere atıp başımı dizine koydum. Ayaklarımı aşağı doğru sallarken beni çok uğraştırmamasını diliyordum içimden.

"Ne diyorsun Asel?" Huysuz ses tonu beni gülümsetirken doğrulup yanağını sıktım.

"Bir derdin var. Kendi kendine anlatman için yeterince süre verdim, daha fazla bekletme diyorum."

Derin bir nefes alıp dudaklarını aralarken, anlatacağını sanıp heyecanlansam da, "Yok bir şey," demesiyle hevesim kursağımda kaldı. Gözlerimi devirip, "Hadi ama Gece!" dedim.

"Dün gece basit bir yarış yaptık, biliyorsun." Lafa direkt olarak böyle girmesi sinirlerimi bozsa da onun için sessiz kaldım. "Onunla ilgili işte, bir şey yok."

"Ne ile ilgili olup olmadığı önemli değil," dedim gülümseyerek elini tutarken. "Sonuçta seninle ilgili ve canını sıkmış belli ki. Anlat hadi."

Bakışları bir an beni bulup yumuşadıktan ve belli belirsiz gülümsedikten sonra tekrar suratı asıldı.

"Deniz diye bir kız geldi ve yarışı birinci bitirip gitti. İnanabiliyor musun Asel? Bizi yendi!"

"Ne var bunda?" dedim gözlerimi devirerek. "Şimdi de cinsiyet ayrımcılığı mı yapıyorsun?"

"Saçmalama!" Yataktan kalkıp odanın içinde volta atmaya başladığında oldukça sinirli ve gergin olduğunu anladım. Son zamanlarda hiç böyle görmemiştim belki de. "O kadar... O kadar tuhaf bir kızdı ki! Şımarık ve kendini beğenmişin tekiydi. Sanki bizi yenmek kolay bir şeymiş gibi davranıp tebrik ettiğimizde 'önemsiz' deyip geçip gitti!" Sözleriyle kendimi tutamayıp kahkaha attığımda sinirli bakışlarıyla karşı karşıya kalsam da önemsemedim.

"Ya baştan deseydin ya egom zarar gördü diye!"

"Ne alakası var kızım?" dedikten sonra omuz silkti. "Sanki ilk defa mı kaybettik? Kazanmak da var kaybetmek de! Orası ayrı ama bu sefer..."

"Çok mu güzeldi?" Sorum karşısında şaşkınlıkla bana bakarken, "Ne?" dedim. "Kesin güzel bir kızdı ve sen kolay lokma sandın. Klasik erkeksin işte Gece'm, çok bir şey beklemiyorum senden."

"Tanımadığın kızı bile koruyorsun ya, pes! Gece'yi yerin dibine sokayım da gerisi önemli değil felsefen devam ediyor."

Yalandan bir şaşkınlıkla "Alakası yok!" diye bağırıp güldüm. "Sen onu bırak da şu yarışın detaylarını ver bakayım. Nereden çıktı bu kız durduk yerde?"

"Ya Evran ile ayarlamıştık," dediğinde şaşkınlıkla yüzüne bakakaldım. "Özgür ve Alper de vardı tabii. Kızı da Evran getirdi zaten."

Kızı da Evran getirdi zaten.

Son SüratWhere stories live. Discover now