~ 30. Bölüm 2. Kısım ~

2.2K 174 252
                                    

Selam :)

-----------

İyi okumalar...

GÖKHAN

Valize gömleğimi tıkıştırırken Bulut hâlâ sorguluyordu. Ona laf anlatmak imkansızdı sanırım. Uzun bir aradan sonra değer verdiğim bir arkadaşım olsa da beni darladığında ciddi anlamda şu an ondan nefret ediyordum.

Aynı anda hem kendisini sevdirtiyor hem de beni boğuyordu.

"Vizeler geliyor, beyefendinin acilen şehir dışına çıkması gerekiyor. Oğlum sen kaşınıyorsun bence. Aklını ya başına al ya da başına al!"

İç çektim. Bunalmıştım.

"İşim var Bulut. Hem dönünce çalışırım."

Valizin fermuarını çektikten sonra onu koridora çıkardım. Laptopta basketbol maçı yapan Berke ile Deniz'e yandan bir bakış attım. Yaklaşık üç saattir aynı yerde aynı şeyi yapıyorlardı. Gözleri ellerindeki konsoldan başka bir şeyi görmüyordu. Arkamdan gelen Bulut'a onları işaret ettim.

"Sınavlar yalnızca bana gelmiyor ya! Şunların da aklını başına toplattır."

Bizi duymadıklarını belli edercesine Deniz konsolu diğer kanepeye fırlattı.

"Haksızlık ulan! Ben de all star ile oynasam ben de kazanırım. Kaç oyundur aynı şeyi yapıyorsun!"

Berke konsolu öpüp havaya kaldırdıktan sonra omuz silkip cevabını verdi.

"Ulan herif Warriors'ı alıyor. Curry'i kullanamayınca bana çatıyor."

"Bir kez daha oynayalım da kim neyi kullanamıyormuş görelim. Hadi... Sıkıyorsa all starı ben alayım."

"Amma da mızıkçısın ha. Doymadım yenilmeye demiyor da..."

Bulut'un delirmesine az kalmıştı anlaşılan. Yüzü hızlı çekimde kızaran bir domatesi anımsattı bana. Gözleri ise becerebilse Süpermen gibi lazer fışkırtacak gibi bakıyordu.

Anlaşılan gerçekten sinirlenince Bulut, Bulut değildi. Saçlarını kavrayıp kocaman bir of çekti. Ardından kanepeyi tekmeledi.

"Bıktırdınız ya. Bıktırdınız! Hangi birinize yetişeceğim ben ya. Deniz bari sen yapma."

"Ben ne yaptım ki şimdi!" diye bağıran Deniz ile beraber Berke sonunda arkasını dönmeyi akıl edebildi. Ama onun odağı farklıydı.

"Bu valiz ne iş?"

Tam ağzımı açmıştım ki Bulut benim yerime atladı. Ona ters ters baktım.

"Acil işleri yüzünden Bodrum'a gidiyormuş."

Berke önce kaşlarını kaldırdı, sonra yüzünde adi bir sırıtış belirdi. Kafasını melodiyle uyumlu sağlayarak, o başımı duvarlara vurmama neden olacak şeyi yaptı.

"Aşk Bodrum'da yaşanıyor güzelim..."

Sonra omuzlarını da sallayarak Deniz ile devamını getirdiler.

"Bodrum bana ben Bodrum'a özelim..."

Bulut ile aynı anda birbirimize umutsuz bakışlar attık. Sorun sizde değil bizde diyerek ayrı bir apart için baş vurmak ne kadar zor olabilirdi ki? Havuçlar Berke'de, temizlik malzemeleri de Bulut'ta kalırdı. Deniz ile ben de yastıkları bölüşürdük.

Nelee düşünüyordum ben! Kalıcı değildim ben burada. İşlerim bittiğinde basıp gidecektim.

Bu arkadaşlık beni tercih etmediğim ama şu an seçenek dışı olan kararıma yaklaştırıyor, o aradaki kalın buz kütlelerini ince bir zar oluncaya kadar eritiyordu. Dokunsam kırılacaktı, dokunmam için arkamdan itekleyecek olan kişiyi tahmin etmem çok da zor değildi.

Acemi Ajanlar EğitimiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin