~2. Bölüm~

10.8K 582 207
                                    

Selam :)

-------------
Multimedya: İrem
-------------

YEŞİM

"Neler oluyor burada?" diye daldım olayın ortasına.

Bir kıza bu şekilde bu kadar fazla ulu orta yerde bağırmak da nereden çıkmıştı böyle. Bu kızınki de candı. Yazık, kız neye uğradığını şaşırmış kocaman gözlerle bize bakıyordu. Abimin çizmeyi aşması -hem de bu kadar kısa bir sürede- beni fazlasıyla sinirlendirmişti. Ne olursa olsun bir kadına ulu orta yerde bağrılmamalıydı.

Şu an bunu yapan abimdi. Benim gelişimle Uğur rahatlamış gibiydi. Beni yine o pısırık bakışlarıyla izliyordu.

Ona çok daha fazla kızgındım.

Sinir kat sayım daha da artarken yanaklarımın kızardığından emindim. Hayal kırıklığı tüm vücudumu yakıyordu. Neden ikisi de böyle olmak zorundaydı ki? Neden normal iki genç olamıyorlardı. Elimi belime koyup Yekta'nın karşına dikildim. Açıklamasını istercesine dudağımı sarkıttım. Yekta gayet asabi bir şekilde konuşurken ben etrafımda onun kafasına geçirebileceğim bir şey arıyordum.

"Neler olduğu ortada değil mi kardeşim? Şu karşımdaki inek fen deneyi niyetine beni haşladı." dedi. Kız kafasını yere eğmişti. Tahminimce dolan gözlerini saklıyordu. Kız sabırlı, Yekta da şanslıymış diye düşünmeden edemedim. Çünkü ben kızın yerinde olsam çoktan ikinci kahveyi kafasından aşağıya boşaltmış, bir de üstüne el hareketi çekip gitmiştim. Bulmuştu sessiz mazlum bir kızı, alabildiğine bağırıyordu. Ben de buna izin mi verecektim yani? Daha çok beklerdi.

"Ve karşına çıkan diğer inek olarak," diye başladım inek kelimesinin ikinci hecesini vurgulayarak gözlerimi kıstım. Şu an Yekta'yı parçalamak istiyordum "Ben sana inanamıyorum. Ya kız kaç kere özür diledi. Büyütmenin ne mânâsı var? Orta okula geri mi döndük yani? Yok fen deneyi yok inek..."

"Şu üstümün başımın hâline bak Yeşim! Mahvoldu her şeyim. Rezil oldum!"

Gözlerimi devirdim. Yekta ve her zamanki gibi her yerde kurduğu aptal popüleritesi... Popüler kavramı dandik bir dayatmaydı ve nefret ediyordum. Üniversitedeydik. Üstelik burada bile okumayıp casusluk eğitimi görecektik. Biraz daha olgunlaşması gerekmiyor muydu artık.

"Bağırana kadar rezillik falan yoktu ortada. Kendi kendine ettin ne yaptıysan. Zaten valizleri odaya yerleşene kadar arabanda bıraktık. Git ne giyeceksen giy. Sanki çözüm bulunamayacakmış gibi olay çıkarıyorsun." dedim. Dememiştim aslında, bağırmıştım birazcık. Sanırım Uğur'a olan hıncımı ondan almaya çalışıyordum. Abim pes etmiş bir şekilde bana döndü.

"Haklısın." dedi. Beni her zaman dinlerdi neyseki. O inatçı bedenin altında aslında kuzu gibi sevimli mi sevimli biri vardı ama o ortaya çıkartmıyordu. Şirin gülümsememi takınıp,

"Şimdi kızdan özür diler misin abiciğim?" dedim. Daha çok emir verir gibi çıkmıştı sesim. Abimin gözleri şaşkınlıkla açıldı.

"Yok artık!"

"Var tabii." dedim ciddiyetle. Kolayca kaçıp gidemezdi, izin vermezdim. Abim sahte bir sevimlilikle,

"Aşırı tepki verdiğim için özür dilerim," dedi. Kız doğal bir gülümsemeyle rahatlamışcasına,

"Önemli değil, zaten benim hatamdı," dedi. Abim tüm asabiliğiyle bana döndü. Tek kaşını kaldırdı.

"Oldu mu?"

"Çok güzel oldu," dedim. Açıkçası biraz bağırıp çağırınca rahatlamıştım. Abim ters ters baksa da bakışlarım altında yumuşadığı belliydi.

Acemi Ajanlar EğitimiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin