Adsız Bölüm 15

231 38 20
                                    


-Anneniz kalp krizi geçirmiş...

YAZARDAN...

Genç adam sessizdi. Yanında ki kıza baktı. O daha sessizdi. Sakindi. Arabayı kullanıyordu. Dikkatini yola vermişti. "Nasıl bu kadar sakin olabilir" dedi içinden. Onu sakinleştirmeye çalışmalıydı. Belki de ağlama demeliydi. Ama bir sorun vardı. Genç adam ağlamıyordu. Yani gözleri kızarmamış ve yanakları ıslanmamıştı. Ama gözyaşları hep dışarı akmazdı ki. Bir erkek için başkasının yanında ağlamak zordu. Bir de bu kişi ruhunu daha tam bulamamışsa daha zordu ağlamak. Onun gözyaşları kalbine akıyordu. Kimse görmüyordu yaşları. Ama yüz halinden belliydi ne kadar harap olduğu. Belirgin elmacık kemikleri artık daha sert bir ifade yaratıyordu suratında. Elleri yumruk biçimindeydi. Ve boğazında ki damarları daha belirgindi. Elleri arada saçlarına gidiyordu ve sonra annesi aklına geliyordu ve hızlıca çekiyordu ellerini saçlarından. Göleğinin ilk iki düğmesini açmıştı. Köprücük kemiği artık masumane durmuyordu. Mavi gözleri bir daha hiç kimsenin göremeyeceği kadar koyuydu. Lacivertti. Ve göz bebekleri artık daha büyüktü sinirden. Acı çekiyordu genç adam. Tırnaklarını batırdığı avuç içleri artık kanamaya yüz tutmuştu.

-Ellerini sıkarken tırnaklarını batırdığın yerden çıkan kan annenin durumuna karşın olan acını hafifletmeyecek.

Yol boyunca tek bunu söyledi genç kız. Genç adam bir şey demedi ama parmaklarını da gevşetmedi. Araba durunca hızlıca dışarı çıktı ve hastanenin kapısından içeri girdi. Ondan birkaç dakika önce giren babasının yanına doğru hızlı adımlarla ilerledi. Gözleri ablasına gittiğinde içini acıtan o büyük şey biraz daha battı kalbine. Ablası ağlıyordu. Ama sessizdi ağlayışı. Göz yaşları hızlıca düşüyordu gözlerinden. Koca damlalar halinde... Babası ise hareketsizdi. Cam duvarın arkasında yatan hayat eşine bakıyordu. Her akşam onu karşılayan üç çocuğunun annesine. Otuz yıldır arkasında duran, ona güvenen, destek çıkan kadın artık solgundu. Yüzünden gülücük eksik olmayan kadın artık gülmüyordu. Daha önce fark etmemişti ama zayıflamıştı eşi. Hem de çok zayıflamıştı. O yatakta sanki ruhu çekilmişti. Genç adam annesine baktı. Onun yaptığı tüm haylazlıklara rağmen her gece saçını okşayan annesine. Dayanamadı ve hızlıca gözlerini çevirdi. Genç kız oturuyordu. Gözleri boşluk gibiydi. Hiçbir duygu kırıntısını barındırmıyordu. Ağlamıyordu. Ama gülmüyordu da. Sanki annemin yerinde yatan oydu. Sessizce onun yanına doğru ilerledi genç adam.

DERİN'DEN...

Nisa'nın sesiyle irkildim.

-Bade! Bade'ye nasıl haber vereceğiz? Okuldan eve gittiğinde annemi görmezse-

-Ben onu alırım.

-Anlamadım.

-Siz bana adresi ile fotoğrafını atın ben onu alırım.

-Çok teşekkürler.

-Sorun değil.

Hızlıca hastaneden çıktım. Daha fazla orada kalamazdım. Arabayı telefonuma son dakikalarda atılan konuma göre yönlendirmeye başladım. Yaklaşık yarım saat sonra özel bir okulun önüne park ettim. Hızlı adımlarla idare kısmını gösteren oklarla okulun içinde zemin katta bulunan bir kapıyı tıklattım. İçeri geçip durumu kısa bir şekilde özetledim ve müdür bey birine seslenerek Bade'yi çağırmasını istedi. Yaklaşık üç dört dakika sonra içeri siyah bir pantolon ve üzerinde armasından okul tişörtü olduğu belli olan sarışın bir kız girdi. Hızlıca ayağa kalktım.

-Ben Derin. Şirketinizin bu yıl ki senaristi ayrıca abinin uzaktan arkadaşı sayılı-

-Tanıyorum sizi.

gökyüzünde ki yıldızlarWhere stories live. Discover now