Bölüm 2

613 81 48
                                    

                                          İKİ SAAT ÖNCESİNDEN EDİZ

Daha kendime gelmeden telefon çaldı.

-Ediz Bey bugün babanızın isteği üzerine saat 9.30'da babanızın odasında yeni senaristle görüşmeniz var. Geç kalmayın.

Soru sormama fırsat kalmadan telefonu suratıma kapatmıştı. Yüzümü yıkayıp hemen bir şeyler atıştırdım. Hızlıca üzerimi değiştirip arabaya atladım ve şirkete sürdüm. Babamın odasının kapısına gelince derin bir nefes aldım ve kapıyı açtım. Oradaydı işte. Sırtı bana dönük bir şekilde elindeki sayfalarca olan yazıyı düzenlemeye çalışıyordu. Altında siyah bir kot ve üzerinde omuzlarında kesikler olan bordo bir kazak vardı. Saçları ise at kuyruğu biçiminde toplanmıştı. Öndeki saçları ise tokalarla tutturulmuştu. Spor ayakkabıları ise boyunun benimkine yakın olduğunu ispatlıyordu. İçeri girmemden bu yana hiç bana bakmamıştı. Sorun şu ki etrafına bakmaya fırsatı yoktu zaten.

-Kolay gelsin.

-Hoş geldin oğlum.

Babamla selamlaşmamdan sonra karşısına oturdum. Ve beklemediğim bir şekilde konuşmaya başladı. Hem de benim hiçbir etkim olmadan.

-Oyuncu kadrosu hakkında ben başrolleri belirledim sanırım ama yan kadro da yönetmenin de fikrini almak gerekebilir. Belirlediğim başrollerin sorun çıkaracağını sanmıyorum ama eğer aksi bir durum olur diye de yedek bir ekip aklımda var. Çekimlerin hemen başlaması iyi olur. Kış sahneleri çok değil ama çekimlerin seneye kadar uzaması çekimi sıkıcı bir hale getirecektir. Tahminime göre yaklaşık dört ayda çekimleri bitirebiliriz.

Ben şaşkınlıkla konuşmasını dinlerken hiçbir şekilde konuşmasında eksiklik olmamıştı. Sanırım onunla tanıştığımdan beri ilk defa bu kadar konuşmuştu. Konuşması bittikten sonra kararlar alındı ve yönetmen ile akşam buluşulacağı kararı alındı. Odadan ayrılırken peşine takıldım.

- Bizimle çalışmayacağını söylemiştin.

-Kendi isteğimle olan bir şey değil ve eğer beni biraz daha zorlarsan kopyası bulunmayan bu yüz yirmi sayfalık senaryoyu çöpe atarım.

Gerçekten de yapacak birine benziyordu ve ben eğer o senaryonun başına bir şey gelirse ve bu benim yüzümden olursa kendi başıma gelecekleri bildiğimden dolayı susmayı tercih etim.

-Akşam seni alırım.

-Öyle bir şey olmayacak. Bir şey söylememe izin vermeden siyah montunu üzerine giyip sırt çantasını takıp şirketten ayrıldı.

DERİN'DEN

Arabaya binip şehir merkezine doğru sürdüm. Uzun süredir gittiğim kitapçıya doğru yürümeye başladım. İçeri girip geçen hafta istettiğim iki kitap ve daha yeni olarak gördüğüm ama hoşuma giden üç kitabı da kasadan geçirip arabaya doğru ilerledim. Saat öğlene geliyordu ve eve gidip kendime yemek için bir şeyler hazırlamak istemiyordum. Yol üstünde gördüğüm bir yemek evine girip birkaç şeyi paket olarak sipariş verdim. Eve geldiğimde saat 12'ye geliyordu. Üstümü değiştirip hemen aldıklarımı yemeye başladım. Daha sonra evi toplama bulaşıkları yıkama derken akşama doğru biraz uyumaya karar verdim. Saat 7'ye doğru kalkıp üstümü değiştirdim. Restoranın önüne geldiğimde saat tam 8'di. İçeri geçtiğimde ikisi de oradaydı.

-Geç kaldığım için özür dilerim.

-Sorun değil. Birlikte söyledikleri bu cümleden sonra ikisi de sırıttı. Siparişleri verdikten sonra filmden konu açıldı.

-Başrol olarak belirlediğin kişilerle konuştum ve senaryonun kopyalarından yolladım. Yarın görüşmeye gelecekler. Yan kadro içinde biz bir şeyler düşündük. Bu hafta içinde de onları halledersek haftaya çekimlere başlarız.

gökyüzünde ki yıldızlarDonde viven las historias. Descúbrelo ahora