Adsız Bölüm 6

328 74 31
                                    


EDİZ'DEN...

O cümle ile sessizlik başladı ve tam o sırada sessizliği bozan makine oldu.

-Nabız var, hasta yaşıyor!

Dönmüştü işte. Tabi ki de dönecekti! Hah! İşte o eğlenceyi seven koca gözlü bacaksız bir şeytandı! Herkes derin bir nefes alırken ben de boş bulduğum bir yere oturdum. Onu odaya almak üzere yoğun bakımdan çıkarırlarken yüzü solgun olmasına rağmen kaşları çatıktı. Kim bilir yine neye sinir olmuştu bacaksız şeytan. Bir saat kadar sonra gözlerini açmıştı ve içeriye dolan insanların arasından aralıklardan gördüğüm kadarıyla ona baktım. Tam gözlerimi çekecekken onun da gözeleri beni buldu ve yüzünde anlamsız bir ifade oluştu. Yaklaşık dört gündür eve gitmemiştim ve şimdi eve gitme kararı aldım. Ne de olsa akşam yine gelecektim. Eve gidip hemen bir duş ve ardında dört saatlik bir uykunun ardından yine kendimi hastanede bulmuştum. Şu anda ise diğer günlerin aksine hastane de büyük bir sessizlik var diyecekken bacaksız şeytanın odasının önüne geldiğimde sesler yükselmişti. Anlaşılan bizim ki uzana uzana sıkılmıştı. Hemşirenin sinirleri ile oynamaya başladığı sırada içeri girdim ve hemşireye benim ilgileneceğimi söyleyince hemşirenin yüzünde oluşan rahatlama ifadesi ile bana duyduğu minnet ifadesi görülmeye değerdi.

-Sen neden benimle ilgileniyorsun ki! Sıkıldım eve gidecem.

-O kırık kolla hiçbir şey yapamazsın. Akıllı ve uslu dur ki bende filminin çekimlerini anlatayım.

-Ben hastane de yatarken siz benim filmimin çekimlerine mi başladınız!

Kızdığı belliydi ama gecikmesini istememiştik.

-Üzgünüm ama başladık ve çekimler mükemmel gidiyor. Senin yaptığın sıralamaya göre yapıldı. Ve Uludağ çekimleri yarın bitiyor. En azından sen yokken şehir dışı işleri bitsin dedik ve boşta kalan üç kadro da oy çokluğu ile senin belirlediklerin oldu biri hariç.

Surat ifadesinden hoşnut olmadığı belliydi ama ses çıkarmadı. Bende en azından daha da sinir olmasın ve en azından gönlünü alırım düşüncesiyle onu hastaneden çıkarma fikrini ortaya atınca ilk defa gerçekten de yüzünde görülmeye değer bir tebessüm ortaya çıktı. Ben hemşireyi çağırdım. Hemşire onun giyinmesine yardım ederken bende dedesinin izniyle onun hastane çıkış işlemlerini hallettim. Odasının önüne gittiğimde altında eşofman altı ile üstüne de kazak ve mont giyinmişti. Kafasında ki sargı yüzünden beresini takamazken boynuna atkısını takmış ve botlarını da giyinmişti. Eşyalarının olduğu çantayı da ben alırken dengesini kaybetme durumuna karşı koluna girmiştim. Tam hastaneden çıkıyorduk ki eski sevgilisi olduğunu fotoğraflardan tanıdığım biri önüme çıktı. Ben tepki vereceğini düşünürken aksine yumuşak bir tavır sergilemişti! Bacaksız cadı ne yapmaya çalışıyordu ki!

DERİN'DEN...

Dedemin isteği üzerine arkadaşlarımla görüşmem gerektiğini ve en azında hastanede kaldığım süre boyunca beni bekleyen ve benim için endişelenen(!) eski sevgilim Emre'ye iyi davranmam gerektiği kararına varılmıştı.

Emre ile yaklaşık iki yıl boyunca sevgili kalmamıza rağmen kazadan sonra aramız açılmış ve hiç bana destek olmadığından dolayı kesin bir dille ondan ayrılmıştım. O bencilin teki bir öküzdü. Diğer arkadaşlarım ise benimle beraberlerdi her zaman ama... Ama olmuyordu işte. Yalnız kalmak istiyordum. Benim desteğe ihtiyacım yoktu. Benim yalnız kalmam gerekiyordu. Ediz'in çıkış işlemlerini halletmesi ile hastanenin çıkışına doğru ilerlemeye başladık. Tam çıkıyorduk ki karşımızda Emre'yi görünce durmak zorunda kaldık.

-Derin istersen ben seni eve bırakayım.

-Sorun yaratmaya gerek yok değil mi? Hem Ediz'le halletmemiz gereken birkaç küçük detay var çekimlerle alakalı.

-Benim için sorun yok. En azından iyi olduğundan emin olurum.

-Tamam o zaman.

Ben Ediz'in arabasında öne otururken Emre de kendi aracına binmişti. Ediz'in sinirlendiği belli oluyordu. Alnında ki damar çatlayacak gibi duruyordu. Haklıydı ne de olsa. Ona biraz küçümser gibi davranmıştı ama şu anda bunu dert edecek gibi değildim ve acıkmıştım. Ediz'de koltuğuna yerleşince konuşmaya başladım.

-Acıktım.

-Gerçekten de mi? Hastaneden çıktığımızdan beri doğru düzgün kullandığın tek "cümle acıktım mı"?

-Ne olmuş yani? Hastane yemekleri berbat.

-Tamam tamam yoldan atıştırmalık alırız.

-Tamam.

Bunun üzerine uyumayı planladığım için koltuğu geri yatırmayı planladım ama Ediz'in sesi ile işim yarım kaldı.

-Ne yapıyorsun!

-Göbek atıyorum, bir sen eksik kalmıştın sen de gel! Ne saçmalıyorsun! Tabi ki de uyumak için koltuğu geri yatırıyorum.

-Ben sana söylemeyi unuttum!

-Neyi?

-Bu gün uyuyamazsın.

-Anlamadım.

-Uyuyamazsın işte. Sarsıntıdan dolayı yirmi dört saat boyunca uyanık kalman lazım. Bundan dolayı deden tüm arkadaşlarını evine topladı.

-İnanamıyorum ya. Gerçekten de! O zaman neden beni hastaneden çıkarttınız ki! En azından hastanede huzur vardı! 

gökyüzünde ki yıldızlarWhere stories live. Discover now