Adsız Bölüm 4

358 72 32
                                    


DERİN'DEN...

Gece boyunca çalışmıştık ve gözlerimden uyku akıyordu. Zaten aldığım anti-depresyonlardan dolayı sinirlerim gergindi ve de uyuyamadığım için başım dolanıyordu. Arabayı bile zar zor kullanmıştım. Şirketin önüne vardığımızda arabadan inmeden önce gözlerimi ovaladım ve yavaşça aşağıya indim. Bir grup toplanmıştı. Kendimi direkt içeriye atmak istiyordum. Tam ilk merdivene ayağımı basmıştım ki o soru beynimde yankılandı. Sanki bir uyarıcıymış gibi tüm hücrelerimde o hissi yaşadım. Çıktığım merdivenden hemen inip arabaya doğru hızlı adımlar attım. Uzun süredir kimse bu konuyu açmazken aniden yüzüme vurulması canımı acıtmıştı. Ben arabaya binerken Ediz'in sözlerini es geçtim. Kafam o kadar doluydu ki ne dediğini anlayamamıştım bile. İlk defa dün akşam kendi kendime normal olabilir demiştim ki şimdi yaşadıklarım bana aptal olduğumu kanıtlıyordu. Arabayı sürüyordum ama nereye gittiğimi bilmeden... Ne kadar geçtiğini bilmiyorum ama bir süre sonra ayağımı gazdan çektiğimde kafamı direksiyona yasladım. Yorulmuştum. Hem de fazlasıyla. Kafamı kaldırdığımda bana bu aralar tanıdık gelen o yeri görmemle yüzümde engel olamadığım bir özlem ifadesi belirdi. Rüya gördüğüm geceden beri gelmemiştim buraya. Yavaşça kapıyı açtım ve indim. Tek başımaydım. Yalnızdım. Durmadım ve yürümeye başladım. Kış olmasına rağmen hava güzeldi. Dört veya beş dakikalık bir yürümeden sonra önümde iki mezar vardı. Mezarlıktaydım. Annem ve babamın yanında. Topraklarının üzerinde adını bilmediğim bir sürü çiçek vardı. İki toprak topluluğunun arasına geçtim. Ellerimi toprağın üzerine sürttüm. Vücudumda yayılan kıvılcım etkisi ile kendime geldim ve o günü hatırladım. Berbattı. Sebep olan bendim. Gözlerimden gelecek olan yaşları durdurmaya çalıştım. Konuşmaya başladım.

-Ve ben yine yenildim. Sizin ardınızdan yine size lâyık bir kız olamadım. Güçlü değilim. Anla baba! Son sözlerini söylediğin kızın sana lâyık olamadı. Ben siz olmadan yaşamayı beceremem ki! Anne ben daha sen olmadan uyumaya alışmadım. Senin saçımı okşamanı, beni öpmeni özledim. Ben senin kokunu özledim anne. Seninle baktığımız o yıldızlar artık bana o kadar da yakın değil baba. Senin ayran gönüllü kızın artık kendini bile sevemiyor ki! Başkasına kalbinde yer açsın. Ben siz olmadan nasıl nefes alacağımı bile bilmiyorum ki!

Daha fazla dayanamadan aralarına uzandım. Çok geçmeden biri bana seslendi.

-Hadi kalk. Bak dedenler endişelendi.

-Git buradan!

-Deden seni getirmemi istedi.

Dedemi daha fazla üzemezdim. Ayağa kalktım üstümü topraktan temizledim ve arkamı dönüp onlara bir kez daha bakıp Ediz'in arkasından yürümeye başladım. Mezarlığın girişine yaklaştığımızda durdu ve:

-Sen ilerle, ben arabayı bu tarafa getirip geliyorum.

Cevap verme zahmetinde bile bulunmadan ilerledim. Dalgındım. Tam karşıya geçmeye çalışıyordum ki aniden gelen ses...

gökyüzünde ki yıldızlarWhere stories live. Discover now