13. Bölüm - Prens

Start from the beginning
                                    

''Belgeler de bir oynama yapamaz mıyız?'' dedi son bir ümit.

'' Cansu, işimden olmak istemiyorum. '' adam sıkıntıyla nefes verdi. Bu kızın ne kadar duygusal ve inatçı olduğunu unutmuştu. İlk geldiklerinde onaylamamalıydı. Şimdi bu halleri onu da üzüyordu. Bu kadar bağlanmaları onu kendi çocuklarıymış gibi görmeleriydi. Fakat ileride alışırlardı.

'' Abi o çocuğun bize ihtiyacı var.''

'' Eminim ki alışacaktır. O daha çocuk . Ailesi ölüpte oraya tutunan kaç kişi var. Onlara ne diyeceksin? Annesi daha ötesi var mı? Bir daha göremeyecek olma düşüncesi eminim ki Yağız'ın durumundan daha kötüdür.''

'' Yarın sabah onu bırakırken bizimle gel olur mu?'' Cansu elleriyle gözünü sildi. Abisine kanıtlamalıydı Yağız'ın ayrılmak istemediğinin.

'' Tamam '' Baran başıyla onaylayıp sıcak bir tebessüm yolladı. '' İki üç haftada bir onu bir iki günlüğüne alabilirsiniz. Ben Reyhan Hanımla konuşurum. ''

'' Onu kendimize bağlamaktan başka bir işe yaramaz. İki günde ne kadar alıştık. '' adam kafasıyla onaylamakla yetindi.

Kısa bir süre sonra Yağız'ı alıp klinikten ayrıldılar. Yarın ayrılma düşüncesi aklından çıkmıyordu. Onu bırakmak istemiyordu. Ondan ayrılmak istemiyordu. Kahretsin ki ne yapacağı hakkında en küçük fikri bile yoktu.

'' Bugün onun eğlenmesini sağlayalım olur mu? '' kocasının dediğiyle yüzünü ona çevirdi. Adam ise yola odaklanmıştı.

'' Tamam.'' Derin bir nefes alıp arkaya döndü. Çocuk elindeki kırmızı arabayla oynuyordu. Ne çok hayal kurmuştu onunla ilgili. Bu düşünceyi aklından silmek için kafasını iki yana salladı. O yurtta da mutlu olacaktı. Bir çok arkadaş edinecekti.

'' Ne yapmak istersin bugün?''Çocuk bakışlarını Cansu'ya çevirip tebessüm etti. Ne de tatlı gülüyordu bu çocuk. Kadında ona aynı şekilde gülümseyip tekrar önüne döndü.

'' Yürüyüş yapalım biraz. Onun da temiz havaya ihtiyacı var.'' Barlas başıyla onaylayıp sahil yoluna çevirdi direksiyonu.

Yarım saatlik bir yolun ardından arabayı park edip indiler. Cansu bagajı açıp çocuk için aldığı gri bereyi çocuğun başına geçirdi. Arabada çıkarttığı montunu da giydirdikten sonra sahile doğru ilerlediler.

Hafta sonu olduğu için kalabalıktı lakin yazın olduğu kadar değildi. Hava soğuk olduğu için insanlar daha çok kafa dağıtmak için geliyordu. Bazı insanların fotoğraf çekildiğini görünce gülümsedi. Hatıra kalması için birkaç resimde kendileri çekildiler. Yağız'ın kameraya verdiği pozlar başta sadece tebessüm etse de sonradan Cansu ve Barlas gibi gülümsemiş ve yüzünü komik şekillere sokmuştu.( Multimedia'da) Artık daha rahat davranıyordu çocuk onların yanında. Bu ikisinin de hoşuna gitse de ayrılma fikri akıllarına geliyordu.

Bir müddet sessizce yürüdükten sonra Yağız'ın eğlenmesi için parka geldiler. Fakat Yağız oynamak yerine kadına sokulmuştu.

'' Hadi gel salıncak boşaldı biz salanalım. '' dediğinde Yağız hafif geri çekilerek iyice sokuldu Cansu'ya. '' Ne oldu bebeğim?'' çocuk ağlamaklı bir ses çıkartıp saklanmak istercesine büzüldü.

'' Beni istemiyorlar. '' kadın kaşlarını çatıp etrafı süzdü.

'' Kim bebeğim?''

'' Çocuklar.'' Bunu çok sessizce söylemişti.

'' Neden istemesinler? Bak biz oynamaya geldik. '' Yağız hayır anlamında başını sallayıp bankta oturan Barlas'ın yanına koştu. Cansu onu takip edip yanına oturdu.

PrensWhere stories live. Discover now