did you notice? ❆ yoonmin✔

19

Ekilmişti.

Ve bu hiç olmadığı kadar dokunmuştu Jimin'e.

Birisi tarafından ekilmek değil heyecanla beklediği kişi tarafından ekilmek sinirlendirmiş , soğuk havaya rağmen orada belki gelir diye beklemesine rağmen gelmeyişi kırmıştı onu.

Yatağında yatarak tavana bakarken hala ne kadar salak olabileceğini düşünüyordu.Ona güvenmesi bile salaklıktı belkide.O kızın tuttuğu bir oyun olmadığını nereden bilebilirdi ki? Belki onu böyle yaralamak istiyordu.Ona aşık edip süründürmek...

Jimin tuzağa düşmüş gibi hissetti bir an.Yoongi'nin lanet olası bir oyun olduğunu düşündü.Bu neden sol tarafını acıyla kaplıyordu bilmiyordu.

Kalbinin bu denli acıması normal miydi?

Gözlerini kapatıp herşeyi kafasından silmeye çalıştı.Ama hayatın ona olan garezi yine tutmuştu ve daha kafasından birşeyleri atamadan kapının zili doldurmuştu kulaklarını.

Oflayarak yerinden kalktı kısa olan.Yavaşca merdivenden inerken zilin bozulmak istenircesine çalmasını garipsiyordu.Hangi alacaklı kapıyı bu denli çalardı? Jimin zilin bozulmasını istemediği için adımlarını hızlandırdı ve kapının kulpunu kavradı.

Kapıyı açtığında siyah saçlı nefes nefeseydi.Jimin şaşkınlık ile açılmış ağzını kapatamadan dudaklarının arasını doldurmuştu soğuk dudaklar.

Yoongi ne yaptığını bilmiyordu.Sadece bir anda evden çıkmış ve kendini Jungkook'dan aldığı adreste bulmuştu.Ellerini küçüğünün boynuna dolayıp dudaklarında ki etkisini artırırken Jimin'nin şaşkınlığı kat kat artıyordu.

Ne karşılık verebiliyordu ne de ayrılabiliyordu bu şeker tadındaki dudaklardan.

Yoongi Jimin'nin içeriye itip kapıyı ayağı yardımı ile kapattı.Jimin'nin sırtı duvara değene kadar üzerine doğru yürüdü Yoongi.Bu sırada dolgun dudakların arasından dilini göndermiş enfes ağzı keşfe çıkmıştı.

Jimin'nin sırtı duvara değmek üzereyken Yoongi ellerini belinin iki tarafına atıp kaldırdı ve kucağına alarak duvara yasladı kısa olanı.

Jimin kendinden geçmiş bir şekilde nefes verdi.İlk defa böyle birşey yaşıyor , ilk defa böylesine derin duygular hissediyordu.Az önce bu çocuğun bir oyun olduğunu düşünürken şimdi bu oyuna kurban gitmeye razıydı.Yoongi onu kucağına alırken elleriyle sıkıca tutundu omuzlarına.

Dudaklarını nefes almak için araladıkları sırada alınlarını birleştirdi.Düzensiz nefesleri birbirine çarpıyor gözleri birbirlerinin dudaklarından ayrılmıyordu.

"Seni seviyorum Park Jimin.Bunu kaç kere daha söylemeliyim?" Hiçbirşey söylemedi Jimin.Ne söylenirdi ki bu manzara karşısında.Dili tutulmuştu.Jimin'e güzel derken kendi güzelliğinin farkında değildi.

Yoongi beklemeyip dudaklarını tekrar yapıştırdı dolgun dudaklara.Anında olumlu tepki almış ve Jimin'i duvardan ayırmıştı.Odasına çıkmak şuan onun için bir çile gibiydi.O yüzden salona geçip büyük kanepeye yatırdı.

Üzerine çıkarken aralarındaki dudak bağı hiç kesilmemiş , öpüşmeleri aynı şehvetini korumuştu.Tişörtünü çıkarmak için ayrıldı bal tadındaki dudaklardan.Jimin ise onu izlemek ile yetiniyordu.Beyaz teni göz önüne serildiğinde ondan gözlerini alamayacağını düşündü.Beyaz teninin her bir noktası morluk bırakılmak için bekliyordu adeta.

Dayanamayıp kendine çekti beyaz tenliyi.Dudakları boynunun her bir tarafını keşfederken Yoongi zevke yenik düşerek gözlerini kapatmış ve inlemişti.

İnlemesi Jimin'nin kulaklarını doldurduğu sırada büyük bir sızı hissetti kasıklarında.Daha fazla dayanamayacağını düşünerek bıraktı bembeyaz boynu.

Yoongi doğrulup Jimin'nin üzerindeki bol kazağı çıkardı.Esmerin güzel teni göz önündeydi şimdi.Dudaklarını tekrar birleştirirken boynuna büyük hickeyler yerleştirmek için can atıyordu.

"Bunun olacağını biliyordum!" Jungkook'un bağırışı ikisinin arasındaki köprüyü yıkmış ve ayırmıştı.Yoongi hızla Jimin'nin üzerinden kalkıp koltuğa oturdu.Jimin ise doğrulup tişörtünü üzerini kapatmak için kaldırdı.

"Gözlerini kapat ergen! Birde senin azgınlığın ile uğraşamam." Namjoon ellerini Jungkook'un gözlerine kapatırken ofladı en küçük olan.

"Zevk verici dakikalarınızı böldüğümüz için üzgünüz ama bir problemimiz var."