"Selim... Emin misin?"

Yüzüğü takmış, ellerini tutuyordum ve bu soru karşısında afallayarak ona baktım.

"Hangi konuda?"

"Benimle evlenmek konusunda? Bak bu son kaçma şansın, bir daha geri dönemezsin. Öyle bir kaç hafta sonra ben boşanmak istiyorum falan gibi bir kurtuluşun yok."

Bu kız onu ne kadar sevdiğimi bilmeden saçma sapan konuşuyordu, sadece gülümsedim.

"Ciddiyim bak. Şimdiden söyleyeyim. Öyle çok mükemmel yemek yapamam, yaparım ama bir Oktay Usta değilim, ev işlerini yapmaya da çok üşenirim, evi pislik götürmediği sürece temizleme zahmetine girmem. Artık Çakıroğlu meselesi kapandığına göre iznimi bitirip işe geri döneceğim için etrafı aceleyle dağınık bırakabilirim ve bir de-"

Onun o tatlı hallerini ne kadar sevsemde, can çekişmekten vazgeçmesi gerekiyordu bu yüzden onu son kez öper gibi uzun süre öperek susturdum.

"Fikrimi değiştirmeye mi çalışıyorsun? Öyle yapmaya çalışıyorsan eğer üzgünüm çünkü seninle evlenmekten vazgeçmiyorum."

Küçük bir gülümsemeyle bana büyük bir mutluluk bahşetti. Gülümsemesinden başlayarak yüzüne küçük öpücükler bıraktım. En sonundaysa durup direk gözlerine baktım.

"Seni seviyorum..."

Bu iki kelime bizim için her nedense söylemesi çok zor kelimelerdi. Büyülü gibiydiler ama aynı zamanda lanetli de. Buna rağmen laneti kırmak istediğimi fark ettim. Neden söylemek bu kadar zor olsun ki?

Onu seviyorum. Onu çok seviyorum. O da beni seviyor ve ben artık diğer normal insanlar gibi bunu birbirine kolaylıkla söyleyebilen çiftlerden olmak istiyorum...

Şebnem'e bana dönüt vermesi için bakıyordum, oysa sadece gülümsedi. Bu kadar mıydı yani? Suratımı buruşurup ondan uzaklaşmak üzereydim ama sonra dudaklarını araladığını fark ettim.

"Bende seni seviyorum."

Şaşkın bir rahatlıkla kendime geldim. Bir an hiç söylemeyecek sanmıştım.

"Seni ömür boyu seveceğim, Şebnem İnan."

"İşte, orda dur bakalım."

"Ne var?"

"Soyadım bende kalıyor, ondan vazgeçecek değilim."

"Ama artık Şebnem Gürsoy olarakta kalamazsım, sonuçta evleneceğiz ve insanların taşıdığın soyadı bilip sana ona göre yaklaşmaları gerek."

"Evlendiğimi yüzüğümden de anlayabilirler yada tavırlarımdan. Hem... Soy ismini hiç almayacağım demiyorum ki, benimkinin yanına eklemek istiyorum sadece. Olduğum kişiden bir anda vazgeçemem, ailem Çakıroğlu kadar kötü olsa bile... Bu kim olduğum gerçeğini değiştirmiyor."

"Tamam... Nasıl isterseniz, Bayan Gürsoy İnan yada İnan Gürsoy. Bundan emin misin. Kulağa pek hoş gelmiyor?"

"Bir yolunu bulurum, belki sen benim soyadımı almak istersin, hı? Selim Gürsoy... Kulağa-"

"Hayır."

"Ama-"

"Hayır, dedim."

"Tamam, madem öyle o zaman soyadı benimkinin yanına yakışan birini bulmam gerek."

"Evet. Hatta mümkünse benim soy ismimle de uyum sağlasın olur mu? Sonuçta sabıkamda ismimin yanında öldürdüğüm kişi olarak onun ismi yazacak."

Ben öfke dolu bakışlarla ona bakarken Şebnem kocaman gülümsedi ve beni öptü.

"Sadece dalga geçiyordum. Eğer istersen, seve seve Şebnem İnan olurum..."

Tehlikeli Güzel (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin