-40-

8.2K 512 138
                                    

EZRA

"Ben de okumak istiyorum," dediğimde kafasıyla içeriyi işaret etti. İşaretine uyarak terliklerimi çıkardım ve az önce çıktığım eve tekrar girdim.

Arkamdan kapıyı kapatıp yanıma geldiğinde rahat olması beni şaşırtmıştı.

Bir şey konuşmadan salona girdiğimizde az önce kalktığımız koltuğa tekrar oturdu. Ben de yanındaki yerimi aldığımda, "Açıyorum," dedi. Kafamı aşağı yukarı salladım.

Derin bir nefes alıp verdi ve zarfın içindeki katlanmış kağıdı çıkartıp açtı.

Biricik Yeğenim,

Duydum ki Ezra'yla evleniyormuşsun (Sonunda!) Açıkçası bekliyordum. Sendeki bu şeytan tüyü varken Ezra'yı çekimin altına almaman ahmaklık olurdu zaten.

Tepkimi görmek için göz ucuyla bana baktı. Bana baktığını anlamama rağmen kafamı çevirip de bakmadığım için biraz sonra tekrar önüne dönüp kağıtta yazanları okumaya devam etti.

Açıkçası düğün davetiyenizin gelmemesi beni bir hayli üzdü. Hapishanedeyiz diye davetiye de mi alamıyoruz? Ayıptır bu yaptığın. Çok kırıldım.

Gözlerimi devirmekten kendimi alamamıştım. Buğra'ya baktığımda onun da benden farksız olmadığını anladım. Okumaya devam ettim.

Her neyse, bu fasılları geçiyorum ve asıl konuya geliyorum. Benim bu hapse giriş nedenimin müstakbel karın olması beni derinden etkiledi canım yeğenim. Bilirsin, intikamı severim ;)

Yanı sıra şunu da söyleyeyim, sana ve ağabeyine olan kinim artık sadece miras meselesi olmaktan çıktı ve ben bunu belirtmekten asla çekinmiyorum. Şu dört duvarın arasına girdiğimde anladım ki benim bu kinimin sebebi miras veya para hırsı değil, babanıza olan nefretim. Geç de olsa bunu anladım ve bu nefretimi tek tek sizden çıkarmak için elimden gelen her şeyi yapacağım.

Her ne kadar o davetiyeyi alamadıysam da, aile büyüğün olarak o düğüne katılmak isterdim. Fakat burada olmam bunu engelliyor. Ama sakın dert etme, sizin için beni temsil edecek birkaç misafir göndereceğim.

Not: Hapishanede olmam sakın sana elimden bir şey gelmeyeceğini düşündürmesin. Emin ol ben öldüğümde bile emirlerimi yerine getirecek kadar bana sadık olan adamlarım var.

Bunların başını Serkan çekiyor, bil istedim.

-En sevdiğin amcan: Ercümend Gencer.

Kağıdı okumam biter bitmez hiddetle sırtımı koltuğa yasladım ve elimi başıma koydum. Bu adamdan ciddi anlamda nefret ediyordum.

"N'apacağız?" diye sordum endişeyle. Ercümend Buğra'yı vuran adamdı. Ondan her şeyi bekleyecek raddeye gelmiştim. Neler yapacağını kestiremiyordum ama elinden gelse gözünü kırpmadan Buğra'yı öldüreceğini düşünebiliyordum. Bu düşünceyle eş zamanda gelen göz yaşlarımı geri itmeye çalıştım. Ama başaramadım.

Bu nasıl bir nefretti? Nefretten gözü kör olmuştu artık ve ben gerçekten korkuyordum.

"Eğer," dedi sert sesiyle. Bana bakmıyordu.

"Bu saçma sapan mafya bozuntusu herif yüzünden tek göz yaşı dökersen..."

Kafasını çevirip gözlerini gözlerime dikti.

"O herifin kafasını koparmak için bir saniye bile tereddüt etmem."

Bunu o kadar sert ve o kadar ciddi söylemişti ki ne diyeceğimi şaşırmıştım. Dolu olan gözüme dediklerinden sonra müdahele etmem gerektiyse de bu elimde olan bir durum değildi. Birkaç yaş çoktan yanağımda ilerlemeye başlamıştı.

KuleHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin