-34-

8.3K 607 114
                                    

EZRA

"Abla, halledersin sen. Rahatlat dayımı."

Elleriyle omuzlarımı sıkıp bıraktı ve sırtımdan itti.

"Güveniyorum ben sana."

Derin derin nefesler alıp verdim ve salonun kapısına geldim. Tam girecekken tekrar arkama döndüm ve Hazar'a sarıldım.

"Ay yok, ben ölmek istemiyorum."

"Abla. İstediğin kadar kaç, eninde sonunda yakalayacak seni. Dayımdan bahsediyoruz."

"Ama-"

"Merak etme. Av tüfeğini alıp kendi odama saklarım."

"Ne de güzel moral veriyorsun yahu!"

Gözlerini devirip arkama geçti ve sırtımdan itti. Az önceki yere tekrar getirip konuştu,

"Git ve kendini savun! Haydi ablam. Haydi gülüm. Haydi canım benim. Ha-"

"Ay kes. Tamam. Gidiyorum. Dua et."

×××××××

"Orhan'la konuştum," deyip çayını eline aldı ve ağzına götürüp şöpürdeterek içti. Bak gene canım çay istedi!

"Bana bazı tatsız şeylerden bahsetti."

Yerimde huzursuzca kımıldanıp boğazımı temizledim.

"Sözlenmişsin," dediğinde kaşlarımı kaldırdım. Bu konuşmaya böyle girmemesi gerekirdi. Toparlayamazdım ki.

"Babana da evlenmeden bir saat önce falan danışırdın herhalde." dedi ciddiyetle. Çayından bir yudum daha içti.

"Ne zamandan beri benden gizli işler çeviriyorsun? Ne zamandan beri benim iznim dışında büyük kararlar alıyorsun ve bizim neden ben geldiğimden beri aramız bozuk, kızım?"

Dediklerinde haklıydı. Şu an onun karşısında suçlu konumunda oturan kişi ben olmasaydım, onu desteklerdim. O derece haklıydı.

Bir şey söylemeyip savunma yapmaktan vazgeçtim ve kafamı yere eğdim. Oturduğu berjerden kalktı ve benim oturduğum kanepenin sağ tarafımdaki boş yerine oturdu. Benden taraftaki elini kafama koyarak saçlarımı okşamaya başladı.

"Benden bu kadar çabuk mu kurtulmak istiyorsun, küçük hanım?"

Cümlesinden sonra duyduğum kıkırtısı bütün korkumu bir anda üzerimden atmıştı. Hani böyle hava sıcaktan kavruluyordur, sonra klimayı açmak istersiniz ama elektrikler gitmiştir. O sıcakta erime yolunda ilerlerken birden bir 'dırilink' sesi duyarsınız ve ardından elektrik gelir. Siz de klimayı çalıştırıp istediğiniz soğukluğu bulursunuz ya! Hah, işte öyle bir duygu yaşıyor olabilirdim şu an. Şaşkınlıkla ve yalancı bir sitemle ona döndüm.

"Olur mu hiç öyle şey?! Sen benim tontişimsin, neden senden kurtulmak isteyeyim ki?"

"Ne bileyim evladım. Şu son iki gündür evlilik lafını çok duydum ve galiba aramızın bozuk olma nedeni bu," dedi ve kafamı çekip göğsüne yasladı. Kollarımı hemen geniş beline doladım ve derin bir nefes alıp verdim.

"Sana her şeyimi anlattığımı biliyorsun. Senden bir şeyler sakladığımda telaşa kapılıyorum. Kafam allak bullak oluyor. Her an aramız bozulacakmış gibi hissediyorum ve dikkatim sürekli dağılıyor. Yoksa beni tanıyorsun baba. Annemin ölüm yıldönümünü unutacak kadar hayırsız biri değilimdir."

"Şş tamam, konuyu kapatıp önümüze bakalım artık. Baştan söyleyeyim, seni kolay kolay vermem ha. Daha yeni okulunu kazandın. Hele bir mezun ol, elle tutulur bir gelirin olsun. Dünya hali, ne getireceği belli olmaz. Öyle evleneceğim diye okuldan vazgeçmek de yok, vallahi kırarım bacaklarını."

KuleHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin