↩22↪

1.7K 162 29
                                    

Anthony Edward Stark cebine koyduğu elini çıkarttı ve zile bir kez bastı. İçeriden gelen seslerden sonra kapı yavaşça açıldı.
"Hey!" 
Steve kapıyı sonuna kadar açıp gülümsediğinde esmer çocukta ona gülümsedi ve evin içine girdi.
"Geldiğin için teşekkürler." 
Esmer çocuk okul çantasını yere bıraktıktan sonra ceketini Steve'e uzattı ve ellerini tekrar cebine soktu.
"Teyzemler bugün dışarda, sorun olmaz umarım?" 
Esmer çocuk başını sallarken kalbinin gümbürtüsünün arttığını farkedince derin bir nefes aldı.
"Beni buraya fizik dersi için çağırmadın sanırım."
Steve gülerek koltuğa doğru ilerledi ve esmer çocuğa da gelmesini işaret etti.
"Çağırmadım ama çantanla geldiğine göre senin buna niyetin var." 
Esmer çocuğun gözü çantasına kaydı ve omzunu silkti.
"Bugün eve uğramadım." 
Steve kalkan kaşlarını büyük uğraşlar sonucu indirdi ve ayağa kalktı.
"O zaman yiyecek bir şeyler hazırlamama ne dersin?" 
Esmer çocuk tam önünden geçerken Steve'in bileğinden tuttu ve gitmesini engelledi.
"Steve şunu yapmayı kes." 
Steve gözlerini bileğindeki ele indirdi ve soluklandı.
"Neyi yapmayı keseyim?" 
Esmer çocuk oturduğu yerden kalktı ve Steve'in bileğini bırakmadan karşısına dikildi.
"Bugün olanlar yaşanmamış gibi davranmayı. Yanındayım çünkü dinlemek, seni anlamak ve sana destek çıkmak istiyorum." 
Steve'in gözleri yavaşça karşısında duran kahverengi gözlere çıktı. Esmer çocuğun gözündeki siniri ve şefkati gördüğünde yavaşça koltuğa çöktü ve beraberinde esmer çocuğuda getirdi.
"Ben yaşanmamış gibi yaparsam geöip gideceğini düşünüyorum." 
Esmer çocuk yavaşça Steve'in bileğini bıraktı ve kendi saçlarını düzeltti.
"Steve birileriyle konuşman, anlatman gerek. Bana bunun psikolojik olduğunu söyleyen sendin." 
Steve dolan gözlerini halının üzerine dikti ve derin bir nefes aldı.
"Sharon'la ilk tanıştığımızda birinci sınıfın ortalarındaydık."
Esmer çocuk gözlerini kapattı ve derin bir nefes alarak arkasına yaslandı. Bunları duymaya hazır olup olmadığını bilmiyordu, hemde hiç.
"O benden hoşlanıyordu ve bende onu güzel buluyordum. Popüler bir kızdı ve beni partiye davet etmişti." 
Esmer çocuk ağzından çıkan 'hah' sesini engelleyemedi ve yüzüne yayılan sıcaklamayı hissederken Steve'in on agarip bakışlar attığını biliyordu.
"Partiye sarhoştuk ve çok yakınlaşmıştık. Ama bir şeyler eksikti, sanki onu istemiyordum. Hiçbir kadını istemiyordum ve ben geri çekildim."
Esmer çocuk gözlerini kırpıştırdı ve çalışmayan televizyon ekranına bakmayı sürdürdü.
"Sonra partidekinler ve okuldakiler Sharon'u yetersiz bulduğumla ilgili birçok haber ortaya attılar. Sharon bunları duyunca deliye döndü ve okuldan naklini aldırdı ve gitmeden önce okulun önünde bana bağırıp, çağırdıktan sonra tokat atıp gitti." 
Esmer çocuk, Steve'in aniden aldığı derin nefes karşısında hızla ona döndü ve uzun bir süre onun sessiz kalışını izledi.
"O günde aynı yerde, aynı şekilde ağlamıştım. Sharon'ı kaybettiğimden ağlamamıştım. Sanırım tüm okulun önünde ezilme ve insanların bana önyargıyla bakışıydı beni ağlatan." 
Steve ağlamaya başladığında esmer çocuk biraz bekledi ama Steve'in ağlaması artınca dayanamadı.
"Şşşş. Steve bana bak. İnsanların senin hakkında ne düşündüğü önemli değil. Eğer onlar senin piç olduğunu düşünüyorsa umurumda değil, sen benim ve arkadaşların için piç bir heriften fazlasısın." 
Steve gözyaşlarını eliyle sildi ve burnunu sertçe çekti. Kendini durdurmak istiyordu çünkü şu an kendini küçük düşürüyordu.
"Ben ben... Sanırım panik atak gibi bir şey."
Esmer çocuk elini yavaşça sarı saçlara dokundurdu ve iç geçirdi.
"Steve benim için her zaman piç bir heriften yada arkadaştan daha öte olacaksın. Onlar sadece yanından geçip gittiğin insanlar ama ben sende kalıcı olanım. Önemli olan benim dediklerim." 
Steve kafasını kaldırdı ve esmer çocuğun gözlerine bakmaya kaldığı yerden devam etti. O kahvelerin içinde anlamadığı bir parıltı geziniyordu ve Steve bunu anlamak için neler vermezdi...
"Bana annenden bahseder misin?" 
Esmer çocuk beklemediği soru karşısında donarken dizine konan kafayla birlikte başını yavaşça salladı.
"Maria Stark... Tanrının sarmaladığı kadın derdi hep hizmetlimiz. Babamla evlenmeden önce bir kasabada yaşıyormuş, babam onu oraya bir arsa satışı için gittiğinde görmüş. Görmüş görmesine ama gördüğü kadın bir kasabalı değil resmen kraliyet ailesinden gibiymiş. Böylece annemle konuşabilmek için satmamış arsayı." 
Esmer çocuk az önce dokunduğu saçlara elini daldırdı ve gülümseyerek oynamaya başladı.
"Arsada bir ev inşa etmeye karar vermiş ve orada bir motelde günlerce kalmış. Bu sırada annemlede bir şekilde tanışmış. Bir keresinde bana o anı en içten şekilde anlatmıştı babam. 'Onu ağlarken görmüştüm. Belki çok güzel bir kadın değildi ama benim için güzelden de öteydi, pırıl pırıl. Dalga geçmişlerdi o gün onunla. Yanında olmak istesemde olamamıştım, uzaktan izlemiştim onu. O an anlamıştım bunun aşk olduğunu ya neyse.
Ne kadar dünyamı kasup kavuracak olsada onun güneşini kabul etmiştim hemencicik. ' O gün çok içmişti ki anlattı bana yoksa aramız çok kötüdür." 
Steve mırıldanarak yüzünü tepesinde duran çocuğa döndü.
"Annemden bana pek özellik geçmemiş. Seninki gibi parlak sarı saçları, seninki gibi derin mavi gözleri ve seninki gibi güldüğünde kırışan göz kenarları vardı. Mükemmelliğini söyleyebileceğimi düşünemiyorum. Onu çok fazla hatırlamıyorum... Çünkü o ben..benim yüzümden öl-öl.. Öldü." 
Steve kapadığı gözlerini yüzüne düşen damlayla aralamış ve yaptığı salaklığı farketmişti.
"Ben sana hatırlattığım için üzgünüm Tony."
Esmer çocuk dizinden kalkmaya çalışan çocuğu engelledi ve düşen bir diğer damlanın ardındna gülümsedi.
"İnan bana, Rogers. Seninle konuşmak beni daha iyi yapıyor. Sadece burada yat ve bana annemi hatırlat." 
Steve kendine denileni yaptı ve esmer çocuğun pembeleşmiş dudaklarını ve kapanmış gözlerini seyretmeye başladı. Haberlerde okuduğu çocuk bu olamazdı, haberlerde okuduğu vurdum duymazlık ona ait olamazdı. Şu an o kadar masum ve o kadar narin gözüküyordu ki...

Steve ne yaptığından habersiz ince uzun boynu kavrayıp kendine çektiğinde esmer çocuk aniden gözlerini açtı. Esmer çocuk sonuna kadar açılmış gözleri ve aralanmış dudaklarıyla birkaç santim uzağındaydı, nefesleri birbirine çoktan karışmıştı.
"Be-ben..." 
Steve kuracağı cümleyi bitiremeden dudaklarına değen yumuşak dudakları hissetti ama hemen birkaç saniye sonra kayboldu. Esmer çocuk eskisi gibi sırtı koltuğa dayalı dururken Steve bunun bir hayal olup olmadığını düşünmeye başladı.
Saçını okşayan eller tekrar yerini aldığında gözlerini kapattı ve esmer çocuğu ve annesini düşünmeye başladı.

✖✖✖

Bu bölümü okuduktan sonra mutlu olmayanı döverim. Acımam öldürürüm Steve'i, atarım Tony'i uçurumdan...
Duygusal yazmaya çalışırken bok ettiğim bir bölüm oldu ama umarım sonu sizi tatmin etmiştir.
Goodbye Bitchies...
Spidey is out.

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
the notes in my cupboard ¤ stony ✅Where stories live. Discover now