↩1↪

4.4K 232 15
                                    

Gözleri tezahüratların atıldığı tribünde hızla gezindi ve omzunu sıkan arkadaşına döndü. Tam o sırada gözlerine kenetlenen anlık bakışları farketti. Kahverenginin tonlarını gördüğünde arkadaşını iterek o tarafa yöneldi. O da gidiyordu ve ona yetişemeyeceğinin farkındaydı. Sevinen tribünü ve takım arkadaşlarını bırakıp hızla sahanın olduğu yerden çıktı ve koridorda ilerleyen silüetin arkasından koştu. Spor ayakkabısının tabanı cilalanmamış zeminde acı çığlıklar atıyordu. Maçta da yorulduğu için kendini yolun yarısında bıraktı. Ellerini dizlerine yerleştirip çıkışa ulaşmış bedene seslendi.
"Sen O'sun değil mi?" 
Yabancının elleri çıkış kapısının önünde durdu.
"Maça geri dön, Rogers. Molan sona erdi." 

Bir dakika bir dakika, sanırım bir şeyleri size anlatmayı unuttum. Bana izin verin yazılanları bir okuyayım.
Hay aksi şeytan! Biraz tersten başlamışım sanki. Neyse şimdi kendimizi düzgünce yerleştirelim ve zamanı daha geriye saralım. Okulun basketbol takımının final maçından daha öncesine, tüm olayların başladığı güne...

⤵⤴⤵⤴⤵⤴⤵⤴⤵⤴⤵⤴⤵⤴⤵⤴⤵⤴⤵⤴⤵⤴⤵

Selam herkese... 
Başlamadan önce kısa bir bilgilendirme yapayım sizler için.
Hikaye içinde geçenler “Stony au ” olarak yazılmış ve sizlere sunulmuştur. Her bölümde uzun uzun yazı yazmayacağım. Bazı bölümlerde direk bir cümle yazacak. O yüzden beklentiniz konusunda sizi uyarmak istiyorum. Üstte olan küçük ' yazar- zaman atlaması ´ muhtemelen bir daha karşınıza çıkmaz ama anlatıcı olarak dalabilirim.

the notes in my cupboard ¤ stony ✅Tempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang