↩9↪

1.7K 184 18
                                    

Steve Rogers, öğlen yemeğine kadar olan derslerin hiçbirinde arkadaşlarını görmemişti. Öğlen yemeğine indiğinde arkadaşlarını masada bulmuştu ve istemsizce omuzlarının düşmesine neden olmuştu.
"Selam!"
Steve tepsisini bıraktığında Natasha ağzı dolu olduğu için gülümsedi. Steve oturduktan sonra masaya iki tepsi daha kondu.
"Sevgilini buldum,Natasha." 
Natasha ve Steve başını kaldırdığında esmer çocuğu gördüler. Esmer çocuk güneş gözlüğüyle ve tepsisiyle öylece duruyordu.
"Eddie?"
Esmer çocuk, Sam'in itmesiyle birlikte zorla masaya Steve'in karşısına oturdu ve Natasha'ya döndü.
"Tony." 
Natasha gülümseyerek yemeğine döndüğünde Steve'de bakışlarını tepsisine çevirdi.
"Güneş gözlüğü ne iş, majesteleri?" 
Herkes Sam'in sorusu için başını kaldırdığında esmer çocuk omuzunu silkti.
"Öylesine. Ve majesteleri ne alaka?" 
Sam kaşığıyla Natasha'yı gösterdi ve ağzındaki çiğnedi.
"Sevgilin kraliçe olacak." 
Sam hızla esmer çocuğun gözlüğünü çekti ve yüzünü gözler önüne serdi.
"Tony! Gözün." 
Esmer çocuk morarmış gözü ve patlamış kaşıyla herkesi süzdü ve yemeğine geri döndü.
"Önemli değil, Natasha. Bu arada takımında dedikoducular çok fazla Steve. Haberler çabuk yayılmış." 
Steve çocuğun mor gözüne bakındı ve neler olduğunu anladı.
"Takımımı boşver de gözün nasıl oldu?" 
Steve'in keskin bakışları esmer çocuğun beklenti dolu bakışlarıyla buluştu ve biraz bakıştılar.
"Düştüm."
Steve başını sallayarak tepsisine döndüğünde yüzünde anlamlandıramadığı bir gülümseme olmuştu. Esmer çocuğun söylediği kelimenin farklı bir anlam taşıdığını düşünüyordu.
"Natasha duyduklarımız doğru mu?" 
Alt sınıflardan birkaç kız cırtlak sesleriyle masayı işgal ettiğinde esmer çocuk gözlüğünü gözüne takmıştı.
"Dağılın! " 
Kıvırcık saçlı ve okulun belalı kızlarından birisi alt sınıfları ezip geçtiğinde Natasha gözlerini devirdi.
"Eziklerle çıktığını duydum. İnsanın seviyesini bilmesi kadar güzel bir görüntü yok." 
Steve'in gözleri esmer çocuğa döndüğünde çocuğun kaşığını sıkışını ve dişlerini gıcırdatışını görmüştü.
"Seviyesiyle çıkan birisi varsa o da sensin  ama dur! Sen kimseyle çıkmıyordun değil mi? " 
Natasha yüzüne yerleştirdiği sırıtmayla bir elini beline yerleştirdi ve kaşını kaldırdı.
"Herkes senin ne mal olduğunu biliyor Natasha. Kaç para alıyorsun?" 
Natasha'nın kaşları çatılırken kıvırcık kızın yüzünde büyük bir gülümseme oluştu.
"Senin aldığının iki katıdır belki, ne dersin ha? Çünkü o senden daha değerli." 
Esmer çocuk oturduğu yerden dişlerinin arasından konuşurken Steve kendini masaya saplanmış gibi hissediyordu.
"Senin konuşmaya erişme hakkın olduğunu sanmıyorum." 
Steve yerinden kalkıp Natasha'nın arkasında dikeldi ve kızın yüzüne baktı.
"Neden gidip konuşma hakkı olan insanları rahatsız etmiyorsun." 
Kıvırcık kız yerinden ayrılıp Steve'in yanına geldi ve kulağına eğildi.
"Sen istiyorsan neden olmasın. Bana borçlandın." 
Steve giden kızın arkasından yerine oturdu ve Natasha'yı bileğinden çekip oturttu.
"Ne söyledi sana o kaltak?" 
Sam'in sorusu üzerine herkes pudingini yiyen Steve'e dönmüştü. Steve omzunu silkerek yerinden kalktı ve tepsisinide aldı.
"Stevie?" 
Steve arkasını dönüp masadakilere göz kırptı ve gözlüğünü çıkarmış sinirle ona bakan esmer çocukla göz göze geldi.

Steve öğlen yemeğinde yaşadıkları saçmalıklardan sonra pek bir heyecan yaşamamış ve kıvırcık kızın niyetini anlamıştı. Steve dersler bittiğinde soluğu dolabının önünde almış ve düşündüğü şeyin doğru olmaması için tanrıya dua etmişti.
"Lütfen o kıvırcık kız olmasın." 
Kağıdın katını açmıştı ve ilk gördüğü orta parmak işareti olmuştu.
"O sürtüğün eğildiği kulağını başka amaçlarım için kullanacağım ve inan bana Rogers. Bir daha kimseye dönüp göz kırpamayacaksın." 
Steve kahkaha atarak notu çantasını koydu ve diğer bir kağıt parçasını gördü.
"Gülme gerizekalı çünkü sana yatakta bunları hatırlatacağım. Hesaplaşacağız." 
Steve'in gözleri çevrede gezindi ve diğer notu da çantasına attı ve dolabını kapattı. Steve'e notlar biraz sapıklaşmış gibi gelmişti. Notlar ne kadar üstü kapalı olsada Steve'de her liseli kadar fesat düşünüyordu ve bu da mesajları cam netliğinde anlamasını sağlıyordu.

the notes in my cupboard ¤ stony ✅Where stories live. Discover now