Ütopya - 1

8 6 0
                                    

Toss Patlama Süreci, 9. Aşama, Sâch Karadelikler Merkezi, 20709 Karamaluth Galaksi Zaman Dilimi, 8. Chath, 53803 F Tipi Galaksi Raporu:

53803 F XC147: Arena'da C3215 nolu Jothakk esiri tarafından kolu koparılan Ouğgur Jarit, Hükümdarımız HayraKan'ın özel isteği sonucu Yüce yarı tanrı Aâr tarafından iyileştirilip emir eri olarak görevine geri dönmüştür.

53803 F XC148: ThazarGara'nın eski yöneticisi Cesall PunnhgArr silahına verilen tahribatı önleyemediği için Kan Meclisi tarafından ölüme mahkum edilmiş ve ruhu KourânGarr'ın iç enerji odalarına gönderilmiştir.

53803 F OE8: Hükümdarlık Mühür Oyunları bir kath sonra KurraMaî oyunlarıyla başlayacaktır.

53803 F OE9: OeuirtîGarr'ın efendisi yarı tanrı Aâr; Albay Yarîn'in Hükümdarlık Mühür Oyunları'na katılmasına izin vererek Kûth Hükümdarlığı'nda büyük bir şaşkınlığa yol açmıştır. Albay Yarîn Hükümdarlık seçmelerine katılan ilk Kûthlu kadın olacaktır.

53803 F ET157: Angalat Galaksisi'nde Urbakh yolu üzerindeki TirOm istasyonunda meydana gelen patlamada çeşitli ırklardan bin beş yüz civarında ticaret filosu çalışanı ve on iki Kûth soylusu hayatını kaybetmiştir. Kaçaklar tarafından üretim birimlerine sokulan bir Vangall'ın patlamasıyla meydana geldiği sanılan facia tüm Kûth soylularını derin bir üzüntüye boğmuştur.

53803 F ET158: Karamaluth Galaksisi Jota 2-74 Pukga 33-8-11 Tutkha 4 koordinatlarında bulunan ZorAkh Urbakh üretim birimlerinde birden patlak veren isyan iç güvenlik tarafından yatıştırılamayınca, A14 Asayiş Filosu bölgeye kaydırılmıştır. İsyan bastırılmıştır, ancak tahrip edilen fabrikalar ve topraklar yeniden düzenlenene kadar A14 filonun bir süre daha ZorAkh'ta konuşlanması gerekecektir.

53803 F ET159: Uzayda savrulurken Tarayıcılar tarafından ele geçirilen KoraasHo avcı gemisi Kûth istihbarat birimlerinde şaşkınlık yaratmıştır. Yakalanması çok zor olan bir avcı geminin Kaçaklar tarafından saldırıya uğrama olasılığı üzerinde durulmaktadır. KoraasHo Tîh bulunamamıştır.

53803 F PC23: Kaçaklar'a katılan Mühendis PAârk'ın kopya kişiliği önderliğinde yürütülen çalışmalarla PunnhgArr silahı bünyesindeki sorunların çoğu giderilmiştir. Yetkililer tarafından silahın çok yakında kullanılabileceği söylenmektedir. Galaksinin en sonunda PunnhgOthh'lardan temizleneceği müjdesi Kûth soylularının gönüllerine neşe saçmaktadır.

-

HayraKan, karanlığın içine gömülmüş görünmez bir iskemlenin üstünde oturur gibiydi. Bağdaş kurduğu yerden çevresini saran sislerin konkav yüzeyinde oynaşan anlık görüntü patlamalarına bakıyordu. Odada dolaşan hzirae dumanı pembe bir perde gibi gözlerinin üstüne inmiş, tam önünde açılan görüntülerin kalbine indirdiği darbeleri yumuşatıyordu. Öylece bakarken gözlerini kırpıştırmayı bile unutuyordu o. Yüreğinin atışları üst düzey görevlilerin dışında kimsenin kullanmasına izin verilmeyen OzArkh'ın, sonsuzluğu içinde taşıyan soğuk duvarlarında yankılanıyordu.

Kendisi biraz ötesinde durup kısık gözleriyle ileriye bakar ve dönüp hırsla kılıcını çekerken onun da parmakları kasıldı. Ayağa fırlayıp o koskoca kapıdan dalmamak için zor tuttu kendini. Hiçbir zaman görmediği, belki de rüyalarının sahte zamanı içinde şekillenmiş Yaşlılardan biri, küçücük kara gözleriyle biraz ileride, sislerin arasına gömülmüş gülüyordu. İmgesi korkusunu yenip kılıcını kınına sokarak ilerledi ve kutsal Yaşlı'nın önünde diz çöktü.

Utanca kapılan gözleri bir anda kapanıverdi HayraKan'ın. Tekrar açtığında karşısında Shara duruyordu. Aklarına kan oturmuş gözleri istemsizce kasılırken kadının beyaz yüzünde asılı kalmış o tatlı gülüşü inceledi. Yıllarca öncesinden kopup gelen anılar yüreğine derin çizikler atarken o gözlerini çevirmeyi başaramadan izliyordu. Başarsa ne değişecekti ki? Kürenin her tarafında Shara vardı şimdi. Neşeyle koşuyor, muzip bakışlarla HayraKan'ı süzüyordu. Dudaklarında neşeli kıvrımlar belirirken OrtAsh'ta karşılaştıkları o an, puslu bir anı olarak gelip önünde durdu.

Bileklerinden yakalayıp kendisine çekti narin vücudu. Tenin yumuşaklığı ışıklarla oynaşan şaşkın yüzünün üstüne yaklaşıyordu. Aralandı dudakları.

Ve ansızın, görüntüler dalgalanıp dipsiz bir karanlığın içine gömüldü. Yoğunlaşmış hayallerin enerjisiyle merkeze çekilmiş vücudu savrulup dönmeye başladı. Korkuyla büzüştü HayraKan küçük bir çocukmuş gibi. Karanlık bir gölge düşmüştü üstüne. Ve gördü onu. Palanch! Koyu gri bir bulutun içinden çıkmış kendisine doğru yürüyordu. Gülmeye çalıştı HayraKan. Doğruldu güç bela. Abartılı bir nezaket oturdu yüzüne. Yanına kadar geldi yüce komutan. HayraKan bir dizini yere koyup önünde çökmeye hazırlanırken elini uzattı birden. Hoş, dostça bir gülüş vardı yüzünde. ShamîGarr'ın şimdiki hükümdarı uzanan eli büyük bir coşkuyla yakaladı ve şaşkınlıkla sarktı dudakları aniden. Ator'du karşısındaki. Neler olduğunu anlayamadan baktı HayraKan. Gözlerini kırpıştırdı ve çekti elini geriye. Aldığı nefes körük gibi şişirdi göğsünü. Ator araladığı kapıdan yavaşça çekilip dışarı çıktı. Yüzü kıpkırmızı olmuş, babasıyla konuşmak istediği sürüyle şey uçup gitmişti aklından. Palanch düşü her yanda onu izlerken Ozarkh'a girmesi aptallıktan başka bir şey değildi.

HayraKan artık PunnhgOthh labirentinin içindeydi. Az önce gördüğü şeyler aklından uçup gitmiş, dehşete kapılmış gözleri tüm mürettebatı Shurk'uyla katledişini izliyordu. O cehennemden sağ çıkabilen, Palanch'tan sonraki ikinci kişiydi o. Bölünerek çoğalan subayların kanlarıyla sulanmış duvarlara, yeri kaplayan parçalanmış uzuvlara bakarken midesi bulandı. Ne yaparsa yapsın tek başına kalamamıştı. İzdüşümleriyle kaplanmış odada korku içinde yere çöküşüne bu sefer dışarıdan bakıyordu. Gözlerini hiç açmadığını, Pavikh'e koordinatları verip sabırla beklediğiniyse çok iyi hatırlıyordu. Labirentten dışarı çıkabilmeleri bir mucizeydi. Odayı kaplayan yüzlerce HayraKan'ın bir anda yok olması da öyle.

"Bunun karşılığını ödeyecekler," dedi o, öfkeden dudakları titreyerek.

Ve o anda garip bir şekilde karanlığa gömüldü OzArkh. Konkav imge duvarları huzursuz ışıklarla titreşirken aşağıda birisi öksürdü. Döndü HayraKan ve tiksintiyle buruştu yüzü. Yaxx, orada, iki büklüm olmuş, ürkek bakışlarıyla bir kat daha çirkinleşen yüzüyle ona bakıyordu.

"Efendim, size bir şey söylemeye geldim," derken, belki de heyecandan yüksek ve cırtlak çıktı sesi. "OeuirtîGarr savaşına ben de katılacağım."

O yumruğunu ileri uzatıp Kûth selamı vererek dışarı kaçtıktan sonra HayraKan uzunca bir süre duyduklarının doğru olup olmadığını sorgulayarak aşağıya baktı. Artık düşüncelere batmış beyninden hiçbir imgelem atlamayı başaramıyordu OzArkh'ın renksiz duvarlarına...

ATARAANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin