Arınma Ritüeli - 1

42 6 0
                                    


Shubar Tu Khlan'ın Gayrı Resmi Tarih Notlarından:

Kûthlular savaş sonunda arınma ritüeline kadar sessiz kalırlar. Savaşın her aşamasını düşünüp dersler çıkaracak, uzun fetih yolunda ölüp kendilerini yalnız bırakan arkadaşlarına lanet edecek, evrene neşeli gülüşler karışmadan bir süre sadece yıkımın sesi hatırlansın diye bekleyecekler ve PavashGara'da arınma ritüeliyle, zafer sonrasında yeniden doğan mutlu bir savaşçı olarak gülmeye hak kazanacaklardır.

1

Zaferi sessizce sindiren HayraKan savaş sonrasında her zaman yaptığı gibi nefretle PunnhgOthh İmparatorluğu'na bakarken, kaçaklar kargo gemileriyle ThazarGara'ya taşınmaya başlamıştı. Savaşta ölmedikleri için inandıkları tanrılara lanet okumakla geçirecekleri zamansız işkencelerin içine doğru uçuyorlardı. Yapay çalışma gezegeninde yenileri bekleyen işçilerin gözyaşları simsiyah bir kirle birlikte yanaklarına dökülüyordu. Bir gün hiçbir şey yapmadan durmak ve sessizce Kûth hükümdarlığının zaferini düşünmek zorunda bırakılmışlar, öylece yere dikmişlerdi yorgun bakışlarını.

Shamîgarr'da soylular sessizce, bir gün sonra yapılacak balo için kıyafetlerini seçiyor, dev Alth Akh Salarr salonunda kurulan büyük kazanlarda çeşitli galaksilerden usta aşçılar zafer balosu için egzotik yemekler hazırlıyordu. Ozanların zevk adası Arntall'dan havaya yükselen yumuşak zafer ilahileri boynuzlardan içeri akıp, ShamîGarr sakinlerinin gönüllerini büyük bir sarhoşlukla kaplıyordu.

Yarîn Lazer platformunda ışınlanmayı beklerken gözünden bir damla yaş süzüldü. Klino'nun yokolup gittiğini tüm kalbiyle hissetmişti. Ator! O pisliğin hayin yüzü gözlerinin önünde belirdiğinde nefretle sıktı yumruklarını. Moleküllerine ayrıldığında gözyaşı yere düşüp metalin soğuğunda yüz parçaya bölündü.

KourânGarr'ın çevresini yumurtalarıyla çevrelemiş milyonlarca ruh aralarında hiç durmadan Hasha'nın başarısını konuşuyor, çoğu da haset içinde yanıp tutuşuyordu. Mutluluk Vadisi'ne geçmeye hak kazanan eski Kûth platform subayı, plazentasının içinde kaybettiği hayallerine kavuşacak olmanın heyecanıyla dört dönerken şişerek, uzaktan yaklaşan ana uydu gemiye bakıp bir sevinç çığlığı patlattı. Diğer ruhlar korku içinde küçüldüler. Hasha da sessizlik gününü bozduğu için utanıp kıpkırmızı olarak onlara uydu hemen. Bir gün sonra kutlamalar başlayacak ve Miro onu alıp Mutluluk Diyarı'nın binlerce canlı gözün dışarıyı izlediği büyük kapısı önüne götürecekti. Kahverengi peleriniyle Goyy kapının anahtarını ona verecek, Hasha ilerleyip kapıyı açacak ve yeşil vadinin içine doğru hafif adımlar atarken yüzlerce hahth sonra kavuştuğu bedenine ve somutlaşmış rüyalarına hayretle bakacaktı...

HayraKan, yanına ışınlanan kurmaylarıyla sarı Taygon metaliyle kaplanmış özel hükümdarlık platformunun üstünde batan bir güneş gibi süzülerek PavashGara'ya iniyordu. Sakalları askeri gezegenin soğuk rüzgârıyla dalgalanırken yüzünde Kan Meclisi'nin uygulamaya koyduğu geleneksel karara verdiği cevabın tatlı duyguları oynaşıyordu. O savaşmak için doğmuştu ve daha uzun yıllar düşmanlarının kanını içecek gücü vardı. Yana dönüp oğlu Ator'un inatçı yüzüne baktı sonra. Gururla dikilişinde, asaleti ve korkunç ihtirası gördü. Önüne dönerken kendisini rahatsız eden duyguların bir nebze yatıştığını hissediyordu...

Aşağıda sislerden akan yüzbinlerce Kûth savaşçısı PavashGara'nın killi zemininde geçmişin yüce krallarının dev heykelleriyle çevrelenen geniş meydana akıyordu. Çırılçıplaktılar ve ağızlarında büyüyen zafer şarkısını yılmadan yineleyerek hipnotize olmuş gözlerle yürüyorlardı.

Sunuyoruz sana kanımızı, yıkansın evren korkuyla

Adıyoruz bedenimizi, ölüme söylüyoruz şarkımızı

Samatarr'ın kanı

Palanch'ın gözleri

Şanın, şerefin doğacağı ufka yolluyoruz saygımızı

Yarîn ağzından dökülmesine engel olamadığı şarkıyı yinelerken kendinden geçtiğini hissetti. Çıplak bedeninde kısacak tüyleri soğukla birlikte ayağa kalkmıştı. Ayaklarının altında uzanan toprağın nemini kemiklerinde hissederken kendisine yapışan bedenler vücudunu ısıtıyor, Klino'nun tatlı yüzü sislerin ardına çekiliyordu. Komutanlar da meydana inmişler binlerce savaşçıyla bütünleşip ağır, törensel hareketlerle dönmeye başlamışlardı. Yarîn HayraKan'ın yavaşça PavashGara'nın merkezinden yükselen bin basamaklı merdivenin üstünde kutsal tören sunağına tırmandığını gördü. Sonra gözleri buzlu bir cam inercesine donuklaştı. Uğultular ve beynine akan ilahiyle aklındaki son düşünce kırıntıları da ortak bilincin içinde yokolup gitti. Artık savaşçılar tek vücut ve tek ruh olmuşlardı. Zafer şarkısı müthiş bir rezonansla askeri gezegenden evrene yayılırken gökyüzünden ince damlalarla yağan kutsal içki Caramm ruhlara çoktan sızmış ve titreyen yüreklere yeni zaferler fısıldamaya başlamıştı.

ATARAANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin