T9SK 20709 - ShamîGarr
Gölgelere bürünen taşların üstünde yankılarla birlikte yürüyüp yirmi têthlik yüzlerce sütununun bir sürü gibi etrafa yayılıp doldurmaya çalıştığı, aklın hayal edemeyeceği kadar büyük bir salona, Alth Ahk Salarr'a girdiler. Tavandan beş têth çapında, ışığı alıp çoğaltan merceklere sahip platformlar sarkıyor, duvarlara kazınmış büyük savaş resimlerini korkunç bir gerçekliğe bürüyorlardı. Adım sesleri yüzlerce yere dağılıp binlerce yankıyla kulaklarına geri dönerken ilerleyip saraya dağılan on kapıdan; toplantı salonu ve alt dehlizlerlere açılan Shohta'ya saptılar. Onlar yaklaştıkça, yanındaki Samatarr'ın başına elini koymuş, üç topuzlu shurkhuyla ve sanki canlıymış gibi duvardan fırlayan ışıltılı yüzüyle kendilerini izleyen dahi komutan Palanch alınlıkta büyüdü. Bıraksalar oradan aşağıya atlayıp yarattığı bu kan hükümdarlığını yerle bir edecekti sanki. Sîrlo'yu parmaklarının arasında boğduğu ana dalmış gitmiş HayraKan oğlunun sesiyle irkildi.
"O yanımızda olsaydı şu anda Punnhglara üstünlük sağlamış olur muyduk sizce?" diye sordu Ator.
"Sorunun cevabını bildiğine eminim Ator," dedi HayraKan da Palanch'ın kabartmasına bir göz atarak. Hayranlık duygusunun beyninde bir hortum gibi dolandığı belli oluyordu.
Merdivenlerden inip uzun savunma değneklerini indirerek yana çekilen muhafızların arasından geçtiler. Oymalarla süslenmiş masif tahtadan uzanıp giden elips bir masa ve duvarlara gömülmüş taş kitaplıkların dışında bomboş, yüzlerce kişilik toplantı odası Shohta Marr'da ağır kara kadife perdelerle çevrelenmiş olarak durdular.
"Kapasitesini merak ediyorum," diye sordu bir süredir kafasında kimbilir neler dolaşan Ator. "Palanch'ın dahi olduğuna gerçekten inanıyor musunuz Hükümdarım?"
HayraKan'ın gözleri büyüdü. Oğlu çıldırmış mı diye baktı. "Bu saçma sorular da nereden çıktı. Başına KourânGarr tozu mu geçti senin? Kuka mı sorun?"
"Hayır efendim, bütün o yaptıkları düşünülünce tabii ki."
"Hah! Bütün o yaptıkları mı?" diye kükredi HayraKan. "Tüm evrene meydan okuyacak Garr Sistemi'ni yaratmasından mı bahsediyorsun? Ordumuzu Sâch Karadelikler Merkezi'nin hakimi yapmasından mı yoksa?"
"Bunların hepsini biliyorum efendim, benim söylemek istediğim bu değil." Ator kıkırdaklarından sızan teri eliyle silerek sıkıntı içinde babasına baktı. Ama HayraKan hımlayarak devam etti sinirle.
"Demek Raan soytarılarının karalama kampanyaları yavaş yavaş semeresini vermeye başlıyor. Onları, gazabımla tanıştırmanın vakti geliyordur belki de. Kûth Hükümdarlığı'nı dilencilikten kurtaran bir komutanı lekemelerine izin vereceğimi sanıyorlarsa aldanıyorlar."
Oğlu üzgün gözlerini yere eğerken HayraKan duvardaki Palanch kabartmasına baktı yüreğine yüce duyguların dolduğunu hissederek. Dahi komutanın her odada ShamîGarr Hükümdarlık Sarayı'nı gözleyen eleştirel bakışları dolaşıyor, yakaladığı soylu gözlerin gittikçe yozlaşan yaşam biçimlerini yüzlerine vuruyordu. O Kûth Hükümdarlığı'nın tanrı mertebesine yükselmiş Yüce Hükümdarıydı. Şimdi Raan Rahipleri'nin üstlendiği Kusrêth Törenleri'yle beyin bağı açma yöntemini o geliştirmiş, galaksinin, olağanüstü Kûth savaşçılarının ayakları altında ezilmesinin yolunu açmıştı. Düşünce gücünü somutlaştırabilen ilk Kûthluydu Palanch. Yana ve öne onar têthlik atlayışlar yapabildiği, bakışlarıyla düşmanı paralize edebildiği söylenirdi. Bilerek Jothakklara esir düşmüş, onların hiçbir yaratığın dayanamayacağı işkencelerine katlanmış, haklarındaki tüm gizleri öğrendikten sonra kaçıp galaksi savaşını başlatmıştı. Kûth Komutanları onun evren savaşlarındaki taktiklerini anlayabilmek için eski savaş stratejistlerinden özel dersler almaya devam ediyorlardı. Galaksilerinde labirent kurmadan önce PunnghOthh ırkıyla iletişime geçen tek devlet adamı da o olmuştu. Hatta onlarla Tuth enerji yolunu kullanıma açmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ATARAAN
FantasyAtaraan daha yaratılmadı ama çok önceleri tüm evrende onun zaferlerinin şarkıları söylenirdi... Ve dostlar... Kaçak Tharr'ların yükselişi ve tüm galaksiyi teröre boğması değildi ruhların efendileri, Kourangarr Yaşlıları'nın kafalarını karıştıra...