Kurra-Maî - 2

16 6 0
                                    

Klino; donmuş patlak gözlerini kendilerini hapseden camın arkasında gökyüzüne uzanan sivri müzeleriyle tırtık tırtık duran metal örtü DuttzzaGara'ya dikmiş esirleri taşıyan hitrokh sürüsünün önünde, hantal Yamma vücuduyla sallanarak yürüyordu. Yuvarlak meydan, olağanüstü bir genişliğe sahip olsa da üst üste çıkmış binlerce soylu tarafından doldurulabilmişti. Olağandışı bir uğultu bulutu orada, merkeze kurulmuş yüksek platformda sergilenen esirlere yönlendirilen iltifatları yutmaktaydı.

Thârr 2 subay sakallı, kırışmış yüzüyle karşısında duran Yamma'ya bakarken oldukça ciddi görünüyordu. Fakat sesi umulmadık ölçüde sevecen çıktı.

"Verdiğiniz kayıplara çok üzüldük Jita 35 Tucorr."

Başını salladı Klino. İçini kaplayan tanınma korkusu sanki ağzına açılmaz bir kilit vurmuştu.

"Para gemiye yüklendi. Tarayıcılar yüklerde bir sorun olmadığını söylüyor. Yani her şey tamam görünüyor."

"Evet," dediğinde ağzından çıkan ses, çevrelerini saran gürültüden bağımsızmış gibi geldi kendisine. Boğazını temizleme dürtüsüne karşı koyarak devam etti sonra, gerçek bir Yamma mantığıyla: "Peki ya kayıpların gerektirdiği tazminat?"

"Merak etme. Hiçbir şeyi unutmadık. Hemen mi yola çıkacaksın?"

Subay müthiş bir dikkatle kendisini süzüyordu. Üstündeki yeni giysinin zedelenmiş Yamma derisini sardığından emin miydi? Biraz yan dönerek cevap verdi. "Bir süre burada kalıp bir sonraki ticaret filosuyla gelecek görevlilerin bana katılmasını bekleyeceğim."

"Hımm, anlıyorum." Birden güldü subay kıvrık bıyıklarını titreterek. "Kazandığın paralar yine bize dönecek o zaman."

Yamma vücudunu sallayarak subayın keyfine ortak oldu Klino. "Doğru. Galiba bütün vaktimi TirOm'da geçireceğim."

"O halde ne duruyorsun, burada vakit kaybetme koca adam. Evrenin tüm güzellikleri orada toplanmışken sen esirlerinden bir türlü ayrılamıyor musun yoksa?"

"Satışı izlemekten her zaman zevk almışımdır."

Yaşlı subay durumu garipsediğini belli eden buruşmuş suratını iki yana sallayarak baktı.

"İlginç bir Yamma'sın Jita 35 Tucorr. Ama burada çok fazla durma, belki seni de almak isteyen bir soylu çıkar. Buna hayır diyemeyeceğimizi biliyorsun."

İçten bir gülüşü Yamma yüzüne iletmek için iyice abartan Klino'nun artık orada bir prah bile duracak hali yoktu. Kendisinin de yetiştiği PavashGara'da verilen septik eğitimin kuşkuyu, sohbete eklenen her soruyla arttıracağını biliyordu. Kûthlu subaylarla fazla içli dışlı olmak büyük bir hata olabilirdi. Kalabalığı yararak ulaştığı yerde, yani platformun hemen altında durup, sergilenen putlaşmış kaçakların kararlı yüz çizgilerini izlerken dudaklarından Yamma ağzına ulaşmayan mırıltılar döküldü.

"Mırçi, Irtsban, Zeoan... Hoşçakalın cesur Palanch Thârrları. Bir gün gelecek, hepimiz gerçek bir cennette buluşacağız, Yaşlıların iğrenç çayırlarında değil. Gözünüz arkada kalmasın. Gelecek sizin gibi cesur savaşçıların bağımsız ruhları üstünde yükselecek..."

Üzüntünün girdabına kapılmış dönen aklı, kaçaklarla yaşadığı anıların ortasına konmuştu. Orada yolu kapatarak ve ön sıralara çıkmış arttırmaya iştirak etmeye çalışan soyluların sinirlerini bozarak dev bir heykel gibi dururken, arkadaşlarının iğrenç bir şekilde çözülüp elektronik kelepçelerle donatıldığını gördü. Mırçi'yi ShamîGarr'dan yaşlı, soylu bir kadın almıştı. Boynuna takılan kelepçe, uyuşmuş bacaklarıyla ayakta zor duran fırça saçlı, şişko JumOJamm'ı boyut kapısına doğru sürüklerken Klino, meydanın uzağında bir platforma konan yabancı gemiden habersiz, kıstığı öfkeli gözleriyle öylece bakmaya devam etti. Işın kırbacıyla ön saflara yönlendirilen Zeoan HoshGara'nın alımla ilgili subayı tarafından, pazarlık olmaksızın ele geçirilmişti. Yanındaki bir soylunun ağzından kaçırdığına göre, Aynalı Vadi Oyunu'nda mükemmel bir av olarak düşünülüyor olmalıydı. Bir süre sonra açgözlü soylu gözlerin önüne Irtsban getirildi. Jothakk'ın gözleri bir an Klino'yla birleşmiş, ama Kaptan'ını zor durumda bırakmadan kendini koparıp almayı ustaca becermişti. ThazarGara'lı bir yöneticinin öne çıkması Klino'nun acılarla boğuşan yüreğini bir anlığına sevinçle doldurmayı başardı. Müthiş bir şanstı bu. Canlı bombalar peşpeşe Kûth Hükümdarlığı'nın en önemli bölümlerine sızmayı başarıyorlardı.

ATARAANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin