18

935 74 54
                                    

   Avucumu kaplayan bir basketbol topu büyüklüğünde olan ateş sanki hiç sönmeyecekmişcesine yanıyordu ve içimdeki güç hiç azalmayacakmış gibi hissettirirken git gide büyüyor gibi duruyordu. Kontrol etmeye çalışıyordum ama söz geçiremeyeceğim bir duruma ulaşmıştı.

   Ve bu kesinlikle berbat hissettiriyordu.

   Calum karşımda ne yapacağını bilmez hâlde irice açılmış gözlerle öylece beni izliyordu. Hissedebiliyorken böyle bir duruma şahit olmasının onu içten içe büyük bir his karmaşasına soktuğunu tahmin edebiliyordum. Onu kesinlikle anlayabiliyordum. Benim asıl anlayamadığım şey, ikimiz ne zaman yakınlaşsak bu nereden geldiğini bilmediğim gücün neden oluştuğuydu. James ile yaşananlardan sonra bazı şeyler netlik kazanmıştı. Bu gücün varlığı benden kaynaklanmıyordu. Bu güç Calum yüzünden ortaya çıkıyordu. Ama neden gücün ağırlığını ben yaşıyordum?

   Ne zaman kapattığımı bilmediğim gözlerimi açmama sebep olan şey, Calum'ın asla aşina olmadığım dehşet dolu sesi oldu. Tamam, onun sesine her ton yakışıyordu. Fakat hissettiği dehşetin sebebinin ben olduğum gerçeği pek de iyi hissettirmiyordu.

"Sofia! Kolun..." Bakışlarımı ondan çekip koluma indirdiğimde, elimdeki alevin üzerimdeki uzun kollu bluza sıçramış olduğunu gördüm. Bluzun kolundaki ateş için için yanarak kol boyunca ilerliyordu. Altında kalan tenim ise fazla hissizdi. Kendi vücudumdan çıkan ateş beni yakacak değildi.

   Bunu ben önemsemiyor olabilirdim ama Calum fazlasıyla önemsiyor gibi görünüyordu. Ben de onu rahatlatmak adına saçma bir çaba içerisine girmiştim.

"Sorun yok. Ben iyiyim." Alevler boynuma kadar ilerlemiş, oradan da gövdeme doğru inmeye başlamıştı. Hiçbir şeye temas etmemeye çalışarak usulca ayağa kalktım. Calum bana doğru bilinçsiz bir adım attığında gözlerinin içine baktım ve olabildiğince sert konuşmaya çalıştım.

"Benden uzak dur. Sana zarar vermek istemiyorum." Benden birkaç adım uzaklaşınca memnuniyetle banyoya doğru ilerledim.

   Banyonun kapalı kapısını hava elementini kullanarak açtım ve hızlıca içeri geçtim. İçerisi boş ve ıslaktı. En azından burada zarar verebileceğim herhangi bir şey yoktu.

   Ben banyonun ortasında durduğumda, Calum'ın da hemen kapının önünde belirdiğini ve ne yapacağını bilemeyen gözlerle bana baktığını gördüm. Bedenim güçsüz düşmeye başlamıştı ve içimdeki gücü tamamen dışarı atamadıkça rahatlayamayacaktım.

   Titreyen bacaklarımla birlikte dizlerimin üzerine düştüm. Derin bir nefes aldım ve ellerimi yere bastırıp içimde tuttuğum tüm gücü serbest bıraktım. Vücudum birden dört bir tarafımı saran ateşle patladığında gözlerimi yumdum. Alevler etrafımda yandıkça içimden akan gücü hissedebiliyordum. Çok geçmeden çevremdeki ateş son bir kez parlayıp söndü ve tamamen güçsüz kalan bedenim hemen oraya yığıldı. Üzerimde kalan birkaç parça kıyafet hâlâ yanmaya devam ediyordu ve artık sıcaklıklarını tenimde hissediyordum. Ama o an Calum banyonun içine koşmuş ve hemen tepemde duran başlığı açmış olmalıydı, çünkü o saniye tam da ihtiyacım olan şey oldu. Birden dört bir yanım soğuk suyla dolarken, kıyafetlerimin yanmış parçaları suyla beraber üzerimden akmış beni çırılçıplak bırakmıştı. Yerde bacaklarımı kendime çekmiş ve öyle küçülmüştüm ki, şu an içimi yakan ateş ve tenimi rahatlatan su dışında başka hiçbir şey düşünemez hâle gelmiştim. Soğuk su akmaya devam ederken Calum'ın ellerininin omuzlarıma değdiğini, ardından uzanıp suyu kapattığını ve omuzlarıma oldukça geniş bir havlu bırakarak beni onunla sardığını hissettim. Beni bir çırpıda kucağına aldığında hâlsiz başım göğsüne düşmüştü. Sesi de, en az hissettiğim kadar kaybolmuş çıkmıştı.

Advanced / c.hHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin