18

10.8K 918 715
                                    


 "Hey! Ne var bana da bir iş ayarlasan?! Paraya ihtiyacım var diyorum!"

 Tae'nin peşinde kuyruk gibi dolaşıyordum. O hep tek seferlik işlere gidip eğlenmek için parasını çıkarırdı. Ben de etraftan para dilenip toplayamayacağımı anladığımda son çare ona gelmiştim. Daha doğrusu odama kapatmıştım. Rehin mi almıştım iyilik mi istiyordum belli değildi.

 "Ya! Neden anlamak istemiyorsun? Bize kadar diyorum. İkile!" 

 Dişlerimi sıktım ve yumruğumu havaya kaldırdım ama bana baktığı sırada sinirle gülümseyerek yumruğumu indirmek üzere olduğum elimi koluna doğru okşarcasına koydum.

 "Ama Taehyung!" dedim dudaklarımı büzerek. Beni bu hallere düşürmüştü.

 Bana hamamböceği görmüş gibi baktı. Derince iç çektim ve kendi kişiliğime geri döndüm.

 "Ya! Ya bana iş ayarlarsın ya da Dami'yi senden sonsuza kadar uzaklaştırırım. Seçim senin."

 Gözlerini kocaman açtı. "Yapamazsın!"

 Tek kaşımı kaldırdım. Sinirle dudaklarını büzüştürdü. "Yaparsın! Tamam! Ben senin lanet hoşlantın için parti hazırlamaya uğraşayım sen bana şantaj yap!"

 Bir anlığına durdum ve dudağımı sarkıttım. "Ama bu işe gerçekten ihtiyacım var!"

 İç çekti ve ellerini ceplerine sokup bana arkasını döndü. Sevimli bir şekilde yüzüne doğru eğilirken yan yan bana baktı. 

 "Ne kadara ihtiyacın var?" 

 Düşünüp fiyatı söylediğimde neredeyse dilini yutacaktı. "Sen delirdin mi?! O paraya son model bir telefon alınır!"

 Dudağımı ısırdım. "Zaten telefon alacağım. Yoongi'nin telefonu benim yüzümden bozuldu."

 Bana inanamazmış gibi baktı. "Yok artık!"

 Homurdandım. "İş ayarlayacak mısın ayarlamayacak mısın?"

 Hiçbir şey demeden odamdan çıktı ve kapıyı kapattı. Alçak herif! Tam yeni küfürler türetecektim ki elinde bir zarfla odaya girdi. Merakla ne yaptığına bakarken zarftan bir sürü banknot çıkardı. Ağzım açık kalakaldım. 

 "Tae! Ya! Doğru söyle! Nereden çaldın bu kadar parayı?!"

 Tip tip baktı. "Ne çalmasından söz ediyorsun? Hakkımla kazandım ben bunu!" Paraları bana uzattı. Bir ona bir paralara baktım.

 "Neden öylece veriyorsun bana bunları?" 

 İç çekti. "Çünkü yaptığım iş senin yapabileceğin bir şey değil."

 Kaşlarımı çatıp düşünürken bir anda gelen aydınlanmayla yüzüne şüpheyle baktım. Bakışlarımı görünce öksürüp gözlerini belertti.

 "Sakın aklına salakça bir şey gelmesin!" 

Dudaklarımı büzdüm. "O zaman ne işi ki ben yapamayayım?" Gözlerini kapattı ve başını tavana doğru kaldırıp saçlarını karıştırdı. Cebindeki telefonu çıkarıp bir şey açtı ve bana gösterdi.

 Afiş gibi bir şeydi. "Bu da ne?" dedim çılgın kalabalık içinde duran gencin fotoğrafını incelerken.

 "Buna Rap Savaşları deniyor. Kim daha iyi rap yapıp kalabalığı coşturursa ortadaki bütün parayı alır."

 Benimse beynimi titreten tek bir şey vardı. "Sen rap mi yapıyorsun?!" Sessiz olmamı işaret etti ve omuz silkti. 

"Aslında Namjoon rap yapıyor, ben de yanında menajeri gibi bir şeyim. Arada sırada ben de çıkıyorum ama büyük kapışmalar beni aşar." 

camouflage | min yoongiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin