Sevdiğim Adam

1.8K 166 14
                                    

   

   Kyungsoo şu anda bir basın toplantısında, açıklama yapıyordu. Gözlerimi ayırmadan onu izliyordum. Tanrım gerçekten çok yorgun görünüyordu. Sanki bıraksalar oracıkta uyuya kalacak gibiydi.

  Kumandayla birazcık sesini açtım televizyonun. Sehun koşturarak, "Aaa! Kyungsoo amca! Baba ne işi var onun orda?" deyip Kucağıma attı kendini. "Bilmiyorum tatlım. Bende merak ediyorum."

Yifan abim burada değildi. Onun dışında tüm aile televizyon başındaydık ve Kyungsoo'nun ciddi yüzüne bakıyorduk.

Evliliğini mi açıklayacaktı? Bunu izlemek istemiyorum. Ani bir kararla ayaklandığımda, kadife sesini duydum.

"Öncelikle burada olan sizlere teşekkür etmek istiyorum. Son zamanlarda pek ortalarda gözükmüyor ve dinleniyordum. Nedenini az çok anlamışsınızdır. Bu konu hakkında pek konuşmak istemiyorum.

Bugün burada olmamızın nedeni ise eski şirketimle olan tazminat davam." Salonda şaşkınlık sesleri yükseldiğinde bende şaşırmıştım. Bildiğim kadarıyla Kyungsoo şirketiyle gayet iyi geçiniyordu eskiden. Salonda tekrar sessizlik hakim olurken, konuşmasına devam etti.

"Yaklaşık iki sene önce sahne ve oyunculuğa ara vermiştim. Esas nedeni sevdiğim insanın kalbini kırmam ve kendimi bu konuda fazlasıyla suçlu hissetmem."

Gazetecilerden bir araya girerek, "Sevdiğiniz kişi  Ah Hye Ra mıydı?" diye bir soru yönelti. Bununla birlikte sol tarafımdan bir sancı girip, tüm bedenime yayıldı.

"Kesinlikle o değil. Bizim onunla ilişkimiz tamamiyle sahte, şirket kurmacası üzerinedir. Kendisiyle ne bedenen nede ruhsal manada bir yakınlaşmam söz konusu değildir."

  Buna rağmen evlendin öyle değil mi? Ekrana sinirli sinirli bakıyordum. Evlilik evraklarını kendi gözlerimle görmüştüm. Şimdi ne saçmalıyordu böyle?

"Benim asıl sevdiğim ve çocuğunun babası olan kişi ise Kim Jongin'den başkası değildir."
Burası benim, gözlerimi kocaman açıp, nefesimi tuttuğum yer oluyordu. Kulaklarım uğuldarken Kyungsoo'nun ciddi yüzüne bakıyordum. Flaşlar aralıksız patlayıp onu rahatsız etsede konuşmaya devam etti.

"Evet eşcinselim. Yani kesinlikle bir kadınla birlikte olamam. Şirket bunu bildiği için sözleşmeyle böyle bir birliktelik ayarladı. Ancak ben şirketen ayrılır ve tamamen oyunculuğu bırakırsam geçersiz olacaktı sözleşme. Nitekim zaten bende ayrıldım. Sevdiğim adam ise benim ona olan tutumum gerekse medya yüzünden çok incinmişti.

Tüm bunlar bir kenara, geçen hafta hakkımda, sahte bir evrak düzenlenerek, evli olduğum söylentisi yayılmıştır, Choi Siwon ve Ah Hye Ra tarafından. Savcılığa suç duyurusu beyanımı sunmuş olup gelecek olan mahkeme kararını bekleyeceğim. Teşekkür ederim."
Ben duyduklarımın şokunu yaşarken, Yixing evin içinde sevinç nidaları atıyordu. Ekrana hala bakıyordum. Kyungsoo mahkememin ayrıntılarıyla ilgili sorulara cevap vermedi. Ama salondan çıkarken bir muhabirden gelen soruyla dikkatini ona verdi. "Bay D.O, peki bay Kim Jongin ile evlenmeyi düşünüyor musunuz? "
Kyungsoo eşsiz gülümsemesini sundu. "O kabul ederse ben yıllardır bunu düşünüyorum."

Şaşkınlıktan mutlu olamıyordum bile. ''Evli değilmiş.'' Kendi kendime mırıldansamda, Yixing beni duymuştu. Bana sıkıca sarıldığında, çoktan ağlamaya başlamıştım. Üstelik neden ağlıyordum bilmiyordum bile. O kadar çok üzülmüştüm ki, Şimdi olanlar bana gerçek dışı geliyordu. Saçma bir şekilde dramalara giren hayatımın bir an evvel düzelmesini istiyordum. (Bunun için Üzgünüm >.>)

 Kyungsoo evli değildi. Üstelik beni sevdiğini söylemişti. Hemde tüm Kore'ye,  belki dünyada duymuştu. Benden utanmamıştı. Ona sarılmak istediğimde beni ittiği gün geldi aklıma. Beni azarlayışı. Canımın nasıl yandığını hatırlamıştım. Boğazıma oturan koca yumruyla nasıl başa çıkmaya çalıştığımıhatırladım. Şimdi ise o herkesin içinde, sevdiğini söylemişti. 'Sevdiğim Adam' demişti.  Duygu karmaşası yüzünden, göğsüm patlayacak gibiydi. 

 Yixing kollarını geri çektiğinde bana derin gamzeli gülümsemesini sundu.  ''Sonunda onun anlayacağını biliyordum Ninie. O kalın kafalı ama seni seviyor işte.'' 

Cevap veremedim bunun yerine göz yaşlarımın düşmesine izin verdim. Zahmet edip silmedim bile. İlk defa ağladığım için şanslı hissetmiştim kendimi. 

  Kyungsoo tam karşımdaydı. Benim odamdaydık. Ona bakmak istiyordum uzun uzun. Ama nedensizce bakışlarım kucağımdaydı. Göz ucuyla birbirimize bakabiliyorduk sadece. Onunda benden farksız olmadığını biliyordum. 

 Birbirimize söylememiz gereken bir çok şey varken biz sessizce oturuyorduk. Basın toplantısından sonra Yifan abimle birlikte buraya gelmişlerdi. Şimdi diğerleri, biz konuşalım diye koskoca evi bırakıp gitmişlerdi ama biz ne söyleyeceğimizi, ne yapmamaız gerektiğini bilmiyorduk. Özellikle ben, gerginlik yüzünden sürekli yutkunmak zorunda kalıyordum. 

  Sonunda bir şey söylemem gerektiğini biliyordum. Bu yüzden ''Özür dilerim.'' diyebildim. Kafasını aniden kaldırdı. ''Neden özür diliyorsun?'' 

 Sorusuyla ona bakmaktan vaz geçip tekrar kucağımda ki ellerime verdim dikkatimi. Tırnaklarım biraz uzamış gibiydi. Ne söylemem gerektiğini toparlamak için dikkatimi tırnaklarıma vermem saçmaydı. ''Ben senin evli olduğuna inandım. Bu yüzden üzgün hissediyordum. Önce sana sormam gerekiyordu.'' Ona inanmadığım, söz verdiğim halde beklemediğim için kırılmış ve kızmış olmalıydı.

 ''Senin bir suçun yok. Benim hatamdı. En baştan benim hatamdı. İnsanlarla aramdaki mesafeyi koruyamadım. En sonunda zarar gören ben oldum. Senin yerinde ben olsaydım yüzümü görmek isetemezdim. Tüm o olanlar, benim insanlık dışı davranışlarıma rağmen buradayım, benden özür dileme. Asıl özür dilemesi gereken beim. Sevgimi göremedim ve seni paramparça ettim. Bir başına kaldın. Oğlumuzu bile istemedim. En çok dokunanda bu sanırım. Seni ve onu hayatımdan çıkarırken bir an bile tereddüt etmedim. Sonradan ise her şey çok zordu. Ben böyle bir adam olmasaydım, mutlu olabilirdik.'' 

 Titreyen sesiyle sözlerini tamamladığında elleiyle yüzünü kapatıp ağlamaya başlaması, benimde ağlamak istememe neden olmuştu. Kyungsoo eskiden yanımda hiç ağlamazdı. Her zaman dik duruşuyla, tüm zorlukların üstesinden gelebilir gibi görünürdü gözüme. Nihayetinde hepimiz insandık ve kesinlikle zayıflıklarımız çok fazlaydı. 

   Koltukta, iç çekerek ağlıyordu. Bu benim için katlanılmazdı. Tedirgin adımlarla yanına yaklaşıp ona sarıldım. Bir şey söylemek istemiyordum. Varlığını hissetmek istiyordum sadece. Şuan burada pişmanlıktan ağlayan adam benim sevdiğim adamdı. Sanırım her zaman öyle kalacaktı.


 Sonunda kavuşturdum, yani sanırım. Umarım melankolik halime denk gelip bir ayrılık daha kurgulamam. Yok yahu bir daha yaparsam beni dövecek olanlar var biliyorum Kkkkk

 Bundan sonra böyle minnoş sevgi dolu bölümler yazacağım inşallah. 

Okuyan herkese çok teşekkür ederim..  ♥♥

SECRET LOVE SONG | DOKAIWhere stories live. Discover now