Bekliyor olacağım.

2K 168 8
                                    

  Canım yanıyordu. Sehun ve Kyungsoo'nun dokuları uyuşmuştu ama, bu benim minik oğlumun bir operasyon geçirip canının yanması demekti. Üstelik yanımda sessizce bir yandan göz yaşı döküp bir yandan dua eden Kyungsoo bana hiç yardımcı olmuyordu. Keşke bende ameliyathane girseydim diye düşünüyorum. Oğlumun elini tutabilirdim. 

 Sehun, biraz korksada kafasını onaylayıp o ameliyethane odasına girmişti. Keşke yanında olsaydım. Ama şükürler olsun ki Baekhyun yanındaydı. Sık sık çıkıp bize haber veriyordu.

  Yorgun gözüken bedene baktım.  Beyaz olan ten rengi sararıp solmuştu. Gözleri yorgundu. Dünde pek uyuyamamıştı. Bu gecede Sehun onu uyutmamıştı. Oğluma daha gerçeği söylemedik ama sanki hissetmiş gibi Kyungsoo'ya çok çabuk bağlanmıştı. Bu beni mutlu ediyordu. Kyungsoo sağlığına kavuşur kavuşmaz gerçeği söyleyecektik. Böyle olmasını Kyungsoo istemişti. Hala bir parçada olsa hastalığı atlatamayacağı konusunda endişesi vardı ve bu yüzden kötü şeyler olursa Sehun'u daha fazla üzmek istemiyordu. Onu anlayışla karşılamaktan başka yapabileceğim bir şey yoktu.  

 Elimi, yavaşça sağ eline aldı.  Elini sıktım. ''Ona bir şey olmaz değil mi? Ben buna dayanabileceğimi sanmıyorum.'' Yorgun sesiyle konuştuğunda baş parmağımla elinin üzerini okşadım. ''Olmayacak merak etme sen. Oğlumuz göründüğünden çok daha güçlü bir çocuk inan bana.'' 

 ''Jongin sana sarılabilir miyim?'' Ani gelen soruyla yanaklarımın ısındığını hissediyorum. Yahu bu adam eskiden böyle şeyleri sormazdı ki. Şimdi neden soruyordu? Kafamı olumlu anlamda sallayıp ona döndüğümde ince kollarını etrafımda dolamıştı. Bende çoktan onun beline sardım kollarımı. 

 En başından beri ait olduğum yer burasıydı işte. Kalbim hızlanırken, onunda kalp ritimleri artmıştı. Kocaman gülümsedim.  Yüzünü boynuma gömdüğünde derin bir nefes aldı. Bu biraz huylanmama neden olmuştu. 

Geri çekildiğinde yüzümü avuçlarını arasına aldı. Gözleri, yüzümün her yerinde dolaşıyordu. Bu bende gözlerimi kaçırma isteği uyandırmıştı. ''Neden öyle bakıyorsun?'' Sorduğumda, ciddi yüzü bir anda yumuşadı, kocaman kalp gülümsemesiyle cevapladı. ''Daha önce hiç bu kadar güzel birini görmemiştim.'' 

   Kıkırdayıp, hafifçe omzuna vurdum. İlk randevumuzda, bisikletimin zinciri kopmuştu ve biz tamir etmeye çalışırken Kyungsoo yine böyle bakmıştı, yine aynı şeyleri söylemiştik birbirimize. Bunu hatırlıyor olması kalbimin daha çok hızlanmasına neden olmuştu. 

 O tekrar ellerimi esir aldığında, öksürük sesi duydum. Burası bir hastane elbette öksüren insanlar olacaktı elbet ama bu öksürük şu, 'Buradayım. Bana dikkat edin.' şeklinde, iğneleyeci öksürük seslerindendi. 

 İkimizde kafamızı çevirdiğimizde Yifan hyung, Yixing ve Luhan bize bakıyorlardı. Onlarla bu sabah konuşmuştum. Haber vermek için. 

 Luhan hemen Yixing'in elini bırakıp bana koştu. ''Jongin amca! Seni çok özledim!'' Kollarımı kocaman açıp onu kucakladım. Bana sıkıca sarıldı. 

 Luhan hala kucağımdayken, Yixing ve Hyungumda bize doğru yaklaştılar. ''Hey Merhaba.'' 

 Kyungsoo ayağa doğruldu. Saygıyla her ikisinede selam verdi. İkisininde çok şaşırdığı mimiklerinden belli oluyordu. Son karşılaşmaları pekde sevecen değildi. Şimdi Kyungsoo'dan böyle bir hareket beklemedikleri oldukça açıktı.

 Luhan, hala Sehun ne zaman gelecek diye soruyordu. Yaklaşık bir haftadır birbirlerini görmüyorlardı. Eh bu onlar için, dayanması bir hayli zor bir zaman dilimiydi. Sehun'da ameliyathaneye girmeden önce sürekli olarak Luhan'ı sorup durmuştu. Çıktığında eminim onu karşısında görünce çok mutlu olacaktı. 

SECRET LOVE SONG | DOKAIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin