Bölüm 11 (Düzenlendi)

1.1K 119 9
                                    


Dracula arkasında iki iblisle birlikte geri gelmişti.

"Efendim düşündüğünüz gibi değil." Sam paniklemişti ve eli ayağı titriyordu.

"Ben nasıl düşünüyormuşum Sam? Aydınlat beni."

"Ben...ben sadece Alan'ı olacaklar hakkında uyarıyordum. De...di...dediklerimizi yapmazsa neler olacaklarını."

"BU SANA MI KALMIŞ SAM!"

Dracula'nın bağırmasıyla irkildim.

"Tutun onu." Dracula'nın emriyle iblisler gelip Sam'i kollarından tuttular.

Sam ne yapacağını bilememişti ve benimde elimden bir şey gelmiyordu. Sam'i bana doğru çevirip dizlerinin üzerine çökertiler. Sam'in yüzündeki korkuyu görebiliyordum ve bana acıklı bir şekilde bakıyordu. Dracula hançerini çekti ve Sam'e doğru yaklaştı. Onu öldürecekti!

"Yapma bunu Dracula!"

Dracula beni duymazdan geldi ve Sam'in arkasında durdu.

"Üzgünüm Alan, yaptığım her şey için özür dile-"

Sözünü bitirmeden Dracula hançerini Sam'in sırtına sapladı.

"Hayırr Sam!" Hayır, hayır hayır olamaz!

Sam'in ağzından kanlar akıyordu ve yüzü acıdan bükülmüştü. İblisler onu bırakınca yüz üstü önüme yığıldı.

"Sam! Ölemezsin Sam, lütfen dayan Sam! SAM!"

Sam yerde kanlar içinde yatıyordu ve bana anlattıkları yüzünden!

Dracula'nın yüzüne iğrenerek bakıyordum. Suratını dağıtmak istiyordum bunu yapacaktım ve içindeki iblisi de yok edecektim.

                                                                                  - Claire -

                                                                                  - Claire -

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

John odanın içinde gidip geliyordu, Alan'ı nasıl kurtaracağımızı düşünüyordu.

"Yeter artık John, otur biraz."

"Oturamam Chris! Oturamam!"

John hala sinirliydi, belli ki kendine kızıyordu. Alan onun sorumluluğundaydı ve onun gitmesine engel olamamıştı ve bizde olamamıştık.

Alan, umarım iyisindir. Ona destek olmak isterdim ancak bunu yapamadım.

"John otur da beraber düşünelim."

"Düşünsek bile ne yapacağız Elena? Nerede olduğunu bile bilmiyoruz, bağlantı kuramıyorum."

Onlar konuşurken kalkıp bahçeye çıktım, biraz havuzun başında duracaktım. Su ile bağlantım kopunca kendimi boşlukta gibi hissediyordum. Benim bir parçamdı ve ben onun değerini bilemediğimi düşünüyordum. Ayaklarımı havuza soktum ve suyun soğukluğu ile rahatlamaya çalıştım.

Bir süre öylece oturdum ve sonradan Mason yanıma gelip oturdu.

"Ne yapıyorsun burada tek başına?"

"Düşünüyorum, rahatlamaya çalışıyorum."

"Alan'ı mı düşüyorsun." Mason bunu iğnelemek için söylemişti.

"Yapma Mason, içerideki gergin ortamdan kurtulmak için buraya geldim sende burada yapma."

"Benim yaptığım bir şey yok, senin bize yaptıkların var."

Mason'a bir şey söylemedim, sadece suya baktım. Mason haklı sayılırdı ancak kalbimi ben yönlendiremezdim, Alan'ı seviyordum.

"Şimdi de sessiz kalmayı mı seçiyorsun?"

"Bazen sessizlik çok şey anlatır Mason."

"Evet ancak senin sessizliğin benim haklı olduğumu düşündürüyor bana."

"Ne istiyorsan düşünebilirsin Mason, kalbime söz geçiremem. Sen benim için hala çok değerlisin ve bunu kimse değiştiremez."

"Hıı evet tabi."

Mason hızla yanımdan kalktı ve içeri girdi. Artık ne yapacağımı bilmiyordum, kime nasıl davranacağımı, başkalarını kırmadan onları incitmeden nasıl davranacağımı bilmiyordum. Gözlerim dolmaya başlamıştı, yaşlar yanaklarımdan süzülüyordu. Kendimi tutamayıp gözlerimi kapayıp hüngür hüngür ağlamaya başladım, evdekilerin beni duymasına aldırmadan.

Bacaklarımda ve kollarımda suyun serinliğini hissedince gözlerimi açtım ve gördüğüm şey karşısında şaşırdım. Havuzun suyu kollarıma bacaklarıma dolanmıştı. Kafamı kaldırınca etrafımı saran suları gördüm. Su beni arındırıyordu, rahatlamamı sağlıyordu. Gücün içime dolduğunu hissedebiliyordum, bedenimde yayıldığını ve beni korumaya aldığını.

                                                                                    - Alan -

Sam hala önümde kanlar içinde yatıyordu, gözleri açıktı ancak ölmüştü.

"Bunu yapmana gerek yoktu, onu öldürmene GEREK YOKTU!"

"Bu seni ilgilendirmez Yıldırım."

Dracula yüzünü bana yaklaştırdı ve dişlerini sıkarak konuştu. Onunda durumdan memnun olmadığı belliydi. Bir adamını kaybetmişti ve bende bizim tarafımızda olabilecek birini kaybetmiştim.

Dracula hışımla iblislerle birlikte bulunduğumuz yerden çıktı. Bende yalnız kalınca John'la iletişime geçmeye çalıştım.

"John"

Cevap hemen geldi.

Nerdesin Alan? İyi misin?"

"İyiyim John. Nerede olduğumu bilmiyorum. Senden bana bir söz vermeni istiyorum."

"Ne olursa Alan."

"Eğer Karanlık tarafından tamamen ele geçirilirsem hançeri benim üzerimde kullanacaksın."

"Öyle bir şey olmayacak."

"Söz ver John! Dracula'nın planı sizi bana öldürtmek ve ben size zarar vermeden bunu yapmanı istiyorum!"

"Söz veriyorum ancak bunu yapmama gerek olmayacak. Seni bulana kadar dikkatli ol!"

John ile konuşmayı bitirdikten sonra Sam'in cesedine bakarken bir güç hissettim. Mason ve benim kullandığımız güçtendi ancak bu sefer ki başka birinindi, başka bir elementdi. Gücümü kullanıp bu duvardan kurtulmalıydım ancak yapamıyordum.

Sam'in cesedini gördükçe kendimi suçlu hissediyordum. İçeri Jenny girdi ve Sam'i yerde görünce şaşırdı. Sam'in yerde yatan bedeninin yanına geldi ve açık olan gözlerini kapattı. Gözleri yaşarmıştı fakat istifini bozmadan silip ayağa kalktı.

"Gitme vakti."

"Sen ciddi misin? Arkadaşın öldürüldü hala onun dediklerini mi yapacaksın."

"Bu seni ilgilendirmez." deyip beni duvardan ayırdı ancak ellerimi arkada birleştirdi ve toprakla sabitledi.

"Yürü!"

Dediğini yaparak yürümeye başladım. Bir insan nasılbu kadar soğuk olabilir, arkadaşının ölümüne böyle basit bir tepkibeklememiştim. Demek ki Sam'e verdikleri değer bu kadardı, Sam iyi biriydi veböyle ölmeyi asla hak etmiyordu. 

Element Varisleri 2 (Düzenlendi)Where stories live. Discover now