Bu yüzden dilimi ısırdım,gözyaşlarımı gizlice sildim ve onun kendine gelmesini sessizce bekledim.

En sonunda doğruldu ve uzanıp kilitleri açtı.

İzin verdiği birkaç yaşı yüzünü sıvazlayarak yok etti ve arabadan indi.

Onu taklit edip indiğimde eski Rain'in geri geldiğini gördüm.

İfadesiz yüzünü yeniden takınan Rain'in etrafındakilere güçlü görünüp güven vermesi gerekiyordu.

Bu,Rain'in omuzlarındaki yüktü.

Rüzgar esip de burnuma kötü kokular çarptığında istemsizce yüzümü buruşturdum.
Yanık ve metal bir koku vardı. Kuru odun ve kan gibi.

Vücudumun her zerresinin ürpermesini göz ardı etmeye çalışarak kapıdan içeri giren Rain'i takip ettim.

Sanki hiçbir şey olmamış gibi hissediyordum. Sanki o kapının ardında her şey bıraktığım gibiydi. Neil önlüğünü giymiş bodrumda insanımsılarla uğraşıyor,notlarını alıyordu.

"Kimler gelmiş?"

Tamam,tekrar ağlamak üzereydim.

Ace tekli koltuğa çökmüş elindeki kadehten içkisini yudumluyordu. Gözleri hala kırmızı ve ıslattı. Yüzünde ve saçlarında toprak vardı.

Bushmills şişesini kaldırdı ve önünde duran boş kadehlerin ikisini doldurdu.

Endişeli gözlerle Rain'e baktım. Oysa üzgün gözlerle Ace'ı süzüyordu.

"Alın."dedi,kendi bardağından bir yudum almadan önce."Benimle birlikte için."

Yan tarafında kızarmış gözlerle duran Camilla'ya dönüp kadeh kaldırdı. Bunun üzerine Camilla bir kadehe uzanıp kavradı.

Rain,odanın diğer tarafına yürüse de ben olduğum yerde durdum.

Belli ki Ace'ın söyleyecek şeyleri vardı.

"En azından aramızda her zaman güvende olan birileri var. Buna içelim."diyip kadehi başına dikti.

Gözlerim tekrar dolmaya başlarken ellerimle oynamaya başladım.

"Ace."

Rain, hali yokmuş gibi seslenmişti. Ama onu kırmamaya çalıştığının farkındaydım.

"Ne?"dedi,dolu bardağın birini almadan.
Tadıyla yüzünü buruşturdu.

"Yanlış bir şey mi söyledim,Rain? Bu onun başına gelmesin diye kaçırmadın mı onu? Değerli olan bir tek O,değil mi?"

"Çok içtin."

"Kapa çeneni!"

Bağırışını, bardağını duvara yaslanmış olan Rain'e fırlatması takip etti.
Odadaki herkesin aksine Rain yerinden kımıldamadı. Bardak duvarda tuzla buz olurken benim gibi yerinde sıçramış olan Camilla'nın endişeli bakışlarıyla karşılaştım.

"Onun yarısı kadar birimin hakkında endişelenseydin şuan Neil burada olurdu!"

Yerinde doğrulmuştu.

"Artık onun özünü kullanabildiğini biliyorsun! Onun buradakilerden farkı ne? Enri ve Rique'nin birimde olmasında sakınca yok ama onun var,değil mi?"

Bağırmaktan sesi çatladığında nefes almak için durdu.

İkinci kadehi bu sefer yere fırlattı.

"Lanet olsun! Bir aptal gibi ona ders bile verdim!"

"Bu onun meselesi değil,Ace! Onun dünyasına gelip de bir savaş başlatan biziz. Hiçbir şey yapmak zorunda değil! Bunun için bizden nefret etmeye hakkı var."

Sıcak KanatlarWhere stories live. Discover now