Kum Kelepçe ( Kum Diyarı Aşkları-1/ Tamamlandı)

(17.Bölüm) Kanlı Dövme

Medya=Elissa (Fe Ouyounak)

Dostlarda medyadaki şarkımızın Türkçe alt yazısı vardır. Benim tavsiyem önce dinleyin ve okuyun çünkü sözler muhteşem. Sonra Bölümü okurken yine dinlemenizdir. Valla ben bayıldım sözlerine. E kadının şarkılarına zaten hastayım. 

Geçen hafta bir ön görüsü ile beni mutlu eden harika insan dediğin gibi ilk elli deyim. Seni kocaman öpüyorum.

Pişşşttt oy kullanmayı sevmeyen dostlar bir güzellik düşünün derim... ;(

Oy kullanan ve yorum yapan dostlar hepinize çok teşekkür ederim. Hepinizi çok seviyorum ;)

Up uzuuun bir bölümle sizleri baş başa bırakıyorum =)

********

Senin için kurdum hayalleri bilmeden.

Senin için kuruttum kalbimin ırmaklarını ki sen gel.

Gel ki yeniden çağlasın katre katre.

Bir Yusufcuk gibi hızla çırpınsın kanatları kalbimin.

Aşkı devşirsin yüreğim nefretle.

Ve gel ki bir umudum olsun hayattan mutluluğa dair

(Malik Bin Esved...)

****************

Genç kadın kulağında duyduğu sesle dondu kaldı.

"Düğünümüzün olduğu gün gelinlik giyemediğin için gözlerindeki hüznü hissetmedim mi sandın?..." Yıldız hangi manzaranın daha güzel olduğuna karar veremez halde bir ikilem yaşadı. Bu ikilem çok sürmeden kocasının, mest olmasına sebep olan okyanus gözlerine dikti bal rengi gözlerini. Elini boynuna götürüp kendine çekti uzun boylu kocasını ve dudaklarına busesini kondurmadan önce oda fısıldadı. "Ben seni hak etmek için ne yaptım?"

"Beni çok sevdin." Bu yalın cevabın içindeki acıyı okumuştu genç kadın, yaşadığı anın heyecanına rağmen. Bu kadar çok mu kırmışlardı sevdiğini, bu kadar çok mu üzmüşler, sevmemişlerdi. Sevgiyle dolu nazarlarını sundu okyanus gözlü sevgiliye, genç kadın.

İşte Mâlik'in içini ısıtan, yüreğini şenlendiren, kavruk çöllerine ilkbahar yağmurunu yağdıran bakışlar bunlardı. Bu dudaklardı gönlünü mest eyleyip kendine tutsak eden. Karısı da kendisini seviyordu biliyordu genç adam. Ama karısının bilmediği şey Mâlik'in ona olan bağımlılığıydı.

Şimdi birisi 'emir Mâlik; Yıldız nedir, kimdir?' dese. 'Yıldız yalnız bu dünyam değil ahretim, yalnız ahretim değil, kıyametim' derdi genç adam. Öyle umarsız, öyle deliydi aşkı. Ona yaptıklarını ailesinden veya çevresinden duyan biri olsa muhakkak deli olduğuna kanaat getirirlerdi. Ne var ki çaresizdi karısına olan saplantılı aşkı karşısında. Onu kendinden uzaklaştırmalarıydı korkusu, bu yüzdendi ailesinden çalmasının sebebi Yıldız'ını.

Yaşadığı çelişkili hayatının tek sabit göstergesi, gönlünün kıblesi olan bu küçük kadındı. Şimdi ona dese ailene bunları bunları yaptım. Seni sinsice onlardan çaldım, hatta bedenindeki tiksindiğin kırbaç izlerinin asıl nedeni bile benim dese, gözünü kırpmadan ciğerine hançeri saplayacağından emindi Yıldız'ının, genç adam.

Aslında böylede cesurdu bir zamanlar karısı, şimdi ise ona yaptığı iğrençliklerle gözü kara sevdiğini biraz yormuş, sindirmişti farkındaydı Mâlik. Ama ailesi söz konusu olduğunda kum fırtınaları gibi tam bir muammaydı, dudaklarından yudum yudum sevgi içtiği kadını.