✓2.Bölüm 'Ömür'✓🌙

33.4K 1.3K 340
                                    


Merhaba okurlarım, oy veren ve yorum yapan elleriniz dert görmesin...

İyi okumalar.🌙


Vazgeçtiğim bir hayat vardı, tekrar yaşamak istemediğim asla geri dönmenin hayalini bile kurmadığım bir hayattı. Kaybettiğim çok şey vardı o hayatta , geri hiç bir zaman kazanamayacağım kül parçalarının rüzgarda savurduğu Ayliz vardı. Masum kızın hayalleri, saf duyguların yarattığı bir kadın ve en önemlisi küçük bir meleğin kanatları vardı. O Ayliz'i yıkmak hiç zor olmadı, sadece bir adamın sözlerine güvendi ve bitti.

Çok kolaydı 22 yaşındaki kadın, pembe hayallerinden oluşan bir uçurtma yapmıştı. Mavi gökyüzünün berraklığına bırakmış uçurtmasını yattığı yerden izliyordu hayallerini, her şey çok kolay ve masumdu küçük kadın için. Oysaki bilmiyordu, hayat hep en güvendiğimiz insan tarafından parçalanırdı. 

En güvendiği insanlar onun uçurtmasının ipini kesmişti, küçük kız bir sağa bir sola giden uçurtmasına baktı. Çok geç fark etti uçurtmasının ipini artık tutan biri olmadığını  , küçük kız gökyüzüne bırakılan uçurtmasının iplerini tutup sarılmak istedi fakat çok geç kalmıştı. Pembe hayallerinden oluşan uçurtması artık yoktu , küçük kızın güvendiği insanlar yoktu.

Hiç bir şey kalmamıştı artık küçük kadına ait...

Küçük kadın ağladı, ağladı , ağladı ve yine ağladı...İçindeki masumluğunu, pembe hayallerini attı bir küvetin içine, parmaklarının arasında tuttuğu kibriti yaktı ve küvetin içine attı. Yanan hayallerine baktı, aynı zamanda sol gözünden aşağıya bir damla akmıştı. Parmaklarını kaldırdı yüzündeki yaşı silmek için, tam silecekken vazgeçmişti. Hiç düşünmediği bir fikir aklına gelmiş ve gülümsemişti. İşte tam o andan sonra bir masal da prenses olmak yerine cadı olmayı, cennette yaşayan bir melek yerine cambazlık yapan şeytan olmayı seçti.

"Ayliz Hanım? " İsmimi duymamla birlikte daldığım paralel evrenden gerçek dünyaya geldim. Bakışlarım etrafta dolandı, nerede olduğumu unutmuş olmanın verdiği salaklıkla bir kaç saniye karşımdaki kadına baktım. Ah , doğru bugün çekim olduğu için sete gelmiştim.

"Efendim Ece?" diye mırıldandım karşımda bana bakan kadına doğru. İlk önce elindeki bir kaç fotoğrafı önümdeki masaya bıraktı. "Ayliz Hanım, bunlar Umay hanımın istediği konsept fotoğrafları. Dün kısa bir süreliğine ofise uğradı ve siz olmayınca bana bıraktı, kendisi  biliyorsunuz ki dün İzmir'e ailesini ziyarete gitti." 

Umay ile birlikte çanta ve ayakkabı markamız vardı. Yaklaşık iki sene önce sekreterlik yaptığım moda ajansına bir fikir vermemle tasarım alanında yetenekli olduğumu keşfetmiştim. Eski patronum Selin Hanım'ın sayesinde küçük bir dükkan açarak başladığımız bu işi büyütmüş, günümüzde sosyal medya ve internet üzerinden satış yaparak adımızı duyurmayı başarmıştık.

"Anladım Ece, teşekkür ederim bilgilendirme için." dedikten sonra gülümsedim ve önümdeki fotoğraflara bakmaya başladım. Kafam iki gündür çok fazla dolu olduğu için bir çok şeyi karıştırmıştım, oturduğum yerden kalktım ve mankenlerin yanına doğru gittim. İşime odaklanmalıydım. Bir süre sonra fotoğraflar ilgimi oldukça çekerken bir yandan da mankenlere ürünün nasıl göstermeleri gerektiğinden bahsediyordum.

Fark etmediğim zaman yoğunluktan hızla geçerken çoktan gün batımı olmuştu. Çantaları kolilere yerleştirirken Arya ile buluşma saatimin geldiğinin farkındaydım. Gözlerim asistanım Ece'yi ararken ortalıkta koşturduğunu gördüm. Sadece 21 yaşında küçük bir kadındı, okul ve kendi kişisel ihtiyaçları için yanımda çalışıyordu.

LEYALOpowieści tętniące życiem. Odkryj je teraz