22.Bölüm

8K 587 80
                                    

Turgut Bey, tam karşımda dururken düşündüğüm tek şey onlardan nasıl özür dileyeceğimdi. Babamın hatasını nasıl telafi ederdim, hiçbir fikrim yoktu. Hem neden buradaydı? Yumrukları hafifçe sıkıp, açtım. Yoksa çoktan benim kim olduğumu öğrenmiş miydi?

"Turgut Bey?" dedim temkinle.

"Rahatsız ettiğim için kusura bakma, gelin. Telefonundan sana ulaşmaya çalıştım ancak kapalıydı. Müsaitsen seninle konuşmak istediğim bir kaç şey var."

Bunu nasıl reddedecektim? Aslında böyle bir seçeneğim var mıydı, onu bile bilmiyordum. Muhtemelen yoktu.

"Ben..." dedim. "Hemen hazırlanıp geliyorum."

"Aşağıda bekliyorum," dedikten sonra baş selamı verip, merdivenlere yöneldi. Gözden kaybolana kadar arkasından baktım, yüzüne bakmak bile beni pişmanlığa boğarken nasıl konuşacağımı bilmiyordum. Beni henüz öğrenmemiş olabilirdi ama ben kim olduğumu, babamın ne yaptığını biliyordum ve bu daha çok acı çekmeme neden oluyordu. Onlar beni ailelerine kabul etmişler, beni sevmişler ve güvenmişlerdi.

"Asminay orada bekleyeceğine hazırlansan daha iyi olur," dediğinde Rümeysa kendime gelerek koşar adımlarla odama gittim. Eşofmanımı bir çırpıda çıkarırken günlük kıyafetlerimden giydim. Saçlarım topuz yapıp, yüzümü dört beş kez yıkadıktan sonra göz altı morluklarıma hafif fondöten sürerek evden çıktım. Halim hüsrandı, görüşmek için daha kötü bir gün seçilemezdi herhalde.

Binadan çıktığımda Turgut Bey'i köşede beklerken buldum. Beni görünce olduğu yerde dikleşti. "Buraya yakın bir park alanı gördüm. Oraya doğru yürüyelim."

Kafamı salladım. Yürümeye başladığımızda bütün hücrelerim gerilmişti. 

"Ejder bana bir şeyden bahsetti."

Nefesimi tuttum, o bir şey umarım gerçekler değildir. "Nedir?"

"Bir müslümanın, kin gibi tehlikeli bir duyguyu beslemesi doğru değildir gelin."

"Ben... Neyden bahsettiğinizi anlayamadım efendim," dedim kısık bir sesle.

"Ateş'in kızı olduğunu biliyorum," dediğinde kendimden asla beklemediğim bir şey yaparak önüne geçip, dizlerimin üzerine çöktüm.

"Ben, ben çok özür dilerim babam adına. Böyle bir şey yapması o kadar yanlış ki, helede siz ona güvenirken. Eğer ben bilseydim bunu gerçekten Ejder ile evlenmezdim. Gerçekten çok özür dilerim."

Kollarımdan tutup, yerden hızla kaldırdı beni. Başımı yerden kaldıramadım.

"Kızım," dedi bir adım geri çekilerek. "Ben buraya senden özür duymak için gelmedim. Babanın suçunu sana yıkmak içinde. Buraya geldim çünkü bu konuda senin bir hatan yok. Hepsi geçti gitti. Geçmişi değiştiremeyiz." Çeneme hafifçe vurarak başımı kaldırmama sebep oldu. "Bu konuda hissettiğin suçluluğu Ejder düzeltemediği için bana olanları anlattı. Biz, seni sorumlu tutmuyoruz."

"Ben gerçekten," Elimle yüzümü kapattım, "Çok utanıyorum."

"Utanma, suçlu hissetmene gerek yok. Bizim sana olan sevgimiz azalmadı."

Hala nasıl olur da böyle düşünüyorlardı, hayret ediyordum. "Ne demem gerektiğini bilmiyorum. Bana hak ettiğim gibi davranmıyorsunuz."

"Sana çok daha iyi davranmamız gerekiyor," dedi tebessümle. Ellerini arkasında birleştirdi ve yürümeye devam etti. "Yine de baban hakkında kötü bir yargıya varma, gerçekte neler olduğunu bilmiyoruz. Ejder'in durumu tamamen kötüye gitmedi."

K--Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin