Episode 33. "Daddy's girl."

3.3K 196 33
                                    

Bölüm 33. "Babasının kızı."

Bir bebekle uğraşmak zordu.

Ama, 20'li yaşlarında bir bebek ve daha bir ayını yeni doldurmamış bir bebekle; ah işte bu ikisiyle uğraşmak ekstra zordu.

"Sen Malik!" dedim yatak odasının kapısını arkamdan çarparak kapatırken. "Sen.. sen beni deli ediyorsun!" Kapının çıkarttığı çarpma sesi, Angela'nın yeni susturduğumuz çığlığını, adeta replay tuşuna basmışız gibi yeniden başlatmıştı. "Ben mi deli ediyorum!" dedi Zayn arkamdaki kapının ardından. "Seni nankör." Sesi yumuşak bir tını barındırıyordu. "Soyadın Malik. Sende en az benim kadar delisin."

Derin bir nefes alıp merdivenlerden inmeye, daha doğrusu kendimi Angela'nın ağlama sesinden uzaklaştırmaya başladım. O, dünyanın en güzel şeyiydi, ama bazen o kadar dayanılmaz oluyordu ki. 7/24 ağlama sesiyle uğraşmak çok zordu. Alarm yerine, Angela'nın ağlama sesleriyle uyanmaya başlamıştık.

Bazen, kucağımda ağlarken ve saatlerimi verdiğim halde susmadığı zamanlarda onu kaldırıp bir kenara fırlatasım geliyordu. Damarlarım kan yerine sinir pompalıyordu ve böyle zamanlarda Zayn, ani bir hareketle bebeğe zarar vermeyeyim diye, onu kucağımdan alıyor ve binbir sabırla susmasını sağlıyordu.

Zayn'in bu takdire şayan sabrına hayran kalıyordum. Bir gece, ben yorgunluktan bitap düşmüş bir halde ölü gibi yatarken, bütün gecesini Angela'ya ayırmıştı. Angela, beklediğimizden daha huysuz bir çocuk olmuştu. Bu durumdan sık sık yakındığımda Trisha, "Zayn'de küçükken sürekli ağlar ve bize rahat vermezdi." der ve kızımızın babasına nasıl çektiğini idrak etmemi sağlardı.

Trisha'nın kurduğu bu cümle aklıma gelince sesli bir şekilde "Ah," dedim. "Babasının kızı."

Yine Angela'nın bizi uyutmadığı yorgun bir gecenin gazisiydik ve sabah, Zayn ebeveyn banyosundan hışımla çıkıp bana damlatan muslukla ilgili saçma bir şekilde dert yanmaya başlamıştı. Başım zonkluyordu ve kulaklarımda hala ağlama sesi yankılanırken bir de Zayn'in gereksiz boş muhabbetini dinleyecek durumda değildim. 

"Sana defalarca bir tesisatçı çağırmanı söyledim." dedim son derece sakin bir sesle. Angela daha yeni uyumuştu. Zar zor. Sinirlenip de onu uyandırmak hiç istemiyordum; çünkü eğer bir ağlama seansına daha girersem, bu sefer ağlayan bayan sayısı ikiye çıkardı ve Zayn'in işi iki kat zorlaşırdı. 

"Hatırlamıyorum," dedi beni cinnete adım adım biraz daha yaklaştırırken. "Tamam o zaman," dedim yatakta iyice yayılıp gözlerimi kapatırken. "Hatırlatıyorum; Zayn git ve bir tesisatçı çağır." "Delirtmek mi istiyorsun sen beni?" dedi. Gözlerimi açıp ona baktım. Ellerini beline koymuştu, böyle kavgaya her an hazır yaşlı bir teyzeye benziyordu. 

"Asıl sen beni delirtmek mi istiyorsun?" dedim baskı yaparak. "Uykusuz bir geceden çıktık. Biraz kafa dinlemek istiyorum." "Haa," dedi. "Yani kafanı şişiriyorum öyle mi?" Gözlerimi O'na diktim. "Takvime bir bakman gerekecek galiba, zira regl günün yaklaşmış gibi görünüyor." Bir kadın gibi trip atmasını, başka sağlam bir kapıya çıkaramıyordum.

"Arabell!" dedi biraz yüksek bir sesle. Hışımla yatakta doğruldum. Angela, mırıldandı ve sonra uykusuna devam etti. "Sabahın sekiz buçuğunda seninle akan musluk yüzünden tartışmayacağım." "Bu bizim evimizin ortak bir sorunu." "Ne yapabilirim?" dedim ellerimi iki yana açarak. "Tamir etmemi falan mı istiyorsun? Erkek olan sensin, bu tür işler evde hep sana bakıyor." "Sana da bakmalı." dedi. Küfrederek, yataktan kalktım. "Küfretmek, bir anneye hiç yakışmıyor." dedi. "Ah," dedim yüzümü onunkine yaklaştırıp. "Sabahın köründe akan ahmak bir musluğu tartışmak bir babaya yakışıyor ama!" Adeta tıslamıştım. Sırıtarak "Evet." dedi.

Never Been Hurt || A New LifeWhere stories live. Discover now