54. Bölüm: "Deli Dolu"

80 8 3
                                    

Multimedyada Balum var. Bahsi geçen şarkı İzel - Drakula. Kuzenim sayesinde keşfettiğim, başta itici ama sonradan komik gelen şarkı... Sonraki şarkıysa Beyza Durmaz - Olan Var Olmayan Var.

İyi okumalar!

Gecenin geç saatlerine gelirken kendimi dışarı atmıştım. Evde durmak, düşüncelerimi tetikleyen en önemli faktör hâline gelmişti.

Bunalmamak için camını açtığım arabada öylece oturuyor, bir çare bulmaya çalışıyordum. Ne yapabileceğim hakkında en ufak bir fikrim yoktu. Her yer boğuyordu, beni. Nereye gidebileceğimi bilmiyordum. Neyse ki bu konuda yalnız değildim. Atlas da bana yardımcı olmaya çalışıyordu.

"Bara gidebiliriz. Yüksek ses müzik, düşünmeni engeller belki."

Seçeneği değerlendirmeye koyuldum hemen. Benim de aklıma gelen en parlak fikir buydu.

Başımı sallayarak onayladım. Konuşmak istemiyordum. Beni anladığını biliyordum. Bu yüzden tek kelime etmeyip arabayı çalıştırmıştı.

Gecenin serinliği, açık camdan içeri giriyor, tenimi ısırıyordu. Hafifçe ürpermemi umursamıyordum o an. Hatta iyi geldiğini bile söyleyebilirdim. 

İlk defa kayıp giden yollarda değildi, gözüm. Dolunaya kilitlemiştim, bakışlarımı. Daha ilgi çekici gelmişti o an.

Güneşten aldığı ışığı, elinden geldiğince bize yansıtmaya çalışıyordu. Bazen karanlıkta kalmış bulutlar önüne geçerek bu güzel manzarayı kapatmak, kendileri ön plana çıkmak istiyordu ama nafileydi. Ayın bu eşsiz görüntüsünü bozmaya güçleri yetmezdi.

Yol boyunca bizi takip ediyormuş gibi görünen ayı izledim. Senelerdir her gece gökyüzündeki yerini almasına rağmen daha önce hiç bu kadar dikkatimi çekmemişti. Hatta bara geldiğimizi bile nice zaman sonra, arabanın durmasından anlamıştım.

Kapıyı açıp yavaşça dışarı çıktım. Müzik sesleri buraya kadar geliyordu. Derin bir nefes aldım.

Atlas'ın arkasından giderken sebepsizce gerilmiştim. Halbuki böyle ortamlara ilk gelişim değildi.

Silkelenip kendime gelmeye çalıştım. Şu an sergilediğim hareketlerle eski Balum'dan öylesine farklıydım ki... Buna bir son vermeliydim. Bu gece deli gibi eğlenecektim ve kendimden başka kimseyi düşünmeyecektim. Ege de dahil...

Boş bulduğumuz bir yere oturduk. Atlas içkilerimizi getirirken de sessizliğimi koruyordum. İçmeye ihtiyacım vardı ama bunu nasıl anladığını bilmiyordum.

"Buraya daha önce gelmiş miydin?" diye bağırdım, sesimi duyurmak için.

Başını sallayarak onayladı. "Birkaç kez gelmiştim."

Etrafı incelemeye koyuldum. Diğer barlardan pek bir farkı yoktu. Koyu renklerle dizayn edilmişti. Yüksek ses müzik, içkiler ve dans eden kalabalık -ya da diğerleri- diğer barları andırıyordu. Alt tarafı bir bardı işte. Mekan değişikliğinin ne önemi vardı.

Kendi kendime saçmaladığımı fark ettiğimde başımı iki yana salladım. Bu gece hiçbir şeyi düşünmeyecektim!

Elimdeki içkiden büyük bir yudum aldım. Bunun yeterli olduğunu sanmıyordum. Bir büyük yudum daha... Yetmiyordu. Aklımın tamamen bulanmasını istiyordum. Hiçbir şey düşünemeyecek hâle gelmeyi. Bir yudum daha...

Sonuna geldiğimde ayağa kalkıp dans eden insanların arasına karıştım. Arkamı dönmesem de Atlas'ın da benimle geldiğini biliyordum. Beni yalnız bırakmayacağından emindim.

Artık Çok GeçHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin