55. Bölüm: "Sevemedim Vedaları"

66 4 0
                                    

Multimedyada Ege var.

Üç gün, göz açıp kapayıncaya kadar geçmişti. Atlas bu süre zarfında beni güldürebilmek için elinden geleni yapmıştı. Artık her sabah erkenden kalkıyor, Salih amcanın pastanesine gidiyorduk. Saatlerce sohbet ediyor, yeri geldiğinde de Salih amcaya yardım ediyorduk. Hâl böyle olunca dertlerimi bir süreliğine rafa kaldırmak da pek zor olmamıştı.

Bu sabah yine erkenden uyandım. Artık alışkanlık hâline gelmişti, erken uyanmak.

Kaldığım odadan çıkıp hemen yan odaya girdim. Atlas, hâlâ uyuyordu. Normalde hep benden önce uyanırdı. Halbuki ben hazırlanıyor olduğunu düşünmüştüm.

Yatağa doğru yaklaştım. Omzundan hafifçe sarstım. "Atlas... Salih amca bizi bekler. Hadi kalk!"

Mırıldanıp arkasını döndü. "Bugün gitmeyeceğiz."

Hayal kırıklığı içinde "Ama neden?" diye sordum.

"Çünkü bugün... Geri dönüyoruz."

"Ne?" Bağırmamla yerinde sıçrayıp dik dik bakmaya başladı. "Sen gidebilirsin. Fakat ben gitmeyeceğim."

"Yapma, Balum. Ne zamana kadar burada kalacaksın? Ne zamana kadar kaçacaksın? Sorunlarınla yüzleşmen gerekiyor."

"Sorunlarımla yeteri kadar yüzleştiğimi sanıyordum. Hem... Biraz dinlenmek benim de hakkım."

Başını iki yana salladı. "Sen dinlenmek için gelmedin buralara kadar. Yüzleşmek zorunda olduğun dertlerinden uzaklaşmak için geldin. Sen aslında her şeyden kaçtın."

Gözlerimi kapattım. Suskunluk hakimdi, dudaklarıma. Bu hareketim zaten onun haklı olduğunu yeteri kadar belli ediyordu. Bir nevi kabullenişti.

"Git, eşyalarını toparla. Öğleden sonra yola çıkarız."

"Ama Salih amcayı son bir kez görseydik. Ona veda etmeden gitmek istemiyorum. En azından helallik isterdim."

Başını anlayışla salladı. Sonrasında işe espri katarak "Sen de sonradan geldin solumadan yer tuttun. Adamı neredeyse kendimi bildim bileli tanıyorum, kalbinde senin kadar yer edinemedim. Tabii aynı şey Salih amca için de geçerli." dedi.

Gülümsedim. "Sen bizi mi kıskanıyorsun?"

Sesini yapmacık bir hâle getirdi. "Hayır, tabii ki."

"Atlas, inanamıyorum. Senin gibi olgun (!) bir insana böyle yapmak yakışıyor mu?"

"Balum... Sabrımı zorlama. Hadi, güzelim. Git hazırlan."

"Aslında ben geri dönmeyi planlamıyordum."

"Artık planlıyorsun."

"Ya ama Atlas..."

"İtiraz istemiyorum artık, Balum. Anlaştığımızı sanıyordum. Ömrünün sonuna kadar sorunlarından kaçamazsın."

Oflayarak açık kapıdan çıktım. Atlas'ı ikna edemeyeceğimi gayet iyi biliyordum. Fakat içimde bir anlığına umut filizi yeşermişti, işte.

Yeni kıyafetler çıkarıp üzerimi değiştirdim. Başka kıyafetim kalmamıştı. İzmir'e döndüğümüzde yanımdaki kıyafetleri yıkamak zorundaydım.

Tüm eşyalarımı topladım. Teker teker bavula yerleştirdim. Bir yanım hâlâ hüzünle kavruluyordu. Buradan ayrılmak istemiyordum. Bu huzuru bırakmak bir hayli zordu. Hiçbir şey düşünmem gerekmiyordu ve bundan gayet memnundum. Ne vardı sanki ömrümüzün sonuna kadar burada dursaydık...

İçimi çekerek saçlarımı topladım. Bavulumla dışarı çıktığımda Atlas da odasından çıkıyordu.

Benim için çok şey yapmış olmasına rağmen dönüşümüzden onu sorumlu tutuyordum ve biraz kırgındım. Bu yüzden görmemiş gibi yapıp önünden geçtim. Bu hareketimle afalladığını tahmin ediyordum. Daha bir saat öncesine kadar aramız gayet iyiyken benim birden böyle soğuk davranmam... İtiraf ediyorum ki tuhaftı.

Artık Çok GeçHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin