43. Bölüm: "Prenses"

172 25 7
                                    

Multimedya Atlas. Mete'nin olduğu yerden itibaren Demi Lovato - Cool For The Summer ya da Really Don't Care şarkısını dinleyin :)

İç çekişlerim yavaşlayınca ancak kendime gelebildim. Hemen geriye çekildim. Yine de bana destek olmuştu, bu zor zamanımda ve kaba olmaya gerek yoktu.

"Teşekkürler." dedim, kendimden beklemeyeceğim, yumuşak bir sesle.

"Neden teşekkür ettin ki?"

"Böyle bir zamanda yanımda olduğun için. Destek olduğun için."

"Saçmalama, Balum. Tabii ki de yanında olacaktım. Başka bir seçeneğim var mıydı ki? Hem kim olsa aynısını yapardı..."

Hemen itiraz etmee başladım. "Hayır. Kimse böyle bir şey yapmazdı. Çünkü ben kimseye iyi davranmadım. Bu işler... Karşılıklı."

"Hayır. Sen öyle sanıyorsun sadece. Herkes yardım ederdi sana. Ya da herkes olmasa da çoğu kişi yardım ederdi."

"Her neyse..." diyerek geçiştirdim. Konuşmak bile yoruyordu. "Eve gitmeliyim."

"Ben bırakayım." Teklifini nazikçe geri çevirdim. Daha fazla yapabileceğim bir şey yoktu. Ona bu kadar iyi davranmak zor gelse de çabalıyordum. "Hayır, seninle geliyorum. Bu halde, tek başına, eve gidemezsin."

Ama benimkisi de sabırdı ve çoktan taşmıştı. "İstemiyorum. Sen, her zaman benim hayatımda değildin. Şimdi gelip de böyle davranmaya hakkın yok. Benim de sana ihtiyacım yok. Güle güle." deyip elimi salladım.

Elimi tuttu ve hafiften sıktı. "Neden anlamamak için ayrı bir efor sarfediyorsun. Tamam, beni sevmeyebilirsin ama biraz olsun bana katlanamaz mısın? Yanında olmama, sesini duymama izin veremez misin? Güvende olduğunu bilmeye ihtiyacım var. Bunu, bana neden çok görüyorsun?"

"Sen bu hakkını kaybettin."

"Yeter lan!" birdenbire bağırmasıyla sıçradım. "Bana, bu kadar mı körsün? Aşkımı göremeyecek kadar..."

"Ne aşkından bahsediyorsun sen? Seninkisi sadece takıntı. Kendine de bana da zarar veriyorsun."

"Kendime de sana da zarar veriyorum öyle mi?" sabır dilenircesine güldü. "Zararlı olan benim sevdam değil senin acımasızlığın." bir adım yaklaştı. "Sen benim yanımdayken bile rüyanda Ege'nin adını sayıklarken, benimle sevgili olmayı kabul etmenin sebebi Ege'yi unutmak istemenken ve en önemlisi de bunların hepsini bilirken sesimi çıkarmamış olmam, yüreğimin de sevdamın da ne kadar büyük olduğunu göstermez mi? Hangi erkek böyle bir şeyi kabullenir? Hangi erkek sevdiği kadının kendisini kullandığı gerçeğini bile bile sevmeye devam eder?"

Ne saçmaladığı hakkında en ufak bir fikrim yoktu ve bu durum zaman geçtikçe daha da sinir bozucu oluyordu. "Etmeseydin o zaman! Bana mı sordun sanki?"

Buğulanmış gözlerini başka tarafa çevirip daha kısık bir sesle cevap verdi. "Kalbim bana mı sordu sanki sana aşık olurken de ben sana sorayım..."

Yine de içim cız etmedi değil söyledikleri karşısında. Yaşadığım olaylar karşısında, merhamet duygum biraz törpülenmiş olsa da hâlâ oradaydı. Yine de yaptıklarını unutacak değildim. Kin tutmak değildi bu. Yoksa unutmak için can atardım. Her ne kadar unutmak istesem de kalbim söz dinlemiyordu işte. Yaralandı mı izini kolay kolay geçiremiyordu, silemiyordu.

"O seni unuttu, Balum. Vazgeç artık. Bir kere olsun nerede olduğunu sormadı."

O anda aklımda bir şimşek çaktı. Bunu nasıl düşünememiştim? Tabii, birinin düşüneceği tonlarca şey olunca bazıları arada kaynıyordu.

Artık Çok GeçWhere stories live. Discover now