2. Bölüm: "Buluşma"

1.2K 160 95
                                    

Multimedyada Balum var. Bölüm şarkısı: maNga - Işıkları Söndürseler Bile

Yalnızlık... Sadece dokuz harften oluşan bir kelimedir. Fakat etkisi bir ömür sürer. Sadece o olur yanımızda. Bırakmasını isteriz. Bırakıp gitmesini... Gitmez.

Aslında yalnızlık bir nevi bataklıktır. Kurtulmak için çırpınır, çırpındıkça batarız. İçine çeker, daha çabuk boğar karanlığında. Yardım dalı uzatılmadan çıkamayacağımız bir bataklıktır, bu sessizlik.

Bana hiçbir zaman yardım dalı uzatılmamıştı. Ya da ben, o kadar derine batmıştım ki görememiştim. Bilemiyorum, ikisi de olabilir. Bana göre ben, o bataklığa kurban edilmiştim. Yalnızlığın doyması ve başka kimseyi içine çekmemesi isteniyordu. Beni attılar içine. Umarsızca çırpınmıştım. Kurtulamamış, aksine daha çok batmıştım. Yine de bataklık, hiç doymamıştı. Yeni kişiler avlamış, hiç bıkmamıştı.

Düşüncelere dalmış bir şekilde dizi izliyordum. The Vampire Diaries vazgeçilmezimdi. En azından kendime bu kadar yakın bulabileceğim başka bir şey yoktu. Çünkü benim gibi bir hayat, ne hikayelere ne filmlere ne de dizilere konuk olabilirdi. Yine de bazen kendimi Elena'nın yerine koymuyor değildim. İki seçeneğin arasında kalsam herhalde Damon'ı seçerdim. O kötüydü, her ne kadar içinden tam anlamıyla öyle olmasa da.

Hayatta iki insan çeşidi vardır, bana göre. Kalbinin içini kötülüklerle dolduran insanlar ve kalbinin dışını kötülüklerle çevirmiş insanlar... Bunların arasındaki fark çok basittir. Kalbinin içi kötülüklerle dolu olanlar, içlerindeki iyiliği tamamıyla öldürmüştür. Ne acıma hissederler kalplerinde ne de bir üzüntü. Diğerleri ise kalbindeki iyiliği korumak amacıyla kalbinin dışını çepeçevre kötülükle kaplayanlardır. Onlar iyiliği, iliklerine kadar hissederler fakat dışlarına yansıtmazlar. Çünkü insanların bu hallerini görüp de kullanmaya çalışmasını istemezler.

Böyle bir dünyada iyi kalmaksa... Pervanenin ateşine kavuşması gibidir. Neredeyse imkânsız. Kalbi, hiç kötülükle tanışmamış bir insan var mıdır, bebekler ve peygamberler dışında? Ben öyle insanların varlığına inanmam. Belki de hayat, karşıma hiç iyi biri çıkarmadığı içindir.

Düşüncelerimiz bölen şey telefonumun sesi oldu. Mesaj gelmişti. Gönderen kişi Ege'ydi.

Seni özledim. Uzun zamandır görüşemiyoruz.

Gözlerimi devirdim. Farkında olmadan bile düşüncelerime çomak sokuyordu.

İster istemez Ege'yi düşündüm. Nasıl biri olduğunu... İyi biri miydi? Uzun bir zamandır tanıdığımı söylesem yalan olurdu. Kesin hüküm sürmek de haksızlık... Bana iyi davranıyordu aslında. Yine de iki yüzlü bir insan olabilirdi. Tam olarak emin olamıyordum. Ama nedense hareketleri samimi gibi görünüyordu.

Düşünmeyi bir kenara bırakıp mesajına cevap verdim.

Farkında mısın, bilemiyorum ama... Daha birkaç saat önce, okulda birlikteydik.

Mesajı gönderdikten sonra gelen diğer mesajlara baktım. Çoğunu yanıtlama gereksinimi duymadım. Bu sırada Ege'den tekrardan bir mesaj geldi.

Olsun... Ben seni, her nefesimde daha çok özlüyorum. Yanında olmadan geçirdiğim her saniye zulüm gibi geliyor.

Her insanın yapacağı gibi, tatlı tatlı gülümsedim. Ege'nin bu hallerini çok seviyordum. Sonuçta kim sevmezdi ki. Deli dolu da olsa bazen romantik olmasını da biliyordu, hakkını yememeliydim.

Peki buluşabileceğimiz, güzel bir yer ayarla.

Daha sonra kulaklıklarımı takıp şarkı listeme bir göz attım. Marilyn Manson'ın şarkılarına gelince durdum ve herhangi bir şarkısını seçtim.

Artık Çok GeçHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin