VAMPİR LİSESİ

Kızımız

EMMA.................(23 gün sonra)

Yarı vampir biri için Hamile olmanın kötü yanı güçlerimi eskisi kadar sık kullanamıyor olmamdı. Antremanlarda ne zaman sınırımı aşmaya çalışsam karnıma ağrılar girmeye başlamakla beraber hareketsiz kalıyordum. Ursula bu konuda benden daha hassas davranıyordu ve antrenman sürelerimi daha az tutuyordu. Genel olarak saray işleri ile ilgili şeylerle ilgileniyordum. Kraliçe leilanın sağlık durumu iyice kötüye gidiyordu bu yüzden krallığın tüm yükü ursulanın omuzlarındaydı ben ise bu yükü birazda olsa hafifletmeye çalışıyordum. Ah birde biz yarı vampirlerin hamilelik süresi 3 aydır bu süre soyumuza göre değişkenlik gösterebiliyor.

Tek yükümüz bu değildi jonun babası, euyeninin ölümü...

Taht salonunda yine sarayın evrakları ile uğraşıyordum. Hizmetçiler bir an olsun beni yalnız bırakmıyorlardı. Muhafızları saymıyorum bile! Jonun babasının yarattığı tehlike yüzünden bunlar gerekliydi.

-bunlarda tarihi anlaşmaların olduğu evraklar leydim.

E- albionun tarihini hep merak etmişimdir. Teşekkürler..

Evrakları elime alıp karıştırmaya başladım. Herhangi birini elime alıp göz gezdirdim.

Ninvyna ülkesi.. Diğer adıyla deniz gezegeni.. (Bu ülke denizin dibine kuruludur. Büyü sayesinde denizin dibinde olsalarda nefes alabilirler. Büyünün yanında orada doğmuş varlıklar doğal halleri ile orada yaşayabilirler fakat korunmadan karaya çıkarlarsa küle dönerler. )

Dört bir yanı denizlerle çevrili olan bu ülkenin en büyük serveti denizleridir.

- - Donanma konusunda oldukça üstün ve bunları destekleyen bükücülere sahipler.

-Toplamda 18k (bükücü) asker, 2k(büyücü)askere sahipler.

-Kralları ollfes ile imzalanmış olan antlaşmada yazılana göre deniz silah ticaretleri bu ülke ile yapılmış.

-Albiona sadık bir ülke olan Ninvyna aynı zamanda albionun en büyük müttefikidir.

Gerçekten hayranlık verici. Böylesine güçlü iki gezegen tamamiyle birleşebilseydi eminim ki hiç bir şey onları durduramazdı.

Alvin taht salonuna gelince elimdekileri bırakıp gülümseyerek ayağa kalktım. Yanıma gelince hemen ellerini karnıma koyup yavaşça okşadı.

A-Babacık seni özlediii

Tek kaşımı kaldırıp kıskanç bir yüz ifadesi ile kafasına vurdum.

E-hey! Bende burdayım.

Alvin küçük bir kahkaha atarak alnımdan öptü.

A-Seni özlemez olur muyum?

E-Hiç öyle görünmüyor ama.

Alvin yanağıma küçük öpücükler kondurup kendini affettirmeye çalıştı. Başarılı da olmuştu. İkimiz de karşılıklı sandalyelerde oturduk.

A-antrenmanlarımıza tüm hızıyla devam ediyoruz.

E-Bilyorum fakat jon ve robb' un o ülkeye gitmesini istemiyorum.

Alvin masada bulunan meyve tabağından bir kaç üzüm alıp ağzına attı. Yüz ifadesine bakılırsa oldukça lezzetliydiler bende ona eşlik ettim.

A- Jonun ülkesi ve ailesi bunu kendi istedi bir şey diyemeyiz. Aynı şekilde jon ile gitmeyi robb kendisi istedi. Emin ol çiçeğim bende senin gibi onların oraya gidip dönememesinden endişe duyuyorum.