"Bölüm 24 - Küçük Hanım!"

783 68 49
                                    


"İyi okumalar ♥ . "

-----------------------



Sarıldıkça kolları arasında ezilip büzülüp daha da çok siniyordum göğsüne. Daha çok kokusu ile başım dönüp daha da kalbim hızlı atıyordu. Nefes almakta güçlük çekiyordum ama bu sarılmasından değil daha çok aşkımdan dolayıydı. Kalbim isyan ediyordu ve aklım bu duruma karşı çıkıyordu.

Kalbim, 'Affet onu.', diye dilenirken,

Aklım ise, 'Terk et onu.', diye kalbime isyan edip sürekli karşısına dikiliyordu. Nefes alıp verişini kulağımın dibinde hissediyordum.

"Nazlı lütfen cevap ver bana. Lütfen böyle sessiz durma."

Gecenin sessizliğini bozan ve bulunduğum ortamdan çekip çıkaran beni Salman'ın yeniden titreyen sesi olmuştu. Hala beni bırakmıyordu. Ellerimi ellerinin üzerine koyup açmaya çalışsam da bir türlü başaramıyordum.

"Bırak beni Salman."

Sesimi ne kadar soğuk tutmaya çalışsam da gözlerim sürekli olarak yaşlarını akıtmak için yer arıyordu.

"Seni birçok kez bıraktım ama bu sefer bırakmam. Yapamam."

Ellerimi tutup elleriyle beraber tekrar kollarını bana sardığında ellerim ve kollarım, ellerinin ve kollarının altında kalmıştı. Kilitlemişti beni kendine.

"Bence en iyi yaptığın iş bu. Beni bırakıp sürekli olarak gitmek ve sürekli olarak beni kırmak..."

"Haklısın."

"Haklıyım evet. Bu yüzden gidiyorum. Bu yüzden Türkiye'ye, evime dönüyorum. Çok bile kaldım burada."

"Seni bir yere gönderebileceğimi zannediyor musun sen?"

Yanağını yanağımdan çekip başını çevirip baktığında bana, göz ucuyla ona bakmamla beraber yine yüreğim cız etmişti. Seni ne kadar uzun zaman bekledim biliyor musun Salman?

"Evet. En iyi işlerinden biri de bu."

Başka yöne bakıp gayet ciddi olmaya çabalarken ben, beni kendine çevirip bu sefer ellerimi elleriyle beraber belimde birleştirdi. Şimdi tamamen kızarmış olan gözlerini ve yaşlardan ıslanmış olan yanaklarını görebiliyordum. Cidden neden bu kadar gözyaşı dökmüştü?

"Belki de her şeye yeniden ve baştan başlamalıyız."

Salman gözlerini gözlerimin içine dikmiş sanki beni ikna etmeye çalışıyor gibi bir hava yayıyordu. Peki, ben ne yapmalıydım? Ona ve sözlerine inanmalı mıydım?

"Sana inanmıyorum."

"İnanman için elimden geleni yaparım Nazlı."

"Beni kendine inandıramazsın. Hele ki onca şey yaptıktan sonra ve onca kelime döküp beni parçaladıktan sonra inan ki beni inandıramazsın."

"Ne var biliyor musun Nazlı?"

"Ne var?"

"Sende ki bu aşk olduktan sonra ve ben sana hayran olmaya başladıkça inan bana gerçekten bana inanacaksın."

Derince bir nefes alıp verdiğinde baygın bir şekilde onu izliyordum.

"Bana sen hayran mısın?"

"Kısmen Nazlı kısmen."

"Biliyor musun? Bence bir an önce bu saçma olan evliliği bitirelim ve ben evime döneyim."

Yolculuğumun Sırrı Aşk (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now