"Bölüm 12 - O bir ünlüydü..."

741 63 16
                                    


"Oy ve yorumlarınızı eksik etmeyin. Media ile okuyun. Seviliyorsunuz ♥"

--------------------



Arkamda duran asansörün aynasına başımı yaslayıp kollarımı göğsümde birleştirdim. Asansörün tavanına amaçsız bakıyordum. Düşünceler beynimi doluşturuyordu.

Salman'dan ayrılmak istemiyordum ki ben. Sürekli olarak onun yanında olmak istiyordum. Güldüğünü görmek istiyordum. Onunla sabahtan akşama kadar konuşmak istiyordum. Başımı omzuna koymak ve ona sımsıkı sarılmak istiyordum. Kalbimin atışlarının, kalbinin atışlarına karışmasını istiyordum. Tamam. Kabul ediyorum bazıları baya imkânsızdı...

Asansörün kapısı kapanmadan önce gördüğüm o gözleri kalbimin gerçekten parçalanmasına neden olmuştu. Neden bu kadar ona ters davranıyordum ki ben? Bir türlü anlam veremiyordum. Onu bir ünlü değil de sanki normal bir erkekmiş gibi görüyordum. Ama unutuyordum. O bir ünlüydü...

Bir asır gibi gelmişti asansörün zemin kata inmesi. Asansörün kapısının açılırken çıkardığı sesle irkilip ağır adımlarla indim. Bakışlarım adımlarımı takip ediyordu. Bir şey düşünemiyordum.

"Nazlı."

Başımı kaldırıp baktığımda merdivenlerden inmekte olan Salman'ı gördüm. Zeynep ile ne çabuk konuşmuştu, ah yalan söylemişti. Ne kadar da aptalım!

"Salman."

Bu arada yanıma gelmişti. O kadar üzgün duruyordu ki, bunu anlayabiliyordum.

"Nazlı. Ben gidiyorum."

Zar zor ancak bunları söyleyebilmişti.

"Gitme."

Dudaklarımdan dökülen kelime ile öylece kalmıştı. Ben de bana ne olduğunu anlayamıyordum. Ona hayır deyip şimdi de gitme diyordum. Allah ikinci kez bizi karşılaştırıyordu. Bunların bir anlamı olmalıydı öyle değil mi?

"Gitmemi istemiyor musun?"

"Hayır. Gitmeni istemiyorum. Bence beraber kahvaltı yapabiliriz."

Onun için herkesten ve her şeyden fedakârlık yapabilirdim. Yeniden bir umut taşıyordum. Bir ümit demiştim.

"Nazlı, ben de senin gitmeni istemiyorum."

Göz göze gelmiş birbirimize bakıyorduk.

"Ben de gitmek istemiyorum ama mecburum."

"Neden Nazlı? Neden çözüm getirmeme izin vermiyorsun? Neden yapıyorsun bunu? Neden bana ters davranıyorsun?"

Ne söyleyebilirdim? Kendime bile veremediğim yanıtları ona nasıl bulup verebilirdim?

"Bilmiyorum Salman. İnan hiçbir şey bilmiyorum."

"O zaman gitmene izin vermiyorum. Bana doğru dürüst cevaplar vermeden seni bırakmam. Beni ikna et hadi."

Derin bir nefes alıp kollarını göğsünde birleştirdi. Başımı önüme eğdim. Ona bakarak konuşamazdım. Ne olursa olsun deyip ne varsa anlatmaya karar verdim.

"Ben senin için geldim. Sırf senle tanışmak ve seninle en azından bir yemek yiyebilmek için geldim ama her şey bir an da kontrolümden çıktı. Kontrol edemedim duygularımı, hareketlerimi. Bende bana ne olduğunu bilmiyorum. Planlamış olduğum hiçbir şeyi yapamadım. Benim hayallerimde şekillendirdiğim olaylar bunlar değildi."

Yolculuğumun Sırrı Aşk (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now