Bir kızın Türkiye'den bir kafileyle beraber Hindistan'a gitmesi ve orada bulacağı aşkını ve aynı zaman da yuvası olacağını içeren bu hikaye tamemen romantizm içermektedir.
Belki de biraz macera içinde yer almaktadır.
Nazlı.
Adı gibi Nazl...
Salma Teyze elinde büyük bordo bir kutuyla odama girince ayağa kalktım.
"Salma Teyze kutu ağırsa tutabilirim."
Ellerimi uzattım yardım etmek için. Yüzünde gülümseme ile bana bakıyordu. Yavaşça kutuyu kollarımın arasına bıraktığında gerçekten de kutu çok ağırdı.
"Salma Teyze bunu niye sen taşıdın? Haber verseydin ben gelirdim."
"Bunları taşımamın nedeni bunlar benim sana hediyem. Elbiseni seçmişsin Seema söyledi."
Elini uzatıp başımı okşamaya başladığında öylece kalmıştım. Boş gözlerle Salma Teyze'yi izlemeye başlamıştım.
"Hadi gel inelim kuaföre."
Koluma girip beni yönlendirdiğinde hala Salma Teyze'ye bakıyordum.
"Salma Teyze."
Sesim titreyerek çıkmıştı dudaklarımın arasından.
"Efendim güzel kızım."
Yüzündeki gülümseme genişlerken gözlüklerinin ardındaki gözleri kısılmıştı.
"Teşekkür ederim."
Sesim fısıltı şeklinde çıkmıştı. Boynuna sarılmak isteği yükselirken içimde, kollarım arasında ki ağır kutu bunu engelliyordu.
*
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
*
"Bir şey değil."
Yürümeye devam ederken ağır olan kutu kollarımın arasında daha da ağırlaşmıştı. Ne kadar iyi insanlardı...
Salma Teyze ile beraber inerken bu sırada bize Malaika da katılmıştı. Alvira kızıyla beraber kapıdan girdiğinde gülümsemeye çalışıyordum. Arkasından apartmanın kapısından Arpita girince evin hanımları hemen hemen tamamlanmıştı. Beraber merdivenlerin arkasında kalan kapıdan geçtiğimizde apartmanın önüne bakan kuaföre arka kapısından girmiş olmuştuk. İçeride Seema ve Helen Teyze de vardı ve kadro tamamdı.
Koltuklar birer birer dolup Malaika, Seema ve Arpita hazırlanırken kenardaki koltuklara oturup onları izliyordum. Kutu hala kucağımda duruyordu. Resmen koala gibi sarıldığımı fark ettiğimde bir nebze utanmıştım. Görgüsüzlük yaptığımı düşünerek önümdeki camdan yapılma olan mini masanın üzerine bıraktım. Salma Teyze yanıma otururken Helen Teyze de diğer yanıma oturunca aralarında kalmıştım.
Bir sağıma bakıp gülümsedikten sonra bir de soluma bakıp gülümsedim. Saate bakıp mini cam masanın üzerinden bir dergi alıp kurcalamaya başladım. Bu sırada da kuaförün içinde ki kızlar koşuşturmaya başlamışlardı. Akşam olmasına az vakit vardı ve hazırlanacak bayan sayısı oldukça fazlaydı. Başımı dergiden kaldırıp etrafıma bakındım.
