BangtanVelvet 1/2

Start from the beginning
                                    

'' Noonaaa!'' dedi bütün dişlerini gösterecek şekilde gülerek.

Şaşkınlıkla selam verdiğimde arkamdan gelen kıkırdamayla başımı çevirdim ve ergen maknaelere bakış attım. Kapımın girişinden beni izliyorlardı. Telefondan görünmeyecek şekilde parmağımı salladım ve görürsünüz siz temalı bakışlar attım.

'' Konseriniz yeni mi bitti?''

Jimin şaşkınlıkla gülümseyip kekeleyerek '' E-Evet...'' dedi.

''Taehyung?'' dedim. Resmen sevgilimle değil üyeleriyle görüntülü konuşma yapıyordum.

'' Onun kafası büyük olduğu için ekrana sığmıyor noona. Sen söyle, ben ona söyler yanıt alırım.''

Arsızca gülüşlerine rağmen çok tatlı duruyorlardı.

'' Ne zaman döneceksiniz?'' dedim hüzünlü bir bakış atarak. Jungkook bana Yeri ve Joy'u hatırlatan sinsi bir gülümseme attıktan sonra Jimin'e  baktı.

'' İki gün sonra galiba. ''

Başımı salladım. Mutfaktan bana seslenen Wendy'den sonra rahat konuşamayacağımızı anlayıp kısa bir vedadan sonra telefonu kapattım. Veda dediğime bakmayın, Taehyung'u görememiştim bile. Üstüme çöken hüzünle banyoya geçip ellerimi yıkadıktan sonra gözümden süzülen bir damla yaşı da silip gözlerimin kızarıklığının geçmesini bekledikten sonra mutfağa yöneldim. O kadar çok özlem doluydum ki neredeyse beynim alev alacaktı.

Taehyung:

'' Taehyung biliyor musun? Bazen beyinsizin tekiymiş gibi davranıyorsun.''

Jimin'e gözlerimi devirdim.

'' Bazen mi?'' Jungkook kendince havalı olduğunu sandığı ama tavşana benzemekten öteye geçemediği bir tiple bana bakıyordu.

'' Ben halimden memnunum. Yeeahh!'' dedi Hoseok hyung kollarını yana açarak.

'' Çünkü işin ucunda Red Velvet üyelerini görmek var.''

'' Aptal mısınız siz? Ah gerçekten tiksiniyorum sizin bu ergenliğinizden. Biraz havalı olun beyler.'' Yoongi hyung sonunda uyanabilmişti.

'' Keşke çoktan döndüğümüzü söyleseydin Tae. Ağlayacakmış gibi duruyordu.''

'' İşin süprizi de burada zaten Jin omma.'' Bana dik bir bakış attıktan sonra omzumu silktim. Grubun anası olmasaydı. Benim suçum değildi sonuçta.

Menajerimiz sonunda arabaya kolları dolu bir şekilde giriş yaptıktan sonra poşetleri arkaya, bana uzattı.

'' Ya tanırsa beni? Çirkinleşmem lazım. Ah Tanrım, bu kadar mükemmelken nasıl başaracağım bunu?''

'' Sadece V yerine Kim Taehyung ol yeter  Uzaylı. O zaman gerçekten çekilmezsin.''

Gözlerimi devirip sokağa girdiğimizi gördüğümde maskeyi yüzüme geçirdim. Menajerden aldığım iki beden büyük montu da üzerime geçirdikten sonra aynaya baktım. Hala aynıydım. Aptalca bakışlarımı etrafıma atarken Namjoon hyung en sonunda sinirlenip çirkin şapkalarından birini kafama geçirdi. Jimin'de uzanıp saçlarımı şapkanın içine ittirdi. Gözlerim dışında kesinlikle bilemezdi. Gözlerimden de tanırsa gerçekten ürpertici olurdu.

'' Sakın apartmandaki insanlara görünmeyin. Bakın tekrar söylüyorum. Bu izini bir haftalık bir ısrardan sonra alabildik. Eğer yakalanırsanız hayatınızın fırçasına hazır olun.''

Dudaklarımı büzüp kafamı salladım.

'' Hyung, bugün pembe bile tercih etmedim. Nasıl tanınmamızı bekliyorsun? ''

'' Ben gitmek istemiyorum.''

'' Bekleyin beni Kadife hatunlarım!''

'' Bir an önce gidip tavuk yiyelim. Tavuk!''

Menajerimizin bıkkın bakışlarına aldırmadan şapkayı aşağıya çekip hızla arabadan indim. Benim apartmana girmemle birlikte ikişer dakika aralıklarla altı çocuk daha arkamdan geldi. Hızla asansöre sıkıştıktan sonra dokuzuncu kata basıp bekledim. Heyecandan kalbim yerinde durmuyordu. Sorsanız, hayır sevmiyordum. Sadece özlemiştim. Pekala, bana bakarken gözleri ışıldayan kızı çok fazla özlemiştim. Elimdeki kutuyu yukarı kaldırıp asansörden çıktım. Çocuklar merdiven boşluğuna saklandığında derin bir nefes aldım ve kapıyı çaldım.

Joohyun:

Kapının çalmasıyla Yeri'ye dönüp ayağımla ittirdim.

'' Kapı Yerim. Delikten bakmadan açma.''

Oflayarak yerinden kalktı ve kapıya baktıktan sonra açmadan sesini duyduk.

'' Unni bir şey mi sipariş ettiniz?''

''Hayır.'' dedim kaşlarımı çatarken.

Kapıyı açtığını duyduğumda tembelce yerimden kalktım.

'' Kim o?'' dedim Yeri'nin omzunun üzerinden bakarken.

'' Tavuk siparişi diyor unnie. Kim sipariş verdi?''

'' Ne siparişi? Daha yeni yemek yemedik mi? Kimin adına?'' dedim siparişi getiren çocuğa gözlerimi kısarak bakarken.

'' Bae Irene.''

'' Ne? Yanlış olmalı. Ben tavuk bile yiyemem. ''

'' Hayır, hatta büyük boy istediniz.''

Ağzım şokla açılırken duyduğum 'Lanet olsun!' sesinden sonra siparişçi çocuk elindekini Yeri'nin kucağına bırakırken hızla bana sarıldı. Panikleyerek bakarken şokla ağzım açıldı Yeri'nin ufak çığlığıyla ona bakmak istesemde bana bir şey engel oldu. Siparişçi çocuktan gelen buram buram parfüm kokusu. Onun parfümü... Kafamı geri çekip elimi kulağına götürüp maskesini çıkartırken gözümden akan yaşların sınırı yoktu.

'' Döndün.'' dedim tekrar sıkıca sarılırken. Parmaklarıyla yanağıma süzülen yaşları sildikten sonra gözümün içine baktı.

'' Döndüm, sonunda.'' dedi kolları sıkıca belime dolanırken. Bir on, on beş saniye sıkıca sarıldıktan sonra başını kaldırdı ve bende bunu fırsat bilerek dudaklarından öptüm onu.

'' Omooo!'' Wendy'nin sesini duysam da umursamadım.

'' Cidden birbirinizi sömürmenizi mi bekleyeceğiz? Taehyung?!''

Sonunda birbirimizden ayrılırken gülümsememi engelleyemedim. Önce garip ve çekingen bakışlarla bize bakan kapıdaki altı erkeğe , sonra  koridorda dağılmış yüzlerle duran kızlara baktım. Makyajsız, pijamalı ve yorgunluktan çökmüş yüzler. Ya da az önce hunharca yediğimiz ramenden dolayı şişmişte olabilirdi. İçlerinden sövdüklerine emindim. Onlara kahkaha atmak istediğimi en acı gerçek bozdu. Bende onlardan farklı değildim ki! Tanrım, al benim canımı şu an. Bu yüzle çocuk geri kaçar diye endişeyle yüzüm düştü.

'' Bizi içeri almayacak mısınız?'' dedi Bangtan Boys'un lideri.

Gülümseyerek başımı sallayıp korkuyla bakan Yeri'yi ittirerek kapıyı açtım ve yedi kişinin içeri girmesini bekledim. Kapıyı kapattıktan sonra kızlara dayanamadan gülmeye başladım. Hepsi ülkenin en yakışıklı gruplarından birine böyle bir surat ve tiple karşılaştıkları için ölmeyi diler gibilerdi.

'' Red Velvet'in yurduna hoşgeldiniz.'' dedim gülerek.

Taehyung'un elinin belime dolandığını hissettim. Kızların korkunç, erkeklerin ise utangaç bakışlarına bakarken bu gecenin çok eğlenceli olacağını anlamıştım bile. Ve bu gece resmi olarak Bangtan Boys ve Red Velvet'in birleşiminden oluşan BangtanVelvet'in doğuş gecesiydi.





My Lucky StarWhere stories live. Discover now