Ceza

1.8K 154 35
                                    



Gözlerimi gökyüzünden ayıramıyordum. Ağlamamalıydım. Kesinlikle yapmam gereken buydu. Ama o kadar zordu ki nefessiz kalacağım sanıyordum. Mutfağa yönelip çöp poşeti aldım ve odama girip stajerlikten beri sakladığım bütün özel eşyalarımı doldurmaya başladım.

Fotoğraflar,hediyeler,bileklikler,anı defteri... Taehyung'tan ve ona aşık geçirdiğim her günden kalan hatıralardı bunlar.

Ağır poşeti ince vücuduma tezat bir zıtlıkla sertçe kaldırdım ve kapıya yöneldim. Kızlara kısaca çöp atacağımı söyleyip çıktım evden.

Vücudum deli gibi titriyordu.Buna karşılık yüzüm yanıyordu. Hislerim iptal olmuştu. Sanırım dünyamda kayboluyordum. Kalbim vücudumu ele geçirmiş, beynimi yok sanıyordu.

Çöpün yanına bıraktım poşeti. Dakikalarca dikildim orda. Başına bir şey gelmesinden korkar gibiydim. En sonunda bacaklarım yorgun düştü ve yavaşça çömeldim poşetin önünde. Yılların anılarıydı. Onları atarsam unutabilir miydim? Sesini, bakışlarını, dokunuşunu, sarılışını...

Sabahki gördüklerim o kadar zoruma gidiyordu ki... Hiç sevmemiş mi diyordum kendime? Ah, zaten kendi ağzıyla söylemişti bunları.

"Senden nefret ediyorum Kim Taehyung. Senden gözümü kırptığım her saniye, kalbimin attığı her an nefret edeceğim. En çokta hala senin için gözyaşı dökebildiği için Bae Joohyun'dan nefret edeceğim. Olduğum kişiden."

Sözlerimi havaya fısıldarken gözyaşlarımı artık tutamıyordum.

*****

9 Saat Önce

Güneşin yakıcı ışınları odayı doldururken bir nefes daha aldım. Saçlarım maşaya sarılanırken o kadar sıkılmıştım ki tarifi yoktu. Uzun saçlarım önüme dalga dalga iniyordu. En sonunda son parçada serbest bırakıldı ve sprey sıkıldıktan sonra gerçekten rahatladım.

Bir yandan gözlerimle elimdeki kağıtta yazanları ezberlemeye çalışıyordum, diğer yandan kafamı toplamaya çalışıyordum. İlk kağıdı bitirince diğer kağıda geçtim. Sayfayı ezberleyerek okumaya devam ederken okuduğum kelimeyle bir anda durdum. Gözlerim yanlış görme ihtimalime karşılık kapanıp tekrar açıldı ama hayır, yanlış görmüyordum.

BTS röportajı.

Dört aydır görmezden geliyordum onu. Dört ay önce Birbirimizi tanımıyormuş gibi yapacağımızı konuşmuştuk ve öylede olmuştu. Bulunduğumuz her ortamda selamlaşıp geçiyordu. Kaçamak bakışlarımız dışında hiç konuşmamıştık. Bugüne kadar.

Bugün röportaj vardı ve bu diyalog halinde olacağımız anlamına geliyordu. Sunucuydum ve onlara soru sormam lazımdı. Oflayarak saçlarımı öne aldım ve odadan çıktım. Yarım saat vardı. Sahne arkasında durdum ve partnerimi bekledim. Uzun boylu, beyaz tenli ve oldukça yakışıklıydı. Benden yaşça daha küçüktü ama o kadar sevimliydi ki karşısında yirmi yaş büyük biri olsa, gene dayanamazdı. Ama stajerlik zamanımdan beri katı kurallar koymuştum kendime. Asla üç yıl içinde sevgili yapmayacaktım. Sevgili, acı demek benim gözümde. Ve şu an bu ağır tempoda yeterince acı çekerken aşk son sıradaydı benim için.

My Lucky StarWhere stories live. Discover now