MAVKA II - 3: "Kanlı Parmak İzleri"

38.4K 1.8K 312
                                    

Hayalet okuyucular yüzünden oy sınırı koymak durumundayım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Hayalet okuyucular yüzünden oy sınırı koymak durumundayım. Bu bölüm 2 bin oy olsun mu?^^

♚ ♚ ♚

"Sen Parker Foster'ın odasına çık, ben sonra yanına geleceğim," diye konuştu Uraz, ana kapıdan Merkez'e giriş yaparken. Gece yarısına yakın  bir saatte geldiğimizden dolayı Merkez, olması gerektiğinden daha sessiz ve sakindi. Görevlendirilen ajanlar, karanlık sokaklarda bilgi topluyor ya da plan kuruyor olmalılardı. Kısa süreli görevlerde zaman yönetimi çok önemliydi.

"Ne yapacaksın?" Birbirine eş değer adımlarımızın sonunda asansör duruyordu.

Bu soruma karşın gözleriyle etrafımızı saran kameraları işaret etti. "David ile buluşacağın zamanda Merkez'den çıkış yapanları kontrol edeceğim," dedi ve bana dönerek ekledi: "Buluşacağınız saati tam olarak hatırlıyor musun?"

Merkez'deki kameralara kolayca erişebilecek kadar yetkili biri olmalıydı.

Olduğumuz kata gelen asansörün içine girdiğimizde Uraz, Foster'ın odasının bulunduğu katın düğmesine bastı.

David'in bir kurşun ile kanlar içinde yerde kalakaldığı ve kollarımın arasında can verdiği günü hatırlamaya çalışmak, dikiş atılmamış bir yaranın üzerine baskı yapmaktan ya da o yaraya tuz basmaktan farksızdı.

Sırtımı asansör kabinine dayadım ve bakışlarımı Uraz'ın asansör aynasına yansıyan silüetine çevirdim. "Akşam dokuzda buluşmak için sözleşmiştik," dedim. Tarihi belirtmeme gerek yoktu; çünkü ikimiz de o günü net bir şekilde hatırlıyorduk.

Karşımdaki aynadan başını onaylar anlamda salladığını gördüm. O sırada asansörün kapıları teknik bir ses eşliğinde açıldı ve asansör kabininden çıkmak üzere yürümeye başladım; ancak birkaç adımın sonunda kapı eşiğinde durdum, arkama, ona döndüm. Eksi birinci katın düğmesine basarken başını asansöre yaslamıştı. Ardından parlak mavi gözlerini bana çevirdi. Dalgın ve düşünceli görünüyordu.

Adımlarımı ileriye doğru atıp eşikten çıktığım anda asansörün kapıları Uraz'ın üzerine kapandı. Koridorun ucundaki Parker Foster'ın odasına doğru yöneldim. Etrafta benden başka kimse yoktu. Sessizdi.

Geride bıraktığım her bir adımımda David'in yansımalarını görüyordum. Bazen duvar kenarında kollarını göğsünde birleştirmiş halde kahverengi gözleriyle beni izliyordu, bazen ise büyük adımlarını benim küçük adımlarımla eşleyip benimle birlikte yürüyordu. Üzerinde her zamanki gibi ütülü takım elbisesi, ayaklarında ise cilalanmış ayakkabıları vardı. Ak düşen kısa saçlarının ensesi yeni tıraşlanmış gibiydi. Yanımda yürürken kahverengi gözlerinin içine bakıyordum, konuşsun, beni azarlasın istiyordum.

Yine başına hangi belayı aldın Şah?

Merkez'e neden geldin? Kötü bir şey mi oldu?

MAVKA I & IIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin