11.BÖLÜM: "Kontrol Edilmek"

43.1K 2.1K 226
                                    

Ellerimi, kollarımı, bacaklarımı; tüm bedenimi saran ipler, onların parmaklarının arasında.

Gitmeme izin vermiyorlar.

Kaçıp kurtulmama izin vermiyorlar.

O kapıdan çıkmak istediğim an, bacaklarımı yere sabitliyorlar; ellerimin arasından sarkan ipleri birbirine doluyorlar.

Kullanıyor.

Beni kullanıyorlar.

Hayatımı kullanıyorlar.

Beni kontrol ediyorlar.

Çocukluğumu, gençliğimi, zamanımı ve kelimelerimi kontrol ediyorlar.

Bundan bir kurtuluş varsa eğer, kollarımın uzanabileceğinden, parmaklarımın yetişebileceğinden çok uzakta.

Bekliyorum, zamanın dolmasını.

Kum saatinde aşağı akacak tek bir kum tanesininin kalmamasını.

Bekliyorum.

***

Gözlerimi yavaşça aralamaya çalıştım ve o anda gözlerimin içine giren parlak ışık, gözlerimi hızla yeniden kapamama neden oldu. Şakaklarımda ayrı, ense kökümde ayrı bir ağrı hissediyordum. Gözlerimi tekrardan araladım. Işığa olan duyarlılığımdan dolayı gözlerimi istemsizce hafifçe kısılmıştı.

Yattığım yerden doğrulurken etrafıma bakındım. Açık tonlarda döşenmiş olan büyük bir yatak odasındaydım. Bulunduğum bu odayı daha önce görmemiştim.

Kimin evindeydim? Beni kim getirmişti buraya?

Üstümdeki kıyafetlere baktım; dün evden çıkarken giydiğim kıyafetlerimleydim. Düne dair en son hatırladığım şey, bir şeyler içmek için girdiğim barda, barmenle birlikte bir şeyler konuştuğumdu. Kaşlarımı çattığım sırada onunla olan son konuşmamızı hatırlamaya çalıştım.

Sırtında ağır bir yük taşımak için fazla gençsin, demişti; ancak bir şişe viski eşliğinde kendimden geçtikten sonra neler olduğunu hatırlayamıyordum.

Üzerimdeki yumuşak battaniyeyi kenara çekerek yataktan çıktım ve etrafımda sert bir obje var mı diye bakındım. Tüm bunları yaparken sessiz olmaya dikkat ediyordum. Odanın kapalı olan kapısını kontrol ettikten sonra odanın köşesindeki duvara gömülü dekoratif kitaplığın rafından ağır görünen heykel bibloyu aldım ve sessiz adımlarla kapıya yaklaştım. Dün gece sarhoş halimle ne haltlar yediğimi hatırlayamadığım için temkinli olmak zorundaydım.

Boşta kalan elimi kapının kulbuna yerleştirdim ve kulbu indirip kapıyı açmadan önce derin bir soluk verdim. Kapıyı ses çıkarmayacak şekilde sabitledim ve odadan çıktım. O anda birinin merdivenlerden yukarı, bulunduğum kata çıktığını duydum ayak seslerinden. Merdivenler odanın tam yanındaydı ve bu sayede hızlı bir hamle yapıp evden kolayca kaçabilirdim.

Nefesimi tutup bir köşeye sindim ve ayak seslerini bana doğru yaklaşmasını bekledim. İki elimle tuttuğum bibloyu daha çok kavrayarak sıktım. Merdivenlerden yukarı çıkan her kimse, git gide bana yaklaşıyordu. Aramızdaki mesafede emin olduktan sonra yerimden adeta rüzgar gibi fırladım ve bibloyu tam kafasına vuracağım anda tanıdık kahveliklerle karşılaşmamla kalakaldım. "Ekin Bey..." Şaşkın bakan gözlerimizin odağında birbirimiz vardık. Bedenlerimiz de yüzlerimiz de birbirine yakın duruyordu.

MAVKA I & IIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin